MENÜ
İzmir 27°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Diş ve Diş Eti Sağlığında Sigaranın Yeri
Mehmet Ergüneş
YAZARLAR
4 Ağustos 2020 Salı

Diş ve Diş Eti Sağlığında Sigaranın Yeri

Diş eti hastalıklarının birçok sebebi olduğu günümüzde kanıtlanmış bir durum. Sigara ise ne yazık ki birçok hastalıkta olduğu gibi diş eti hastalıklarında da önemli bir etken. Yapılan araştırmalarda sigaranın diş eti hastalığına yakalanma ihtimaline etkisinin yüzde 50 olduğu gösterilmiş.

Sigara dediğimizde aklımıza genelde akciğer kanseri, KOAH, amfizem gibi hastalıklar gelmektedir. Ama diş eti hastalığındaki rolü bu hastalıklarla neredeyse yarışır durumda. Sigara diş eti hastalığına neden oluyor diş eti hastalıkları ise diş kaybına neden oluyor. Diş eti hastalıklarının nedeni bakterilerdir. Diş etlerini ve çene kemiğini etkileyen hastalık olan diş eti hastalığı dişlerin üzerinde yer alan plağa yerleşip ilerler ve hastalığa neden olur.

Sigara içmek diş etlerinin geç iyileşmesine sebep olur!

Çalışmalar diş eti hastalığının gelişmesinde sigaranın en büyük faktörlerden biri olduğunu gösteriyor. Sigara hem ısı değişimine sebep olarak hem de içinde ki zararlı maddeler dolayısıyla kan dolaşımını etkileyerek diş etlerinin geç iyileşmesine sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalarda sigara içenlerde içmeyenlere oranla daha fazla diş taşı olduğu gösterilmiştir. Biriken diş taşları eğer ki temizlenmezse diş etinde ve kemikte çekilmeye sebep olmaktadır. Diş etindeki geç iyileşme sigara içenlerde görülen düşük tükürük akışına da bağlanabilir.

Diş eti hastalığı kendini nasıl gösterir?

Diş eti hastalığı hemen bir anda ortaya çıkmamaktadır. İlerleme hızı kişiye ve bakım alışkanlığına göre değişir. İlk olarak genellikle fırçalamada kanamayla kendini göstermektedir. Bu aşamada önemsenmez ve dikkate alınmazsa ilerleyen hastalık dişetlerinde ve kemikte çekilmelere sebep olur. Sonrasında iyice açılan diş yüzleri sonunda dişlerde ağrı, artan sızlama ve son aşamada da sallanma ile kendini gösterir ve geri dönüşü olmayan bir süreç başlamış olur. Çekimlerin takibi sonrası hastalara hareketli bir protez ya da tedavi yapıldıktan sonra implant uygulanıp diş yapılabilir. Sigara kullanımı bu hastalıklarda direkt etkendir. Yapılan bazı araştırmalarda sigara adedi bile hastalığın başlamasını ve şiddetini etkiler. Günlük bir buçuk paket sigara içen hastalarla yarım paket sigara içen hastalar karşılaştırıldığında hastalık gelişme oranı yarı yarıya değişmektedir.

Diş eti hastalıklarında sadece sigara değil puro, tütün çiğneme alışkanlığı, pipo gibi etkenler de hastalık gelişmesine sebep olmaktadır. Bu etkenler sadece periodontal hastalık yani diş eti hastalığına değil, ağız kanserlerine, gırtlak, yemek borusu, dudak kanserlerine de sebep olabilir. Araştırmalara göre ağız ve gırtlak kanserlerine yakalananların %90´ı sigara içiyor ve sigara içenlerde içmeyenlere oranla hastalıkların ve kanserlerin gelişme riski 6 kat artıyor. Tedavi sonrasında sigarayı bırakmayıp kullanmaya devam edenler de ise hastalık neredeyse %50 ihtimalle tekrardan oluşuyor. Daha çok erkeklerde görülen ağız kanserleri 40 yaş üstü bireylerde daha sık görülür. Sigarayla birlikte alkol kullanımı hastalığın görülme ihtimalini artırıyor.  Burada da düzenli diş hekimi kontrollerinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.

Sigara içenlerde diş etleri mor renktedir. Bu sağlıksız bir görünümdür. Çünkü diş etinin sağlıklı rengi açık pembedir. Sıkı parlak bir görünümdedir. Bazı hastalıklarda diş etinin bu sağlıklı formunu bozmakta sağlıksız bir görünüme ve renge sahip olmasına neden olmaktadır. Bu da erken teşhisin ağızdan başlayabileceğinin bir göstergesidir.

Lösemi gibi kanı etkileyen hastalıklarda belirtiler ağızda da görülmektedir. Lökosit olarak adlandırılan beyaz kan hücrelerinin yapımını ve olgunlaşmasını etkileyen lösemi ne yazık ki her yaşta görülebilen bir hastalıktır ve bu konuda farkında olmak artan insidans nedeniyle çok önemlidir. Diş etlerinde ve diş çevre dokularında tutulum sonrasında yaygın olarak belirtiler ortaya çıkabilir.

Ağız kanserleri ise bu hastalıktan farklı olarak tek başına ortaya çıkabiliyor. Erken teşhis edildiğinde tedavisi mümkün ve oldukça kolay. Ancak ilerleyen evrelerde ağrıya, fonksiyon kaybına ve tedavi sonrasında büyük deformitelere ve hatta ölümlere bile sebep olabilir. Tedavisinde ise cerrahi olarak hastalıklı hücrelerin ve dokuların tamamen çıkarılması, radyoterapi, kemoterapi ya da bunların hepsinin birlikte kullanıldığı yöntemler kullanılmaktadır. Erken teşhisin başarıyı artırdığı unutulmamalı ve mutlaka düzenli olarak diş hekimi kontrollerini yaptırmalısınız.

Sağlıklı gülüşler...

Sorularınız için; [email protected] - ?www.disizmir.net

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi