Beklentilerin Karşılanmaması
Kısa bir aranın ardından köşe yazılarımla geri döndüm. Bu hafta konumuz hayal kırıklığı. Her birimizin hayatında belirli hayal kırıklıkları bulunuyor. Kimimiz arkadaşlık ilişkilerinde kimimiz romantik ilişkilerinde ya da aile ilişkilerinde kimimiz de iş hayatında hayal kırıklıkları ile karşılaşabiliyor. Hayal kırıklığı kelime anlamı olarak beklentilerin karşılanmaması ya da beklentilerimizin boşa çıkması durumunda ortaya çıkan bir duygudur. Peki, hayal kırıklığı hangi duyguya benzer? Hayal kırıklığı en çok pişmanlık duygusuna benzer. Hayal kırıklığı ile pişmanlık arasındaki en temel fark ise hayal kırıklığı; genellikle bir başkası tarafından beklentilerimizin karşılanmaması durumunda ortaya çıkarken, pişmanlık duygusunda ise bu durum kendimizle ilgilidir.
Hayal kırıklığının sosyal çevremizle ve diğer insanlarla olan ilişkilerimizde ortaya çıkan bir duygudur. Oluşan beklentilerin bir karşılık bulamamasından kaynaklanmaktadır. Bu beklentilerin oluşmasında çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler; geçmiş deneyimlerimiz, karşılanmamış ihtiyaçlarımız, ilişkilerdeki dinamiğimiz gibi pek çok farklı etki bulunmaktadır. Hayal kırıklıklarımızda beklentilerimizin dışında da -diğer- kişinin etkisi bulunmaktadır. Diğer kişisinin aradaki bağa atfettiği önem, geçmiş öğrenmeleri, onun beklentileri ve kurulan ilişki dinamiğindeki bağ önemlidir. Bazen kendi zihnimizde kurduğumuz konumla –diğer- kişisinin zihnindeki konumumuz aynı olmayabilir. Böyle durumlarda ise hayal kırıklığı kaçınılmazdır.
Hayal kırıklığı çeşitli şekillerde hepimizin yaşadığı bir durumdur aslında. Romantik ilişkilerde beklenilen ilginin gösterilmemesi, özel günlerin unutulması gibi karşımıza çıkabilirken; iş hayatımızda beklenilen terfinin yapılmaması, performansınızın görülmemesi gibi olabilmektedir. Bazen de arkadaşlarımızın bizim için önemli olayları önemsememesi, bizi desteklememesi gibi karşımıza çıkabilmektedir. Madem bu kadar sık karşılaştığımız bir konu hayal kırıklığı peki bizler hayal kırıklığına uğramamak için ne yapabiliriz?
-İletişim her şeyin çözümü olabilir. Belki de karşınızdaki kişi sizin neler hissettiğinizi bilmiyor olabilir. İletişim kurun.
-İletişim kurarken en önemli şey suçlayıcı bir dil kullanmamak. Sen böyle yaptın demek yerine ben böyle hissediyorum ifadelerini kullanalım. Ben dili önemli.
-İlişki dinamiği bizim istediğimiz, beklediğimiz gibi olmayabilir. Karşımızdaki kişi bizim verdiğimiz değerden daha azını bize veriyor olabilir. Kabullenelim. Bazen olmaz.
-Olayları kişiselleştirmekten ziyade karşımızdaki kişi bizim yerimizde bir başkası olsaydı ona da öyle davranabilirdi. Kendimizi suçlamayalım.
-Tüm duyguları yaşamamız sağlıklı olanı. Günlük işlevselliğimizi bozmadığı sürece bütün duyguları yaşamamız gerekiyor. Hayal kırıklığını yaşayacağımızı da kabullenelim.
Sayfa başına git