MENÜ
İzmir 26°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
“LARİSSA İLGİ BEKLIYOR”
Oktay Özengin
YAZARLAR
18 Aralık 2020 Cuma

“LARİSSA İLGİ BEKLIYOR”

Buruncuk Köyümüzün içinden geçerken hep aklımıza gelir Larissa… Köyün hemen arkasında yükselen 100 metreyi aşkın bir tepenin üstündedir. Yüzyıllardır derin bir uykuda olmasına rağmen arada sırada kendisini çok seven definecilerce uyandırılmaktadır. Ancak ilk uyanmasını geçen yüzyılın başında Alman Arkeolog sayesinde gerçekleştirmiştir.

Larissa’ya canınız istediğinizde çıkamazsınız. Oraya çıkmak için yol yordam bilmek gerekir. Yani düzgün bir yolu yoktur. Ya epey dolaşarak çevresinden, yada tırmanarak ön yüzünden çıkmak zorundasınız. Yolda bir çoban köpeği denk gelirse korkmayın, sadece içgüdüsel olarak havlar, sizi korkutur. Ancak zarar vermez. Eğer ısrarla çıkmak isterseniz de yaz aylarını tercih etmenizi öneririm. Sıcağa rağmen, yavaş yavaş göğe yükselmek insana ayrı bir heyecan veriyor. Kışın yağan yağmurdan zaten adım atamazsınız. Eğer bir de rüzgara yakalanırsanız vay halinize

LARİSSA’YA İLK ÇIKIŞIM 1984

Larissa’ya ilk kez 1984 yılında, yani günümüzden 36 yıl önce çıkmıştım. O tarihte Hürriyet Gazetesi’nin Menemen Muhabiri olarak Larissa’yı hem tanımak, hem de tanıtmak istemiştim. Çevre yolunu takip ederek yanımızda o dönemler bekçiliğini yapan bir buruncuklu ile tepeye ulaştık. Yukarıda bol bol taş vardı. Ancak bu taşların içinde dolaşınca ne büyük bir tarihi bölgenin ortasında bulunduğumu anladım. İki futbol sahası büyüklüğündeki bu bölgenin kendine has bir büyüsü vardı. Bir kez gezen ikinci kez mutlaka ziyaret etmek isterdi.

LARİSSA’YA İKİNCİ ÇIKIŞIM 1995

Aradan tam 15 yıl geçti ve 1995 yılında tekrar Larissa özlemim baş gösterdi. Bu kez amacım o tarihlerde hazırlıklarını yaptığım “Geçmişten günümüze bilinmeyen yönleriyle Menemen-1996” kitabım içindi. Gazeteci ağabeyim Ali Rıza Kemer ve yine Buruncuk Köyünden bir rehber ile tepeye çıktım. Sıcak bir yaz günüydü. Çevre yolu sıcaktan bitmek bilmedi, ancak Larissa’ya kavuşunca her şeyi unuttum. Eski bir dostum gibi karşılanıp, kucaklaştım. 11 yıl önce bıraktığım gibiydi. Hiç yaşlanmamıştı. Bu karşılaşmamız bir saat kadar sürdü ve ayrılma zamanı geldiğinde, “Tekrar görüşürüz” diyerek vedalaştım.

LARİSSA’YA ÜÇÜNCÜ ÇIKIŞIM (Nisan-2013)

Aradan yine yıllar geçti. Tam 18 yıl. Menemen Tarihi üzerine yaptığım araştırmalar üzerinde ayrı bir yeri olan Larissa ile tekrar buluşmak için Buruncuk Köyü Muhtarımız Sayın Emin Akdeniz’den ricacı oldum. Sağ olsun beni kırmadı ve tepeye çıkmak için bir tarih ve saat belirledik. Buluşma günümüze oğlum Tolga’yı da alarak Buruncuk’a gittik ve Muhtar Emin Bey ile buluştuk. Larissa’ya bu kez çevre yolundan değil, daha kestirmeden dikey olarak ve tırmanarak çıkacaktık. Diğer yolculukların aksine bu çıkışımız çok daha kısa sürdü, ancak daha yorucu oldu. Havanın sıcak olması da ayrı bir yorgunluk verici oldu. Yolda yine bir köpeğe rastladık. Sağ olsun, havladı ve hevesini alıp bizim yukarı çıkmamıza izin verdi. Onun amacı koyun sürüsüne yaklaşmamızı engellemekti. Bunu da başardı.

Buruncuk Köyü Muhtarımız Emin Akdeniz, oğlum Tolga ve ben yerden ayrıldığımızın 22. dakikasında Larissa’ya ulaşmıştık. Eski dost yine aynı canlılığıyla bizi karşıladı, buyur etti. Bu kez teknolojik olarak daha donanımlı gelmiştim. İki dijital fotoğraf makinesi ve yüksek çözünürlüklü cep telefonum ile bol bol fotoğraf çektim. Ben fotoğraf çekerken Emin Bey de Larissa ile ilgili bildiklerini anlatıyordu.

“MAĞARA AĞZI KAPALI”

Emin bey ile kalıntılar arasında yürürken ilk olarak bir mağaranın önüne geldik. Yukarıdan bakıldığında aşağıda dehlizler vardı. Ancak mağara ağzı büyük taşlar ile kapandığı için aşağıda ne var ne yok bilinmiyordu. Bu ağızdaki taşlar temizlenip, içeriye girmek için komandolar gibi iple sarkmak gerekir. Tabii aşağıda ne gibi tehlikelerin de var olduğunu bilmek yukardan bakanlar için imkansız.

“DİPSİZ KUYUYA DİKKAT!”

Yazımızın başında da belirttik. Larissa’ya rehbersiz çıkılmaz diye. Bir sütunun üstünden geçiyorduk ki Emin Bey uyardı. Hemen önününüz de bir kuyu var diye. Ben daha önceki çıkışlarımda bu kuyu ile ilgili pek bir şey hatırlamıyordum. Ancak, oğlum Tolga ile uyarıya uyduk ve adımlarımız yavaşlattık ve dikkatli atmaya başladık. 2 metre sonra bahsedilen kuyunun devasa boyutlarda olduğunu gördük. Bulunduğumuz yerden içindeki sular görülüyordu. Tepe ile su arasındaki mesafe 4 metre kadardı. Derinliği tahmin etmek için suya büyükçe bir taş attım. Duyduğum sesten sudaki derinliğin oldukça fazla olduğu kanaatine vardım. Allah korusun bu suya düşenin yukarıya çıkma ihtimali sıfırdı. Suyun içinde veya altında neler vardı? Derinliği ne kadardı? Bunlar bir gün inşallah cevabını bulur!

“ŞEHİR MERKEZİ”NDE…

Gezimize devam ediyorduk. Ben bir yandan fotoğraf çekerken, oğlum tolga da yıkıntılar üzerinde dolaşarak Larissa’yı gezmenin tadını çıkarıyordu. Muhtarımız ve Rehberimiz Emin Bey’de bize refakat ediyordu. Emin Bey ile Larissa’nın dış duvarlarına geldik. Oldukça büyük ve düzenli yontulmuş taşlarla örülmüştü dış duvar. L biçiminde zikzaklar çizerek Larissa’yı çevriliyordu. Duvar boyları bazen 4-5 metreye kadar ulaşıyordu. Tabii bu görünen yüzüydü. Görünmeyen gömülü kısım kim bilir ne kadardı? Buradan şehir merkezine, yan yana evlerin ve odaların bulunduğu bölgeye geldik. Yukardan bakıldığında taş yığını, içine girdiğinde tarihi merkez. Kim bilir kaç aile, ne hayatlar yaşadı burada? Ne düğünler ne ölümler görüldü? Hepsi bir bilmece gibi.

“DEFİNECİLER YİNE İŞBAŞINDA!!”

Şehir merkezinden biraz ilerlediğimizde Emin Bey yine ilginç bir şey gösterdi. Hemen önümüzde bir çukur vardı. Ben bu çukurun yine yüzlerce yıl öncesinden bir kalıntı olabileceğini düşünürken tam tersi çıktı. Bu daha bir hafta önce defineciler tarafından kazılmış bir çukurdu. Edindiğim bilgilerden Larissa’nın sık sık defineciler tarafından ziyaret edildiği sonucunu çıkarıyorum. Bunların yaptığı kazıların ardı arkası kesilmemiş. Yüzyılın başından beri kazılıyor, mübarek ne bereketli imiş. Bu bereketi herkes biliyor, ancak engel olmak çok zor. Günün 24 saati burada nöbet tutmak mümkün değil. Elbet bir çaresi vardır. Onu da benim bilmem mümkün değil.

“YAPILMASI GEREKENLER!”

Larissa’yı seven biri olarak bunca gezinin ardından sonuç olarak şunları yazabilirim.

1-Kabul etmek gerekir ki Larissa’da kazı çok zor ulaşım ve tabiat şartları ile mücadele edilerek yapılabilir.

2-Burada yapılacak kazılar ve elde edilecek buluntular Buruncuk Köyü ve Menemen açısından oldukça önem arz edebilir. Larissa’yı herkes merak ediyor. Kazılardan sonra buranın ziyarete açıldığı günleri düşünün.

3-Mağaralar, dehlizler, dipsiz kuyular… Larissa sadece arkeologları değil, su altı araştırmacılarını ve belgeselcileri bile kendine çekecek kadar gizemli olabilir.

4-Larissa’dan bugüne kadar çıkarılan eserler ülke içindeki ve dışındaki müzelerde. Yeni eserlerle bunlar birleştirilerek Menemen’e veya buruncuğa bir müze kazandırılabilir.

5- Tüm bunlar gerçekleşemese de meraklılar açısından buraya ulaşımın uygun hale getirilmesi ve bir rehber bulundurulması çok yerinde bir atılım olacaktır.

LARISSA : Menemen’in hemen kuzeyindedir. M.Ö. 3000. yılda kurulmuştur. Cilalı taş, Hellenistik, Lydia ve Pers yönetiminde yaşamıştır. Peleponez savaşlarında, (M.Ö. 405) yıkılınca yeniden kurulmuş ise de (M.Ö.279) Galatlar tarafından yıkılmıştır. Kalıntılar arasında tapınak ve Akropolisin sur parçaları bulunmaktadır. Buradan çıkarılmış olan Arkaik döneme ait mimari parçalar İzmir Arkeoloji Müzesinde, diğer eserler ise Stockholm ve İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunmaktadır. Yüzey araştırmaları 1902 yılında İsveçli Arkeologlar tarafından başlatılmış ve 1932-1934 yıllarına kadar da bir Alman - İsveç ortak kazısı olarak sürmüştür. Larissa kazıları, Batı Anadolu’da yapılan araştırmalar arasında en yararlı olanlardan biridir. Larissa’daki buluntular 6. 5. ve 4. yüzyıllardaki Aeol mimarlığının bugüne kadar bilinen en güzel örneklerindendir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi