ÖZETLE: 1949 yılının 2. yarısında Menemen´de en çok konuşulan ve ses getiren olay 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü´nün Menemen´e yaptığı ziyarettir. İnönü çok kala-balık bir topluluk tarafından karşılandıktan sonra Hükümet Meydanı´nda Menemenlilere uzun bir konuşma yapmıştır.
Diğer konu başlıklarımız ve 1949 yılının 2. yarısında Menemen´de yaşananlar:
BİR ÖĞRETMENİMİZ SÜREK AVINDA VURULDU (8 HAZİRAN 1949):
Menemen´e bağlı Bozköy´de bir domuz avı esnasında köy öğretmeni domuz zannedilerek vuruldu. Olay şöyle gelişti: Bozköylüler kendi meralarında domuz sürek avına çıktı. Bu esnada köylülerden Tevfik Ok, Mehmet Yeşil, Bozköy Başöğretmeni Necati Şahin, birbirlerinden ayrılarak domuz gözetlemeğe başladı. Bir süre sonra domuz görülünce Tevfik Ok ve Mehmet Yeşil´in bulunduğu taraftan atılan çifte tüfeğinden çıkan saçmalar, baş öğretmen Necati Şahin´in yaralanmasına neden oldu. Başöğretmen derhal köylüler tarafından Memleket Hastahanesi´ne götürülerek tedavi altına alındı. Başöğretmen ifadesinde, Tevfik ve Mehmet ile arasının açık olduğunu, bunlardan birisinin attığı çifte ile yaralandığını söylemiştir. Tahkikat sürmektedir.
MENEMEN BELEDİYESİ FEN MEMURU ARIYOR (19 HAZİRAN 1949) :
Menemen Belediyesi, ihtiyaç duyduğu Fen Memuru kadrosu için Yeni Asır Gazetesine bir ilan verdi. İlanda, 225 lira ücretli kadro için taliplilerin 10 gün içinde vesaikiyle birlikte belediyeye müracaat etmeleri gerektiği bildirilmektedir.
MENEMEN´E BAĞLI ALİAĞA BUCAĞI´NIN SIRTLARI AĞAÇLANDIRILIYOR (5 TEMMUZ 1949) :
Menemen´e bağlı Aliağa´nın çevresinde bulunan yüksek yerler, Bergama Orman İşletme Müdürlüğü´nün, Menemen Kaymakamlığı´nın ve Bucak Müdürlüğü´nün çalışmaları ile tamamen fıstık çamları ile doldurulacak.
ULUCAK KÖYÜNDEN HAKLI BİR TALEP (2 AĞUSTOS 1949) :
Menemen´in Ulucak Köyünden bir vatandaş tarafından Yeni Asır Gazetesine yazılan bir şikayet mektubunda, çiftçilerin fazla suyu eski Gediz yatağına boşaltarak, buradaki geçitleri kapadığından şikayet ediliyor. Sorunun çok önemli olduğuna dikkat çekilen mektup şöyle başlıyor:
?Menemen Ovası´nın sulama işi hiç şüphe yok ki ovaya yepyeni bir kudret vermiştir. Bununla beraber ufak tefek bazı mahzurlar da ortaya çıkmıştır. Şimdiye kadar kupkuru bir halde duran Gediz yatağı son zamanlarda kanallardan fazla gelen sulara bir nevi yatak vazifesi görmeye başlamıştır. Köylüler, ihtiyaçtan fazla gelen suları bu yatağa akıttıkları için kuru olan geçit yerleri su ile dolmuştur. Köprüler bulunmadığına göre köylüler, kadınlar, paçalarını sıvamak suretiyle o bataklığı geçmek zorunda bulunuyorlar. Yüklü arabalar ise, saplanıp kalmak korkusuyla aynı yükü iki üç taksim etmek zorundadırlar. Bu vaziyet bu şekilde devam edeceğine göre, ileride bu yataktan geçmek daha da güçleşecektir. Bunun için Kiremit Ocağı, Erik Ağacı, Üç Yemişler geçitlerine birer köprü yapmak lazımdır. Bütün köyü alakadar eden bu konuya, alakadarların şiddetle dikkatini celbi vazife biliriz.?
CUMHURBAŞKANI İSMET İNÖNÜ MENEMEN´DE (2 AĞUSTOS 1949) :
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, İzmir´in bazı kazalarını ziyareti esnasında Menemen´e de gelerek temaslarda bulunmuş, sorunlar hakkında bilgiler almıştır.
Cumhurbaşkanımız, dün saat 10.15´de Demirkonak´tan otomobille ayrıldıktan sonra önce Örnekköy´e oradan da Menemen´e geldi. Beraberinde eşi Mevhibe İnönü ile kerimeleri, Büyük Millet Meclisi Başkanı, Generaller, Bayındırlık Bakanı, İzmir Valisi, CHP?Müfettişi, İzmir Milletvekilleri, CHP?Divan Üyeleri, İzmir Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, Deniz Komutanı ve CHP?İl Başkanı da bulunan İsmet İnönü, ilgi ve alakadan yolda sık sık durarak halkla görüştü. Menemen´e tezahürlerle karşılanan Cumhurbaşkanı, hükümet önündeki meydanlıkta toplanan coşkun kalabalığa mikrofondan şöyle hitap etti:
?MENEMENLİLER, AZİZ HEMŞEHRİLERİM?
?Şimdi içinde bulunduğum muhabbet halkasını kıymetli bir hatıra olarak daima muhafaza edeceğim. Menemen´in içinde ve dışında beni görmek için buraya gelmiş olan bütün vatandaşlarımı muhabbetle selamlarım.
Menemenliler;
Buraya kuraklıktan ızdırap çeken geniş bir vatan bölgesinden geçerek Karaburun ve Çeşme mıntıkasında çadırlar içinde yaşamağa mecbur kalmış vatandaşlarımı görerek geliyorum. Çok şükür, bu sene mıntıkasında mahsul vaziyeti, kuraklık mıntıkalarımıza nispetle daha sevindiricidir. Sizi görmediğim zamanlardan beri çok müterakim (birikmiş) halde idim. Cemiyet hayatı ve yaşama şekli 3-5 sene evveline nispetle biraz daha düzelmiştir. Ege bölgesinin haklı olarak beklediği yüksek maişet (geçim) seviyesine doğru mütemadiyen terakki (ilerleme) etmektesiniz. Sizin çalışmanız vatanın diğer kısımlarına da hayırlı, feyizli (verimli) bir örnek olsun isterim.
?DÜŞMANLIK OLMAMALI?
Şimdi Ege Bölgesi´nde beni başlıca işgal eden mevzu vatandaşlar arasında düşmanlık olmamasını istemek ve vatandaşlarımdan siyasi parti mücadelelerini düşmanlık politikası haline getirmeyeceklerini söz olarak işitip, söz olarak memlekete götürmektir. Menemen´e gelmeden evvel bir köyden geçtim. Ve orada her üç partinin mensupları tarafsız vatandaşlarla beraber etrafımda toplandılar. Hepsi siyasi mücadelede düşmanlık yapmayacakları hakkında bana söz verdiler. Menemenliler, sizden de bu sözü istiyorum. Siyasi Partiler arasında ?eşit hukuk, eşit muamele olacaktır´ diye iki sene bütün Anadolu´da şehir şehir, köy köy dolaştım. Şimdi görüyorum ki tekrar şehir şehir, köy köy dolaşıp vatandaşlardan birbirlerine düşman olmamalarını istemek zamanı gelmiştir.
Egeliler; siz bana bu yeni çalışmamda ilk yardımcılar olacaksınız. Anlayışlı, ileri vatandaş!
Vatanın parçalanmasının ve vatanın tehlikeye düşmesinin ne demek olduğunu çok iyi bilen vatandaş! Siz diğer vatan aksamı için bana kuvvetli bir destek, kuvvetli bir yardımcı olacaksınız. Siyasi Partiler arasındaki mücadele ne olursa olsun, vatandaş hangi siyasi partiye mensup bulunursa bulunsun, bunların benim için hiç ehemmiyeti yoktur. Benim için ehemmiyetli olan vatandaşlarımın birbirine düşman olmamasıdır. (Meydandaki Menemenlilerden, ?Böyle şey yoktur? sesleri yükseliyor)
Siyasi hayatın muhtelif safhalarında benim için en şiddetli sözleri en çok işitmiş olan bölgesiniz. Bunların benim üzerinde hiç bir tesiri yoktur. Benim için mühim olan vatandaşlarımın birbirine düşman olmamasıdır. Anlıyor musunuz Menemenliler?... Bu kıymetli günde sizinle konuşurken bütün ege halkına söylüyorum ve sizinle konuşurken bütün memlekete sesimi işittiriyorum. Memleketin muhtelif siyasi parti cereyanları içinde bulunan, her köşesine yetişip vatandaşlarımdan komşusuna ve öteki siyasi partilere düşman olmamasını isteyeceğim. Yeni çalışmam başlıca iki konu üzerinde toplanacaktır. Kanuna riayet olunacaktır. Vatandaşlar arasında düşmanlık olmayacaktır?
Bu hitaptan sonra Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü bir ihtiyarın isteği üzerine belediye balkonuna çıkmış ve Menemen halkını selamlamıştır. İnönü, daha sonra tezahüratlar arasında Menemen´den ayrılarak Foça´ya gitmiştir. (Yeni Asır)
MENEMEN´DE 5000 YIL ÖNCEYE AİT ESERLER BULUNDU-1 (21 AĞUSTOS 1949): Menemen´e bağlı Helvacıköy civarında Höyücek Tepe´sinde, Ege´de Türk Tarih Kurumu adına Prehisatorik araştırmalar yapmakta olan Ankara Üniversitesi Antropoloji Doçenti Dr. Muzaffer Şenyürek ve eşi, E. Şenyürek, İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hakkı Gültekin ve İzmir Müzesinde asistan Arkeolog Ahmet Dönmez´den müteşekkil bir heyet tarafından yapılan bir sondaj neticesinde bundan beş bin sene evveline ait çok kıymetli eserler bulunmuştu. Evvela, Hakkı Göltekin tarafından görülmüş olan bu Höyükte şimdiye kadar hiç bir hafriyat yapılmamıştır. 2.40 x 3.40 metre ebadında ve 1.50 metre derinlikte açılmış olan bir sondaj çukuru bu Höyük´ün Bakır çağına ait kültür kalıntılarını ihtiva ettiğini ortaya koymuştur. Bu çukurda, bir duvar bakiyesiyle elle yapılmış siyah ve içi kırmızı, dışı siyah, kırmızı ve cilalı çanak parçalar, bir büyük küpün bakiyeleri, taş perdah aletleri, midye kabukları bulunmuştur.
Beş bin sene evvel yaşamış olan bu insanların maişetinde (geçim) Midye´nin ehemmiyetli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. Heyet pazartesi günü tekrar Höyüğe giderek daha birkaç gün çalışacaktır. Heyet gelecek sene burada daha büyük ölçüde hafriyat yapmak tasavvurundadır. Yapılmış olan sondajda meydana çıkan eserler şimdiye kadar İzmir civarında bulunmuş olan en eski eserler arasındadır. Ayrıca, kaydetmek isteriz ki bu hafriyatı yapmış olan heyetin üyeleri İzmir´in hemşehrileridir. Araştırmayı yapanlar, bu höyüğün altında daha eski Kalkolitik devre ait bakiyelerin bulunmasını da mümkün görmektedir. Heyet bu civarda daha başka araştırmalar da yapacaktır.