MENÜ
İzmir 16°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
1950  YILINDA MENEMEN  (TEMMUZ - AĞUSTOS)
Güncel
9 Kasım 2018 Cuma 11:32

1950 YILINDA MENEMEN (TEMMUZ - AĞUSTOS)

ÖZETLE: 1950 yılının ortalarında Menemen´de en çok konuşulan konuların başında Demokrat Parti İzmir Milletvekili Behzat Bilgin´in Menemenli çiftçilerimizin sorunlarına gösterdiği ilgi ve alaka gelmektedir. Bilgin, sayısız kez Menemen v

ÖZETLE: 1950 yılının ortalarında Menemen´de en çok konuşulan konuların başında Demokrat Parti İzmir Milletvekili Behzat Bilgin´in Menemenli çiftçilerimizin sorunlarına gösterdiği ilgi ve alaka gelmektedir. Bilgin, sayısız kez Menemen ve köylerini ziyaret ederek notlar almış ve bunları bakanlıklara bildirme sözü vermiştir.

 

Diğer konu başlıklarımız ve 1950 yılının ortalarında Menemen´de yaşananlar:

İLK SULAMA SİFONU MENEMEN´DE DENENDİ (6 Temmuz 1950):

Bornova Ziraat Okulu Öğretmenlerinden Necdet Küçükkoca ile Bağcılık İstasyonu Asistan-larından Atıf Atilla, sulamada kullanılmak üzere hususi bir sifon yapmışlardır. Bu sifonun Menemen Sulama Kanallarında, Sulama İstasyonu ve Sulu Ziraat Deneme İstasyonu Mühendisleri ile ve birçok çiftçinin huzurunda denemesi yapılmıştır.

Çok pratik ve ucuz olan sifon, mühendis ve köylülerin büyük ilgisini çekmiştir. Bu sifon sayesinde motopomp ve santrifüja lüzum kalmadan sulama kanallarından pamuk tarlalarına ve bağlara bol miktarda su verilebilecektir. Bu suretle, Menemen´de şimdiye kadar sulanamayan büyük bir kısım verimli arazinin sulanması mümkün olacaktır. (Aşağıda)

 

MENEMEN´DE SULAMA KANALLARI (29 Temmuz 1950) : ?TAM İSTİFADE EDİLEMİYOR? Menemen´in sulama işlerindeki aksaklıklar, Demokrat Parti İzmir Milletvekili Behzat Bilgin tarafından önceki gün mahallinde dinlenmiş ve muhtelif köylerden gelen vatandaşların şikayeti üzerinde durulmuştur. Bir taraftan Gediz sularının yetmemesi, diğer taraftan kanallardan vatandaşların istifadesi için iyi bir tertibin kurulmuş olmaması ve hakkaniyetle tatbik edilmemesi, esaslı sızıntıların sebepleri arasındadır. Kanallardan faydalanma imkanına güvenen çiftçi vatandaşlar her seneden daha geniş pamuk ekimi yapmışlar ve bu uğurda külliyetli masraflara katlanmışlardır. Havaların kurak gitmesi dolayısıyla sulama ihtiyacı her zamandan fazla hissedilmiştir. Fakat ihtiyaçlar hala karşılanamamış durumdadır. Menemen´i ilgilendiren üç kanaldan; Menemen - Koyundere -?Ulucak -?Kaklıç - Sasalı mecrasını (yön) takip eden kanalda, Menemen ve Koyundere sudan faydalanmışlardır. Ulucak bölgesine her nedense pek az su verilmiş, fakat bunu takip eden Kaklıç daha geniş ölçüde sulama imkanı bulmuştur. Sasalı hemen hiç sulama yapamamıştır. Kaklıç´ta bilhassa büyük arazi sahiplerinin bulunması, bunların menfaatine küçük çiftçilerin ihmal edildiği intibaını (şüphe) uyandırmaktadır.

      Diğer bir kanal Menemen -?Günerli - Seyrekköy -?Tuzculu - Süzbeyli köylerini ilgilendir-mektedir. Bunlardan yalnız Günerli ve Seyrekköy´e esaslı şekilde sudan faydalanmış, Tuzçullu ve Süzbeyli mahrum kalmışlardır. Bunların sulama yapabilmeleri için eğer fevkalade bir alaka gösterilerek su verirlerse, ancak iki haftalık bir müddet kalmıştır.

     Üçüncü kanal Menemen -?Çavuşköy - Musabey -?Keseköy ve Seyrek köylerinin arazisini sulamaktadır. Bu kanal iyi çalışmış ve pek şikayet mevzuu olmamıştır. Bundan başka Gediz Çayı´nın ana yatağından faydalanan Maltepe -?Gerenköy -?Bağarası -?Foça arazisini sulamak için Başbakan Adnan Menderes´in İzmir´deki vaadi veçhile şu tertip tatbik edilmektedir. Su 10 gün kanallara verilir, müteakip dört günde ise kapaklar açılarak Gediz mecrasından akar. Böylece Maltepe -?Gerenköy -?Bağarası ve Foça çiftçileri tulumbalarla tarlalarını sulamak imkanını bulurlar. Bir de Ulucak´tan itibaren Balatçık - Küçük Çiğli ve Büyük Çiğli arazisinin sulanma meselesi için Gediz yatağına tahliye kanalı vasıtasıyla suyun çevrilmesi icap eder. Su yetmediği için buna hiç imkan bulunamamıştır.

     Sulama işlerinin iyi yapılması için kanallardan sırasıyla hangi bölgelerin ve her bölgede hangi tarlaların faydalanacağı sıraya konmuş ise de bu sıranın ciddi olarak tatbik edilmemesi şikayetlere ve hatta hadiselere sebep olmuştur. Özbey köyünde Patron Mustafa´nın kardeşi İbrahim Gül, Süleyman´ın yeğeni Rıza´yı, su sırasını vermek istemediği için yaralamıştır. Burada 5000 dönüm pamuktan ancak 100-150 dönüm sulamadan faydalanmıştır. Ulucak´ta kanalın ancak istasyon önünden gelen kısmından istifade edilmiştir.

Seyrekköy´de büyük bir arazi sahibinin 1000 dönümlük arazisini suladığı, küçük çiftçilerin bundan imkan bulamadıkları şikayet konusudur. Bazı yerlerde sırası gelmeyenler tarafından geceleyin ?çalındığı? söylenmiştir. Ancak bu gibi hadiseleri önlemek için, son günlerde su bekçilerinin emrine jandarmalar verilmiştir. 

1- Acil olarak Ulucak - Tuzculu -Süzbeyli - Özbey -?Mavridi bölgelerine su verilmesi, 2-  Küçük arazi sahiplerinin sudan faydalandırılmalarının temini, 3- Bayındırlık Bakanlığınca acele bir müfettiş gönderilecek, kanal işletmesinde bu sene görülen aksaklıkların tespiti ve gelecek sene için buna göre gerekli tedbirlerin alınması kararlaştırılmıştır.

     Diğer taraftan, sulama işlerini tanzim için esaslı bir işletme kanununun çıkması ve kanalları kafi miktarda su gelebilmesi için de Adala barajının ikmaliyle Marmara gölü sularından istifade temini temenni edilmektedir. Çünkü şikayetlerin asıl kaynağı suyun yetersizliğidir. Milletvekili Behzat Bilgin, bu dilekleri İlçe Kaymakamına duyurmuş ve alakadar olacağı cevabını almıştır. Bayındırlık Bakanlığı nezdinde de gerekli teşebbüsler yapılacaktır.

SULAMA TEFTİŞ EDİLİYOR (13 AĞUSTOS 1950):

İki hafta önce Menemen´i ziyaret eden Demokrat Parti İzmir Milletvekili Behzat Bilgin, bilhassa Gediz sulama işlerine ait dilek ve şikayetlerle meşgul olmuştu. Bunlar iki gruba ayrılabilir: Birincisi kuraklık dolayısıyla Gediz sularının bu sene ihtiyaca kafi miktarda olmayışıdır. Önümüzdeki yıllarda bunu önleyecek en esaslı tedbir Marmara gölünden istifade edilerek yapılacak Adala barajı ile kanallara verilebilecek suların arttırılmasıdır.

      Bilindiği gibi, Gediz vadisinde sulama tesisatı henüz tamamlanmadığı gibi resmen işletmeye de açılmış değildir ve halkın faydalanabilmesi için muvakkat olarak bir işletme faaliyeti yürütülmüştür. Diğer şikayet mevzuu ise, sulama işlerinde bütün arazi sahiplerine kanallardan, gerekse doğrudan doğruya Gediz´den faydalanma hususunda müsavi (eşit) imkan verilmemiş olması, bazı bölgelerin ihmal edilmiş bulunması ve umumi olarak, su verilen yerlerde tatminkar bir tevzi sistemin yürütülememesidir. Hatta, bu su tevzi (dağıtma) işine iltimasların (kayırma) karıştığı bazı büyük arazi sahiplerinin, küçük çiftçi zararına tercihli muamele gördükleri de iddia edilmiştir.

Bu bakımdan çiftçilerimizin isteği, sulama işlerinin bir kanuna bağlanması ve karışıklığa meydan vermeyecek bir nizamın kurulmasıdır. Bu mevzuda, müşahadelerini Bayındırlık Bakanı Sayın Fahri Belen´e bildirmiş olan milletvekili Behzat Bilgin´e dün bakan tarafından telgrafla cevap verilmiş ve ilgisine teşekkür edilerek görüşlerinin kabul edildiği bildirilmiştir. Bu cümlede olmak üzere, Menemen Ovası sulama işlerini teftiş etmek, bu sene müşahade edilen aksaklıkları tahkik ve tespit eylemek ve ilerisi için alınması icap edecek tedbirler hakkında tahkikatta bulunmak üzere bir müfettiş tayin edilmiş ve gönderilmiştir. Bu vazife, bay Nazmi Karatekin tarafından ifa edilecektir. Bu suretle, hem bu sene sulama işlerinin neden aksadığı anlaşılacak, hem de ?eğer varsa´ mesuliyetler tespit ederek, gelecek yıl için daha dikkatli bir sistem oluşturulacaktır?

MAHALLE MUHTARLIKLARI SEÇİMLERİ (14 AĞUSTOS 1950): İzmir´de olduğu gibi Menemen´de de yapılan Mahalle Muhtarlıkları seçimlerini büyük çoğunlukla Demokrat Parti adayları kazanmışlardır. DP, Menemen´e bağlı dokuz mahallenin sekizini, CHP ise sadece birini kazanmıştır.

MENEMEN´DE ÜZÜNTÜ YARATAN KAZA (15 AĞUSTOS 1950): Menemen´de gece 21.30 sıralarında kışla civarında, 313 numaralı kamyonla hususi bir otomobil arasında şiddetli bir çarpışma olmuştur. Her iki araba da ağır hasara uğramıştır. Hususi otomobilde iki erkek, dört kadın yolcu yaralı olarak kurtulmuşlardır. Yolcular, çevreden yetişenler tarafından araçtan çıkarıldıktan sonra kısa sürede temin edilen bir araçla İzmir´e nakledilmişlerdir. Kaza Menemenliler arasında derin üzüntü yaratmıştır.

YARIN 10 KASIM? 

ATAMIZI SAYGI İLE ANIYORUZ

 

 

 

ATATÜRK´ÜN ÖLÜMÜNÜ MENEMENLİLER NASIL ÖĞRENDİ?

 

Türkiye Cumhuriyet´inin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak 10 Kasım 1938 günü saat 09.15´te İstanbul Dolmabahçe Sarayı´nda hayata gözlerini yumdu. Ata´nın ölümü tüm yurtta ve Dünya´da olduğu gibi Menemen´de de büyük üzüntü yaratır. Menemenliler ellerinde bayraklarla Cumhuriyet Meydanı´na Atatürk Büstünün önüne koşar. Gözyaşı sel olmuştur.

Menemenliler Atatürk´ün öldüğüne bir türlü inanmak istemez. Ancak, bu acılı haberi vermek CHP Menemen Başkanı Avukat Kemal Oskay´a düşer. Oskay, Meydanda toplanan kalabalığa Atatürk´ün vefat ettiğini söyler. Menemenliler başlarını öne eğerek saygı duruşunda bulunurlar. Bu arada büstün hemen sağında bulunan Menemen Belediye binasının 2. katındaki Türk bayrağı da yarıya indirilir. Daha sonra kürsüye gelen Menemen Kaymakamı Mehmet Emin Ergüven ile Belediye Reisi İdris Tınaz başsağlığı dileklerini iletir.

Atatürk´ün ölümüne ilişkin Menemen´de yaşananlar Bedri Onat (1950-1960 Menemen Belediye Reisi) tarafından 1984 yılında tarafıma bizzat anlatılmıştır.

 

 

Fotoğraf : Menemen CHP Başkanı Kemal Oskay, Atatürk´ün ölüm haberini Menemenlilere duyuruyor. Arşivimizdeki bu eşsiz fotoğrafta belediye binasının 2. katındaki yarıya indirilmiş bayrak, yüzlerdeki üzüntü ve fotoğrafın üzerindeki ?Atatürk´ün ölüm münasebeti? bu durumu yansıtmaktadır.

 

CENAZE TÖRENİ:

 

Atatürk´ün naaşı 16 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. İstanbul halkı Büyük Önder´in önünden saygıyla geçti. Atatürk´ün cenaze namazı 19 Kasım 1938 günü Dolmabahçe Sarayı´nda kıldırıldı. Aynı gün çok büyük bir kalabalıkla cenaze Yavuz Zırhlısı ile İzmit´e oradan da aynı günün akşamı 20.30´da Ankara´ya uğurlandı. Ertesi gün (20 Kasım 1938) Ankara´da başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere devlet erkanı tarafından karşılanan cenaze TBMM önünde hazırlanan katafalka konuldu. Ankara halkı Atatürk´ün önünden saygı geçişlerini yaptı. 21 Kasım 1938 günü yabancı devletlerden gelenlerin de katıldığı çok büyük bir cenaze töreni ile Atatürk´ün cenazesi Ankara Etnografya Müzesi´ndeki geçici kabrine konuldu. (Aynı günün akşamı Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atatürk üzerine bir radyo konuşması yaptı.)

 

ANITKABİR´E NAKLİ:

 

Atatürk´ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir´in yapımına 1944 yılında başlandı. İnşaat aşaması oldukça uzun sürdü ve 1953 yılında tamamlanabildi. Ölümünden 15 yıl sonra 10 Kasım 1953´te Atatürk´ün cenazesi Ankara Etnoğrafya Müzesi´nden alınarak törenle Anıtkabir´e getirildi ve toprağa verildi.      

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi