MENÜ
İzmir 33°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ABD TÜRKİYE´DEN TEZKERENİN DİYETİNİ İSTİYOR OLABİLİR Mİ?
Güncel
24 Mart 2017 Cuma 08:21

ABD TÜRKİYE´DEN TEZKERENİN DİYETİNİ İSTİYOR OLABİLİR Mİ?

Takvimler 2003 yılının bu ayını gösteriyordu. Zamanının ABD Başkanı kafayı Saddam´a takmıştı.

Takvimler 2003 yılının bu ayını gösteriyordu. Zamanının ABD Başkanı kafayı Saddam´a takmıştı. Halbuki Saddam, aynı İran´ın dini lideri Humeyni gibi, geçmişlerinde ABD istihbaratının gizli ve açık destek verdiği bir muhalefet lideriydi. Saddam, ülkesini pek demokratik yönetmemesine rağmen Irak halkının durumunun o coğrafyadaki benzer ülkelerden daha iyi olduğu bağlantısız gözlerce kolayca görülüyordu. Amerika´nın gözünde ise Saddam artık bir diktatör, kitle imha silahları olan acımasız bir katildi, mutlaka kafası koparılmalıydı.( Fırsattan istifade Irak da daha küçük parçalara bölünmeliydi.)

TBMM tezkereye ?evet? oyu verseydi on binlerce Amerikan askeri Türkiye´nin güneydoğusuna yerleşecek oradan Irak´ın içlerine ineceklerdi. Hani şu birçok yabancı kuruluşun haritasında  ?Kürdistan? diye ayrı renkte gösterilen vatan parçamız var ya işte orası Irak savaşının cephesi olacaktı. Özerklik vaadi verilen Kuzey Irak Kürtleri ile bizim Mehmetçik de Saddam´a saldıracak ama ne ilginç ki bizim için tehdit olan PKK´ya ordumuzun silah sıkma, hatta yan bakma, hakkımız olmayacaktı. ABD Lozan´ı hiç imzalamamıştı yani ABD Türkiye´nin toprak bütünlüğünü zaten kabul etmiyordu. TBMM Tezkereye ?evet? verseydi toprak bütünlüğümüzü kabul etmeyen bir süper gücün on binlerce askerini, tankını tüfeğini bizden kopartmaya çalıştıkları topraklarımıza kendi ellerimizle sokacaktık.  

1 Mart 2013 günü TBMM´de yapılan gizli oturumda ?evet? oyu üç oy eksik çıkınca ?Türk Silahlı Kuvvetleri´nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye´de bulunması için Hükümet´e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi" isimli tezkere reddedilmiş oldu.

1 Mart Tezkeresi´nin TBMM´ye takılması ABD´yi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Türk hava sahasını, liman ve topraklarını kullanamayan ABD Irak işgali sırasında büyük bir başarısızlığa uğradı ve ağır bir ekonomik ve sosyal fatura ödemek zorunda kaldı. ABD, o dönem stratejik ortağı olarak kabul ettiği, Türkiye´nin kendisini yarı yolda bıraktığını, bunun er veya geç mutlaka bir cezai yaptırımı olacağı açık açığa söyleniyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili 2016 yılında yaptığı bir açıklamada "Irak´ta düşülen hataya Suriye´de düşmek istemiyoruz. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım,?1 Mart tezkeresi ilk anda kabul edilip Türkiye, Irak´ta olsaydı, Irak´ın durum böyle olmazdı. 1 Mart tezkeresi ilk anda geçseydi, Türkiye masada olacaktı" değerlendirmesinde bulunmuştur.

Halbuki 2016 yılına gelindiğinde Irak işgali kararının altında imzası olan isimler pişmandır. Zamanın İngiltere Başbakanı, Dışişleri Bakanı,  ABD Dışişleri Bakanı hepsi ?kandırıldık? demektedirler. Irak aleyhine iddia edilen kitle imha silahlarının aslında hiç bulunmadığı, bunun aslında ABD ve İngiltere gizli servislerinin yalanı olduğu, terörizm ile savaşı bırakın IŞİD´in ve terörizmin yükselişine yol açıldığı, kabul edilmektedir. 

Irak´ta işgalci ABD ve İngiliz güçlerinin desteği ile büyük bir tarihsel ve kültürel kıyım gerçekleştirilmiş, müzeler, tapu daireleri yağmalanmış, binlerce yıllık tarihi değerleri yok edilmiş, ülke fiilen parçalanmıştır. Halk eskisinden çok daha kötü yaşam koşullarında hayatta kalmaya çalışmaktadır.

Suriye´de de birbiri ile çarpışan, düşman muhalif terörist grupların oradaki karmaşayı sürdürmek ve gereğinde Türkiye aleyhine de kullanılmak için ABD´nin farklı gizli servisleri tarafından açıkça destekleniyor olduğu yazılıp çizilmektedir.

Ne ilginçtir, bu kez 1997 yılının yine mart ayında Fethullah Gülen, "Ben şahsen başkanlık sistemine de salahiyeti genişletilmiş cumhurbaşkanlığına da sıcak bakıyorum." demiştir. Türk halkının gözünde ABD destekli olduğuna hiç kuşku duyulmayan bu dini lider TBMM´nin de bombalandığı ancak başarısız olan bir darbe girişimiyle, aynen zamanının İran´da yapıldığı gibi, Türkiye´nin başına geçirilmek istenmiştir.  

Süper güçler bu coğrafyayı istedikleri gibi şekillendirebilecekleri bir oyun alanı olarak görmektedirler. Amaçları ülkeleri olabildiğince küçük parçalara bölmektir. Gereğinde öne çıkartmak istedikleri bir lideri özgürlük savaşçısı olarak bir ülkenin başına geçirmekte ama gereğinde aynı kişiyi zalim diktatör, halk düşmanı ilan edip imha etmeye kalkabilmektedir. Olan masum insanlara olmaktadır.

ABD´nin TBMM ile olan hesaplaşması bitmemiş olabilir mi? Ne dersiniz?

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi