Bal üretiminde dünya ikincisiyiz ama?
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü koordinatörlüğünde 2015 yılı içinde Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı Yetişkin Eğitimi Personel Hareketliliği kapsamında Ulusal Ajans tarafından kabul edilen ve imza altına alınan ?Arıcılıkta Ürün Çeşitliliğinin Arttırılması ve Pazarlama Stratejileri´ isimli proje, 2016 yılı aralık ayı sonu itibariyle sonuç raporu ile tamamlanacak.
Proje Yürütücüsü Erkan Topal´dan edinilen bilgilere göre proje ortakları; İzmir İli Arı Yetiştiricileri Birliği, Kemalpaşa İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Menderes İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Doğa Arıcılık A.Ş.´dir. Katılımcılar İzmir´de aktif olarak arı yetiştiriciliğiyle uğraşan ve arı ürünleri üretiminde bilgi eksiği olan İzmir İli Arı Yetiştiricileri Birliği üyeleri ile alternatif arı ürünleri konusunda kendisini geliştirmek isteyen, çiftçi eğitimi ve yayım faaliyetlerinde görev alan, üreticilerle birebir temas halindeki teknik personeller ve konu uzmanı araştırmacı personellere yöneliktir.
Proje kapsamında grup 13-24 Temmuz tarihleri arasında Bükreş, Cluj Napoca ve Blaj şehirlerinde inceleme ve eğitimler aldı. Bükreş´te Arıcılar Birliği´ne bağlı, arı ürünleri işleme fabrikası, arı ürünleri kalite laboratuvarı, Islah ve Yetiştiricilik birimi ile damızlık ana arı işletmesini ziyarette bulundu. Ayrıca Arıcılar Birliği Derneği (Apicola) ziyaret edildi. Cluj Napoca şehrinde 2 adet arı işletmesi, ortağı olan Casabio firmasında incelemelerde bulunuldu ve arı ürünleri ile ilgili eğitim alındı. Blaj şehrinde arı ürünleri paketleme tesisi ve arıcılık malzemeleri satış mağazasında ziyaret edildi. Romanya´da bulunulan süreçte Apimondia Apiterapi Başkanı Dr. Cristina Mateeuscu, Casabio firmasından Alina Varadi, Dr. Mirela Strant ile özel bir klinikte görev yapan Dr. Cristina Pavel ve konu uzmanı birçok araştırmacıdan eğitimler alındı.
?Bal üretiminde dünya 2. olmamıza rağmen??
Proje Yürütücüsü Erkan Topal yaptığı açıklamasında, ?Türkiye yaklaşık 7 milyon kovan varlığı ve 100 bin tondan fazla bal üretimi ile dünya sıralamasında 2. olmamıza rağmen ihracatta sıkıntılar yaşamaktayız. Ülkemizde bal dışında polen ve propolis üretiminin yanı sıra eser miktarlarda da olsa arı sütü ve arı zehri üretimimiz bulunmaktadır. Dünya arıcılığında Propolis, arı sütü, apilarnil, quuen larva, arı ekmeği ve arı zehiri gibi arı ürünleri ve apiterapi uygulamaları geniş yer almaktadır. Ancak ülkemizde üreticilerimizin yetiştiricilik konularındaki teknik bilgi ve tecrübelerindeki yetersizlik ve mevcut potansiyelin kullanılamamasından dolayı, bu ürünlerin bir kısmı bilinmemekte bir kısmı ise üretimi yapılmamaktadır. Ülkemizde yapılan bir araştırmada tüketiciler tarafından arı ürünlerinin bilinirliği ve satın alma sıklığı arasındaki ilişkilerin incelemesine yönelik araştırmada balın bilinirliği %99.4 ile ilk sırada çıkarken polenin bilinirliği %61.6 ikinci sırada çıkmıştır. Arı sütünün bilinirliği %52.8, balmumunun bilinirliği %46.4, arı zehirinin bilinirliği %16.3, propolisin bilinirliği ise %8.9 olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu tarafından balın 2 ya da 6 ayda bir satın alındığı diğer arı ürünlerinin ise hiç satın alınmadığı ifade edilmiştir. Tüketici tercihine göre üretimi şekillendirmek sektörümüz için önemli bir konudur? şeklinde bilgi verdi.
?Ürün çeşitliliğinde bizden ileriler?
?Romanya´da yapılan teknik gezi ve eğitim ile arı ürünlerinin çeşitliliği, kullanım alanlarının genişliği, özel sektörün faaliyetlerinin yaygınlığı anlamında dünyadaki ürün çeşitliliği ve apiterapi konusunda ileri oldukları görülmüştür. Arıcılar birliğinin örgüt yapısının ülke çapında yaygın ofisler ve devlet politikası ile arıcı ile birlik arasında iletişimin etkisi ürün çeşitliliğine ve dayanışmaya güzel bir örnek gösterilebilir. Gezi sonrası katılımcı grubumuzun ortak düşüncesi koloni bakımı ve yetiştiricilikte ülkemizden ileri olmadıkları fakat ürün çeşitliliğinde oldukça ileri oldukları ve apiterapi uygulamalarının yaygın olması ülkemizde bu konularda kat edilmesi gereken uzun bir yolun olduğu kanaatine varılmıştır? dedi.
Haber: S. Derya BOSUT