Basına ilk yansıyan haberin başlığında hastanenin ismi de veriliyordu ancak ben şu an yayın yasağı olduğu için hastanenin ismini yazamıyorum. O sebeple siz bunu herhangi bir hastaneye uyarlayabilirsiniz.
Gerçi basına yansıdığını söyledim ancak çok okunan yaygın basın değildi. Yaygın okunan basın hiç yazmadı. Daha az okunan basında ve internette bu yazı çok yayıldı. Ardından mahkeme yayın yasağı koydu. Artık yayınlanamıyor.
Habere göre bir dizi ihmal sonucu bir bebek doğumda ağır bir darbe yemiş, hasarlanmış ve sakat kalmıştı. Aile bunun üzerine harekete geçip o doğumdaki sorunları yargıya taşımış. Olayın ne olduğunu anlamaya çalıştığımda anlayabildiklerim şu şekilde: Anne ve baba doğumu yaptırması için çevredeki hastanenin ünlü bir hekimine başvurmuşlar. Ancak doğum zamanı o hekim hastanede değilmiş. O sebeple bir başka hekim bakmış ve doğuma bir başka hekim gelmiş. İlk hekim aileye göre hastanede resmen görevli değilmiş diğeri de çok geç gelmiş. Ailenin şikayetlerinin temel özeti bu şekildeydi. Yayın yasağı geldiği için ben de çok kısıtlı bir zaman dilimi içinde okuyabildim. Ardından kaldırıldı artık okuyamıyorum.
Burada ben ailenin mağduriyeti hakkında pek yorum yapmak istemiyorum. Bebeğin hasarlanması tıbbi bir hata sonucu olabileceği gibi olmayabilir de. Doğum bu, mutlak garanti verilemez. Tüm riskler engellenemez. Çok sayıda olasılık var. Bebek aslında oluşundan hasarlı veya anne karnında hasarlanmış da olabilir. Veya hakikaten doğum sırasında hasarlanmış olabilir. Doğum sırasındaki hasarlanma bir tıbbi hata sonucu olabileceği gibi tıbbi hata sonucu olmayabilir de. Bunları artık benim bilme olasılığım yok. Ancak vurgulamak istedim. Bizler tim riskleri engelleyebilme gücüne sahip değiliz.
Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu sağlık sistemimiz konusunda yanıltılıyor ve yanılmak istiyor olmanız. Bizim yeni sağlık sistemimiz çok gelişmiş bazı ülkelerden kopyalanmıştır. Ancak ülkemiz koşullarına çok az uyarlanarak uygulamaya konulmuş bir sistemdir. Uyarlamaların bir kısmı sadece toplumu hoş tutmaya yönelik ancak sağlık açısından içi boş uyarlamalardır. Evet, ülkemizin sağlık sisteminde eskinin başıboşluğuna son verilmiştir ancak birçok yeni sorun de ortaya çıkartılmıştır.
Önemle vurgulamalıyım ki yeni sağlık sistemi esasen parasal bir sistemdir. Eldeki para ile sizlerin sağlık gereksinimlerinizin nasıl karşılanacağına odaklanır. Bunun için yapılanların bir kısmının sizler de farkındasınızdır. Hizmet alırken ilaç alırken kimi zaman sizi zorlayan ek bedeller ödüyorsunuz. Yani paranın bir kısmını siz ödüyorsunuz. Bunun yanında farkında olmadığınız başka önlemler de var: İlaç fiyatları zorla düşürtülmüş, hekimlerin muayenehaneleri zorla kapattırılarak pazarlık güçleri ortadan kaldırılmış, bazı hizmetlere yapılan ödemeler son derece kısıtlı tutulmuştur. Bu uygulamalar sizleri pek ilgilendirmiyor gözükebilir ama sonuçlarına hepimizin katlanmak zorunda kalacağı uygulamalardır bunlar. Bu yazıda ben bunlardan sadece doğuma yönelik önlemlere odaklanacağım.
Öncelikle ülkemiz doğurganlık oranı yüksek bir ülkedir. Yani sosyal güvenlik primi ödeyen çalışan başına parası ödenecek olan doğum sayısı bu sağlık sisteminin kopyalandığı ülkelere oranla çok yüksektir. Sistemin uygulandığı ülkelerde doğurganlık azdır oysa bizde çoktur. Onlar doğuma oldukça iyi ücretler ödüyor olmalarına rağmen bizde doğuma ödenen rakam çok kısıtlıdır. Bunun tek sebebi vardır. Bu paranın sosyal güvenlik bütçesinde ne kadar yer tutacağının düzenlenmesi. Doğumlarımız elimizdeki para oranında bir bedelle karşılanmaktadır. Matematiksel olarak doğru bir yaklaşımdır ama insani olarak sizin bazı eksikliklere katlanmanız beklenilir. Bu eksiklikler bazı taktiklerle sizlere hissettirilmemeye çalışılmaktadır. İşte benim eleştirdiğim budur.
Konu çok da kısa değil ancak yerimiz doldu. Haftaya devam ederiz.
Dr. Suphi Toprak