30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yazılı açıklamada bulunan Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Menemen Şube Başkanı Elif ORHAN, “Türk ulusunu yoktan var eden Büyük Taarruz’un 92. yılındayız. Cumhuriyet karşıtlarının yok sayamadıkları, küçültemedikleri, görmezden gelemedikleri bu büyük zafer neden bu kadar büyük?
Taarruzun ve zaferin büyüklüğünün esas nedeni, yüzyıllarca hasretle bekleniyor olması, Türk Ulusunun ilk kez psikolojik olarak savunmadan çıkıp taarruz etmesi ve zafere ulaşmasındandır. İlk kez kafasını kaldırıp güvenle ileriye bakabilmesindendir.
Bu hareket sırasında yenilgiler kadar, hatta daha çok zaferler vardır. Rastlantıdır ki, Büyük Taarruzdan tam 851 yıl önce Malazgirt’de bir büyük savaş tarihte yerini almıştır. Ne var ki bu zaferler bir fetih politikasına ve yeni yurt edinme amacına yöneliktir.
Türk Ordusu ilk kez vatan savunması için taarruz etmektedir. Üstelik Avrupa’ya büyük bir ileri hareketin ters dönmesinden 238 yıl sonra ilk kez net bir zafer kazanılmaktadır.
Osmanlı Devletinin tarihsel dönemleri sayılırken, Gerileme Devri adı verilen dönemin başlangıcı olarak 1699 Karlofça Anlaşması esas alınır.
Arada yapılan ve Çanakkale harbi gibi gurur kaynağı savaşların tamamı bir savunma savaşıdır. Birinci Paylaşım Savaşında Misak’ı Milli sınırlarımıza çekilmemizi zorlayan bütün savaşlar, içinde kısmi başarılar bile olsa Türk Ulusunun psikolojik boyun eğişinin tarihidir.
Bu boyun eğiş, Kurtuluş Savası sırasında İnönü Savaşları ile tersine dönmüştür. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Nisan 1922 tarihinde 2. İnönü Savaşının muzaffer komutanı İsmet Paşa’ya çektiği telgrafta kullandığı sözler bu psikolojinin yenilmeye başlamasının tespitidir. Mustafa Kemal o ünlü telgrafında “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz”. derken bunu anlatmaktadır. Yüz yıllardır savunma ve geri çekilme halindeki Türk Ordusunun makûs talihini.
İnönü Savaşları da, ardından gelen Sakarya Zaferi de, hatta Sakarya Zaferi sonrası düşmanı Afyon önlerine çekilmeye zorlayan askeri takip de hep savunma savaşıdır.
Büyük Taarruz ise Türk Ordusunun bin yıldır yaptığı en haklı ve en muazzam savaş olan ölüm dirim kavgası ve vatan savunması adına yapılan bir savaştır. Bu nedenle büyüktür. Bu nedenle kutsaldır.
Bu kutsallığa işaret etmek için Afyon Valiliği yıllar önce Afyon kentinin girişlerine “Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklardasınız” ifadesini dev tabelalara yazdırmıştı. Büyük Taarruzun büyüklüğünü karalayamayanlar zamanla yazının silinmesini seyrettiler. Afyon’un komşu kenti Isparta’ya “Said-i Nursi’nin yaşadığı topraklardasınız” yazısını koydurdular. Yani bir kutsal ve büyük savaşın karşısına kör inancı diktiler.
Günümüzde kutsal inançlarının gereğini yerine getirmek için yüz binlerce yurttaşımız Suudi Arabistan’daki kutsal toprakları ziyaret ediyor. Bizler her 26 Ağustos’ta, her 30 Ağustos’ta en az hac görevini yerine getirenler kadar insanımızla Afyon’daki bu kutsal toprakları ziyaret edemiyorsak, bu büyük ve kutsal zaferin bilincine varmamışız demektir. 25-30 yıl öncesine kadar 30 Ağustoslarda yüz bini aşkın insanımız kendiliğinden bu kutsal alanda toplanırdı. Ne yazık ki bu geleneğimizi de yok etmeyi başardılar. İşte bu kutsal emanete sahip çıkamadığımız için ülkemizin bölünmesi, bağımsızlığımızın elden gitmesi tehlikesinden söz ediyoruz.
Büyük millet olmanın yolu tarihte büyük başarılar elde etmek kadar o başarılara sahip çıkmak, başarıyı kazananları unutmamaktan geçer. Atatürkçü Düşünce Derneği, senin eşsiz devrimlerinin ebediyen yaşaması ve Türkiye’nin senin gösterdiğin yolda, demokrasi ve barış içinde ilerlemesi için var gücüyle çalışmaya devam edecektir”. bu toprakların kapılarını bize yurt olmak üzere açan Malazgirt Savaşının 943.Yıldönümü milletimize, emperyalistler karşısında zafer bekleyen tüm ezilmiş ve işgal altındaki milletlere kutlu olsun” dedi.
Haber Merkezi