MEKANLAR VE İNSANLAR
?Mekanlar ve İnsanlar´ sayfamızın bu haftaki konuğu Ulukent Kasabı işletmecisi Levent İnce.
Ulukent 29 Ekim Mahallesi İstiklal Caddesi üzerindeki mekanındayız.
S.D.B: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Levent İnce: 51 yaşındayım. Evliyim. 1 oğlum 2 kızım olmak üzere 3 tane çocuğum var. Bu köyün hemen hemen hepsi Selanik muhaciri olduğu gibi bizim de atalarımız Selanik´ten gelmiş.
S.D.B: Çalışma hayatına kasaplıkla mı başladınız?
Levent İnce: Daha önceki işim bakkallıktı. Esnaftım. Köy meydanında bakkal dükkanım vardı. Bakkallığı 15 yıl yaptım. Aynı zamanda bakkallık yanı sıra meydanda sarmaşıklı kahvehaneyi de işlettim. Şimdi kahve kirada. Şu anki pişirme yaptığımız yerde kasap kiracım vardı. Mülkü bana ait. Burayı 4 yıl kadar işletmeye çalıştı. İşletemedi. Başka bir kasap arkadaşa devretti. Onlar da 4,5 ay işletti. Sonra kapattılar. Tarih 2009. Damak tadımıza düşkünüz, aynı zamanda hayvancılık tarafım da var. Alım satım ve kurbanlık yetiştiriyordum. Hala da ovada koyun sürüm var. Bir arkadaşım ısrarıyla bu işe giriştim. Zaten bakkallığı bırakmıştım. 20 metrekare kasap dükkanı ile başladım. Oraya küçük bir mangal da koydum. Bir iki masa ve tabureler vardı. 2009 yılından bu tarafa ibre hep yukarıya gitti. Tecrübeli bir esnaf olarak yaptığım tüm işleri başarıya ulaştırdım. Şu anda muhtemelen 25 kişi ile birlikte çalışıyorum. Ekibimden çok memnunum. Evimin de yakında olması çok büyük avantaj beni için.
S.D.B: Esnaflığa çekirdekten başladınız diyebilir miyiz? Kaç yıldır çalışıyorsunuz?
Levent İnce: 14-15 yaşındayken babamla birlikte koyun satmaya çıkardık. Ayaklarını bağlardık, şunu şu kadara satacaksın der ve giderdi. Başına beni bırakırdı. Ama uzaktan seyredermiş. Beni alıştırdı bu şekilde. Ufaktan bir maya almışız. Ufak yaşta babasız kaldım. 16 yaşında çalışmaya başladım. İlk nakliyecilik, sonra pazarcılık yaptım. Bunlar askerden öncesi. Askerden sonra bakkallık ve kahvecilik. Daha sonra da burası.
S.D.B: Peki çocuklarınız bu işi devam ettirecek mi?
Levent İnce: Oğlumun bu işi başarıp başaracağını bilmiyorum. Şu an Ayvalık´ta mimari
restorasyon okuyor. Hayvanları çok seviyor, çok meraklı ama işletmeciliği sevmiyor. Hafta
sonları bana yardım ediyor. Kızlarımdan biri lise 4´e biri de lise 1´e gidiyor. Onların da bu işe
ilgisi yok. Büyük kızımın yabancı dile büyük ilgisi var. Devamı biraz sıkıntılı.
S.D.B: Gördüğümüz kadarıyla karşılıklı üç mekana sahipsiniz. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Levent İnce: Pişirme yaptığımız yerin sırasındaki mekanı geçen nisan ayında açtım. Karşı bahçe de ilk etapta yoktu. Sadece kasapta anca birkaç masaya hizmet veriyorduk. Zaman içinde kendi mülkümüz olduğu için annemin evini de dükkana katarak mekanı büyüttük. Şimdi kendi evime dayandı sınır. 4 yıl önce bahçe kısmını oluşturduk. Şu anda iki üretim (pişirme) ve bir bahçe kısmı ile hizmet vermekteyiz.
S.D.B: Bütün bunları yaparken hareket noktanız neydi? Kendi fikrinize göre mi hareket ettiniz, yoksa müşterilerde mi biraz sizi yönlendirdi?
Levent İnce: Hepsini değerlendirdim. Başka yerlere de gidip gördüm, yedim. Müşterileri dinledim. Önceden esnaflığım zaten var. Hayvancılık merakım da var. Mesela en son açtığım mekanın ahşap zemin olması için aşağı yukarı 1-1,5 ay bekledim. Ne yapabilirim diye araştırdım, düşündüm. En son gemi sökümden tahta taban aldım. Çokta güzel oldu ve tuttu. Bahçeyi de özellikle toprak bıraktım. Tüm müşterilerim de sakın burayı bir şey yapma, biz buraya toprağa basmaya geliyoruz diyorlar. Doğal ve salaş görünümü korumaya özen gösteriyoruz.
S.D.B: Müşteri kitleniz nereden geliyor?
Levent İnce: Bostanlı, Karşıyaka, Bornova, Aliağa, Menemen genelde buralar. Gaziemir ve Şirinyer gibi çok uzaklardan da bilindiğimizi biliyorum.
S.D.B: Tanınırlığınızı sürdürmek için sosyal medyadan faydalanıyor musunuz?
Levent İnce: Web sitemiz var. Ama bizler çok alışık değiliz bunlara. Bizim zamanımızın iletişim aracı değildi bunlar. Benim en önem verdiğim reklam tavsiyedir. Müşterinin memnun ayrılması sonucu insanların birbirine tavsiyesidir. En etkilisi bu.
S.D.B: İşinizde önem verdiğiniz diğer hususlar nelerdir?
Levent İnce: Hayvanlarımı seçerek kesiyorum. Kesinlikle canlı görmediğim hayvanı kesmem. Sağlıklı ve taze hayvan kesiyorum. Evime götürmeyeceğim hiçbir şeyi misafirlerime ikram etmem. Bu çok önemli. İkincisi fiyat politikası. Uygun fiyat, yani müşterim arttı diye fiyat yükseltmiyoruz. Müşteri kaçırmamaya özen gösteriyoruz. Ürün maliyeti, mekan maliyeti bir miktar da kar koyarak fiyatı ayarlıyorum. Müşteriye güler yüzü de unutmamak lazım. Hata karşısında telafi yönüne gidiyoruz. Personele ilk söylediğim söz, huzur isterim.
S.D.B: Şununla anılırız diyebileceğiniz özel yemeğiniz var mı?
Levent İnce: Bütün ürünlerimize özel önem gösteriyoruz. Mesela sucuğumuz çok tutuluyor bizim. Çok iyi sucuk sirkülasyonumuz var. Sucuğu kendimiz yapıyoruz. Köftemiz aynı şekilde. Onu da çok satıyoruz.
S.D.B: Artan yemekleri ne yapıyorsunuz?
Levent İnce: Mutfağa bakabilirsiniz. Kemikler ayrı yere, ekmekler ayrı yere, yeşillikler ayrı yere dökülür. Ekmekleri ovadaki kuzularıma götürüyorum. Kemikleri sokak hayvanlarına veriyorum. Özellikle doğum yapmak üzere olan bir köpeğimiz var. Yeşillikleri evimin arkasında beslediğim tavuklara veriyorum.
S.D.B: Haftanın yedi günü açıksınız?
Levent İnce: Evet, özellikle hafta sonu boş yerimiz kalmıyor. Et yanında sabah 6 akşam 8 arası çorba var. Gece bizim işimiz değil.
S.D.B: Geleceğe dair hedefiniz ne dersek?
Levent İnce: Aynı işimi daha fazla geliştirmek. Daha güzel bahçeli büyük bir yer aklımdan geçiyor. Buradan çok uzak olmayacak şekilde. Ana yol üzeri olabilir.
S.D.B: Bu sokaktaki esnaflar olarak örnek birlikteliği de şahit olduk. Bu konuda ne dersiniz?
Levent İnce: O konuda diyaloğumuz çok iyi. Birbirimizin bir dediğini iki etmeyiz. Onlara göre daha büyük ve tecrübeli olduğum için her şeyi bana sorarlar. Doğru bildiğim her şeyi de kendileri ile paylaşırım. Rakip düşüncesi yok bizde. Geçenlerde Lokman´ın bacası arıza yapmış, tüm müşterilerini bize gönderdi. İyilikten iyilik doğar diye düşünürüm.
BİZDE KALANLAR
Ulukent mekanlarında üçüncü haftamız. Eski köy meydanı yenilenmiş yeme içme mekanları.
Geleneksel tatlar, birbirine dost birbirine uyumlu komşuluk ilişkileri, yeni hizmet anlayışları. Değişimin gelişime dönüştürülmesine çok güzel ve güncel örnekleri ve bunu başaran insanları tanımak, tanıtmak bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı.
Levent Bey de bu gelişimin öncülerinden. Mütevazı üslubuyla başarı hikayesini anlatırken iyi işler gerçekleştirmiş ne yaptığını bilen bir insanın gururunu taşıyordu. Evime götürmediğim, eşime, çocuğuma yedirmediğim, kendim yemediğim hiçbir şeyi burada müşterime sunmam diyor. Hizmette hata kusur olursa derhal giderir, özür dilemekten ve telafi etmekten asla çekinmem de diyor. Yeni işe başlayan personelime öncelikle mekanımda huzur isterim diyerek çalışanlar arasında birlik ve beraberlik içinde kaliteli hizmet vermenin önemini anlattığını vurguluyor. Babasını, ilk gençlik yıllarını anlatırken bu günkü noktaya gelmesinin çok da kolay olmadığını fark ediyoruz. Çalışmak, yılmamak, değişimi yakalayıp, bunlardan fırsat yaratmak konusunda gençlerimize güzel bir örnek Levent Bey.
Ulukent sokakları değişiyor, gelişiyor bu sadece ruhsuz bir değişim değil. Huzur veren mekanları, lezzetli yemekleri ile hem damaklara hem de köy havası ile ruhlara hitap ediyor.
Bu gelişime sundukları önemli katkılardan dolayı Levent Bey ve 25 çalışanına emeğinize yüreğinize sağlık diyoruz.
Haber: S. Derya BOSUT-Melek BALSEVEN