S.D.B: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Nuh Yiğit: 19.09.1985 Silopi doğumluyum. Aslen Mardin-Midyat kütüğüne bağlıyım. Çünkü o zamanlar Silopi Mardin´e bağlı olduğu için babamın memuriyeti nedeniyle biz Silopi´de bulunmuştuk. 2 yaşına kadar oradaydık. Ondan sonra Menemen´de gözlerimi açtım diyebilirim. Babam Tekel memuruydu. Menemen´e tayinle geldik. Geldiğimizde 1980´li yılların sonuydu. Menemen Atatürk İlköğretim Okulu´nda ilkokulu ve ortaokulu tamamladım. 4. sınıftan sonra marangoz yanında çıraklığa başladım. İlk ustam Celil Akayran´dı. Ortalama 6 yıl kadar çalıştım. Okul dışında hemen üstümü değiştirip işe giderdik, kumanyamızı da yanımıza alırdık. Benim marangozluk yaptığım dönemlerde 98 yılının 9. ayında Hacı Baki Sokak´ta ilk işletmemizi açtı abimler.
M.B: Peki kaç kardeşsiniz?
Nuh Yiğit: 6 erkek 4 kız olmak üzere 10 kardeşiz. 5 erkek burada çalışıyor. 1 ablamız memlekette.
S.D.B: Siz nasıl bu işe girdiniz?
Nuh Yiğit: Sami abim marangozluğu bırakıp atölyeye geçmemi istedi. Önceleri liseye gitmem konusunda çok defa uyarılarda bulundu. Ben okumak istemedim. Sonunda abim 99 yılında beni atölyeye getirdi. Zaman içinde bu işi öğrendim. Atölyenin başına geçtik.
M.B: Atölyede neler yapılır?
Nuh Yiğit: Dışardan pazarlamacılar anlaşmalı olduğumuz firmaların mevcut yangın söndürme cihazlarını getirirler. Bunların dolum ve bakımları yapılır. Kontrolden geçirilir, etiketlenir, mühürlenir ve tekrar müşteriye gönderilmek üzere hazırlanır. Ya da yeni yangın söndürme cihazları gelir boş olarak bunlar doldurulur, daha doğrusu tamamen toplanır. Bu işleri yapmak için tamamen sertifikalı hizmet vermek zorundasınız. Ben ve kardeşim TSE´nin geçtiğimiz mart ayında açmış olduğu mesleki eğitim kurslarında yangın söndürme cihazlarının dolum ve bakımları ile ilgili kalifiye eleman olarak sertifikalarımızı da aldık. Yangın söndürme cihazı işini yapacağım diyorsanız TSE belgeniz olması gerekiyor.
M.B: Denetim mekanizması nasıl işliyor?
Nuh Yiğit: TSE yıllık olarak gelir, standartları takip edip etmediğimizi kontrol eder, ağırlıklı olarak evraklara yani kayıtlarımıza bakar.
S.D.B: Tekrar ilk kuruluş yıllarınıza dönecek olursak devam eden yıllar nasıl geçti?
Nuh Yiğit: Atölye yine sanayi sitesi içinde içindeydi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığından belge almak için atölye zorunluydu. Kalabalık bir aile olarak kanuni yollardan ya hep birlikte bu işi kalkındıracaktık yada ayrı ayrı işlerde olacaktık. 2-3 sene kadar o atölyede kiracı olarak kaldık. Biraz daha işlerimiz büyüdü. 2002 yılında buraya taşındık. Allah rahmet eylesin İsmet Genişyürek´in pompacı dükkanıydı burası. Burada biraz daha vizyonumuz değişti. Altyapıyı hazırlık sürecini ilk dükkanda attık. Sonra buraya geçince iş biraz daha farklılaştı. Araç portföyümüzü genişlettik. Zaman içinde sanayi sitesi içinde kendi işletmemizi yapalım dedik. Çünkü burada kiradaydık. Yaklaşık 2 sene kadar kendi işletmemizde durduk. Biraz maliyet sıkıntısı yaşadık. İşler istediğimiz gibi olmadı ne yazık ki. Kendi isteğimize göre yaptığımız dükkanı satmak zorunda kaldık. 2007 senesiydi tekrar buraya eski yerimize geri döndük. Kiraya verilmemişti. Yaklaşık 3 sene kadar burada kiraca olarak kaldık. Bu esnada çarşıdaki satış mağazamızda her şey yürütülüyordu. Burasını sadece atölye ve depo olarak kullanılıyorduk. 2009 yılında kurumsallık adına bir atılım yapmak istedik. Şirket Nuh Yiğit adına devir oldu yine abimler işletmede devam ediyor. Sadece bir isim değişikliği yapıldı. 2011 yılında artık TSE´nin merkez işletmelere ruhsat vermeyeceği kanunen yayınlandı. Bu demek oluyor ki atölyeniz nerede ise ofis, kayıt, tutanak ve araçlarınız da orada olacak. 2011 yılı sonunda 2002´den beri kiracı olduğumuz işletmeyi aldık. TSE normlarına göre burayı düzenledik. En iyi yangın tüpünü satıyoruz diye bir iddiamız yok çünkü bütün yangın söndürme cihazları aynıdır. Bizim iddiamız en iyi hizmeti biz veriyoruz. Kişiler ve güvenlik önemlidir. Aile yapısıyla aile şirketi olarak müşterilere hizmet veriyoruz. 98 ile 2002 yılları arası yerel bir firma pozisyonundaydık. 2002-2009 yılları arasında İzmir bölgesinin firmasıydık. 2009´dan 2016´ya kadar Ege Bölgesine hitap eden firmayken şimdi Türkiye´nin değişik bölgelerine teklif veren aldığı işleri taşero eden bir firmayız. Markalaştık ve patentimiz de var. Bu arada deniz taşıtları için yangın söndürme cihazı hizmeti vermek istiyorsanız denizcilik müsteşarlığından yetki belgesi almanız isteniyor. İzmir´de ancak 3 ya da 4 firmada bu belge var. Bizde o belge de 2005´ten beri mevcut. Kısaca denizde, karada, havada da varız.
M.B: Sizi bu başarıya götüren en temel faktör neydi?
Nuh Yiğit: Aslında birçok şeyi sayabiliriz burada. Anne duası en büyük desteğimiz oldu bizim, çünkü biz sıfırdan başladığımız için annemizin desteğini unutamayız. İkinci faktör bizim başka çaremiz yoktu. Bu işi doğru düzgün yapmamız gerekiyordu. Ya bu işi doğru düzgün yapacaktık ya da her birimiz bir köşeye savrulup bayramdan bayrama görüşen aile yapısına dönüşecektik. Sami abim bizi toplamak için insanüstü bir çaba gösterdi açıkçası. Elimiz kırmızı boyaya değdi, o tozu da yuttuk artık bizim işimiz bu. Bundan sonra da Allah nasip ederse emekliliğimize kadar bu işletmenin başında gelecek nesillere bırakılmak üzere bunu sürdürmeyi planlıyoruz.
S.D.B: Peki marangozluk yapmadığınıza pişman mısınız?
Nuh Yiğit: Ben bu işi yaptığıma hiç pişman olmadım ama bazı dönemler keresteci müşterilerimiz var Koyundere bölgemizde o anlarda kereste kokusu ile geçmişe döndüğüm oluyor. Sonuçta işimi çok seviyorum. İşim sayesinde ufkum çok açıldı. Hepimiz için aynı şekilde. Seyahat ederken işimizi de yapıyoruz. Çevremiz genişliyor. Çeşitli sektörde ülkenin her yerinden müşterilerimiz oluyor. Bu arada askerde iken fiziğimden dolayı jokeylik teklifi de almıştım. Kendi işim var diye ret etmiştim.
S.D.B: Yeni nesilden devam edecek olan var mı?
Nuh Yiğit: Alican yeğenimiz ve kardeşi de aramıza katıldı.
S.D.B: Bu sektörde en büyük sıkıntınız ne dersek?
Nuh Yiğit: Korsan ve insanların ne aldığını bilmemesi. Bizim için en kötü müşteri bilinçsiz müşteri. Çok iyi konuşan, düzgün giyimli kişiler korsan firmalarda çalışıyor. Bir bakıyorsun anlattıkları başka yapılanlar başka.
M.B: Kaç personel çalıştırıyorsunuz? Personel çalıştırma ile ilgili yaşadığınız problemler var mı?
Nuh Yiğit: Toplam 15 personelimiz var. 6 arabamız var. Bayilik sayımız 9. Bizden yeni bayilik almak isteyenler ne yapmalı derseniz: öncelikle kendilerine bir işletme açmalılar. Biz de onlara bayilik vereceğiz, onlar dükkan tutacaklar, biz de kendi standartlarımıza göre kuracağız. Satmaları için onlara malzeme göndereceğiz. Belli bir eğitim almaları gerekecek. Artık o firma kendi adı altında Yiğitler Yangın markasını satabilir. Bize herhangi bir marka ücreti ödemesi gerekmiyor. Ülkenin her yerinden gelen tekliflere açığız. Nasipse ilerde memleketimize de bir şube açmayı planlıyoruz. Bu arada müşteri temsilcisi ve pazarlamacı anlamında personel ihtiyacımıza değinmek isterim. Ehliyeti olan tercih sebebi, istediği bölgeye gidebilir. Altında şirket arabası olacak. Sigorta yapılacak.
BİZDE KALANLAR
Ateşe savaş açan insanların mekanlarındaydık. Annemin duası yeter başarı sırrımız orada gizli derken tam da haftanın anlamına uygun konuştu Nuh Bey. Onlarınki bir aile hikayesi. Birlik ve beraberlik, azim ve akıllı çalışmayla birleşince yerelde ufak başlayan bir işin nasıl bölgesel ve ulusal boyuta gelebileceğinin canlı bir örneği. Söze her başladığında abilerim, kardeşim, yeğenim diye konuya girmesi başarının tek kişinin gayreti ile değil birlikten geleceğine yaptığı vurguydu adeta. Amatörce diyebileceğimiz bir başlangıç yapmışlar, ardından değişim ve gelişim gayreti gelmiş, eğitimlerle ve yeni atılımlarla Türkiye´nin birçok noktasında, havada, karada ve denizde kırmızıya kırmızıyla dur diyor Yiğitler. Araç filosunun arasından girdiğimiz zemin kattaki dolum ve muayene atölyesi, üst katta ofisler ve son kat yönetim birimi. Çarşıda yeni satış mağazası birçok yerde bayilikleri ve yine aile gibi benimsedikleri çalışanlarıyla yaşayan ve büyüyen bir sistemin içinde olduğumuzu hissettik. Bu hikayeden herkesin alacağı dersler var diyoruz. Bizim için çok keyifli dolu dolu bir sohbet oldu. Çok genç yaşlarından ilk gençlik günlerinden işlerine nasıl inançla yaklaştıklarına şahit olduğumuz bu insanların geldikleri nokta ve hedefledikleri yarınlar bize de umut verdi. Yolunuz açık, işiniz bereketli ve daim olsun diyoruz.