Mekanlar ve İnsanlar köşemizde bu hafta, ilçemizin Flaş Aysel olarak tanıdığı Aysel Ulu Özkan, 32 yıllık ticaret hayatını dünden bugüne anlattı.
S.D.B: Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Aysel Ulu Özkan: 8 Mart1963 yılında Menemen-Musabeyköy´de doğdum. Oranın yerli insanlarıyız. Babam çiftçiydi, sonra ticarete atıldı. 5 kardeşiz, ben 4 numarayım ve tek kızım. İlkokulu köyde bitirdim. Ortaokulu Menemen Ortaokulu´nda, Karşıyaka Ticaret´te liseyi bitirdim. Oradan üniversite sınavlarına girdim. 9 Eylül İşletme Fakültesi´ni kazandım ama bitiremedim. Son sınıfta okulu bıraktım. Aslında çalışkan bir öğrenciydim ama ticarete atılımca okul hayatım sona erdi. Ama üniversiteyi bitirmediğime de pişman değilim.
M.B: Ticarete atılmanızda etken okuduğunuz ticaret lisesi mi oldu, yoksa ailevi başka bir sebebi mi oldu?
Aysel Ulu Özkan: Babamın ticaretle uğraşmasından dolayı çocuk yaşta ticaret hayatına girdim. İlkokul 3. sınıfa giderken ben dükkan çalıştırıyordum. Babam o dönemde tavukçuluk yapıyordu Menemen´de. O yaşta dükkanda satış yapıyordum. Küçük yaşta ticaretin içinde olduğum için Ticaret Lisesini tercih ettim. Ardından o bilinçle İşletme Fakültesi devam etti.
M.B: Peki aldığınız eğitimin yaptığınız işe nasıl bir katkısı oldu?
Aysel Ulu Özkan: Eğitimin her zaman, her yerde her işe katkısı vardır. Aynı dalda eğitim almasan bile eğitimin katkısı tartışılmaz. Tabii ki muhasebe yönünden, iletişim yönünden katkısı oldu.
S.D.B: Peki diğer kardeşler dükkana gelir miydi? Yoksa siz mi daha yatkındınız ticarete?
Aysel Ulu Özkan: Ben ticarete yatkındım ama onlar da çiftçilik yapıyordu. O alanda başarılı oldular.
?87 yılında 24 yaşında ilk dükkanımı açtım?
M.B: Tek başına ticari hayata atıldığınız ilk iş ne oldu?
Aysel Ulu Özkan: Kendi sorumluluğum altında yaptığım ilk iş konfeksiyon işi oldu. Menemen´de başladım. Yıl 87´di 24 yaşındaydım. Sermaye desteği anlamında babam beni destekledi. Artı o dönemde vadeler çok uzundu konfeksiyonda. Hiç paran olmasa bile dükkan açabilecek durumdaydın. Yeter ki güvenilir kişi ol toplum nezdinde. 1 sene vadeli mal alabiliyordun. İlk dükkanım Sevgi Yolu´nun başında köşe dükkandı, şu anki çamaşırcının olduğu yerdeydi.
M.B: Flaş ismi nereden geliyor?
Aysel Ulu Özkan: Manisa´da bir giyim mağazası vardı. Çok beğenmiştim. O mağazadan esinlendim. Zaten dükkan açmadan önce, nasıl bir kontak kurabilirim, nasıl bir format yapabilirim diyerek çevreyi dolaştım. Manisa´da, İzmir´de, Kemalpaşa´da gezdim. Değişik mağazaları inceledim. Bilmediğim bir dal olduğu için araştırdım tabii. Mal almak için İstanbul´a gittim. Değişik bir şey olsun istedim. Butik tarzında açtık. Kökenimiz bizim meyve sebze satıcılığıydı. Bir kadın olarak ayaklarımın üzerinde tek başına durabilmek için böyle bir iş kurmaya karar verdim. Daha temiz, daha düzgün olduğu için de konfeksiyonu tercih ettim. 9 sene orada hizmet verdim. Genç ve spor giyimdi. Menemen´in ilk Rodi bayisiydik. Butik tarzı çalıştık. Mavi´yi getirdik. Defileler yaptık. Ben ticarete atıldığım dönemde ticarette bayan sayısı bir elin 5 parmağını bile geçmezdi.
?93´ten bu güne okul formaları satıyorum?
M.B: Ondan sonra ne oldu da okul formasına geçiş yaptınız?
Aysel Ulu Özkan: Menemen büyüdükçe ve okullar çoğaldıkça bu işi neden yapmayalım diye düşündük. Ama yer sıkıntısından dükkandaki bazı malları azaltmak zorunda kaldık. İhtiyaca göre şekillendik kısacası. İlk Sevgi Yolunda iken okul formaları satışına başladım. Yıl 93´tü. Sonra şimdiki Defacto´nun bulunduğu yere geçtim. 7 sene de orada durdum.
M.B: Okul forması alırken niye sizi tercih etsinler veya sizin diğerlerinden farkınız ne?
Aysel Ulu Özkan: Kalitemize ve kalıplarımıza çok özen gösteriyoruz. Kaliteden asla taviz vermeyiz. Herkesin beğeneceği ürünü tercih etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu ürünler haftanın 5 günü her gün giyiliyor. O nedenle sağlıklı ve kaliteli ürünü tercih ediyorum. İki kere yıkayıp sarkması veya renginin atması iş değil. Önemli olan uzun ömürlü olması. Bu anlamda kaliteli bir ürünü uygun fiyata alabilecekleri bir isim olduğumuz için bizi tercih ediyorlar. İlk önce önlük vardı, onunla başladık, sonra Endüstri Meslek Lisesi´nin kıyafeti ile devam ettik. Zaman içinde çeşitlendi, arz talep meselesi ile piyasada dengeyi sağladık. Ayrıca bizim ürünlerimizin hepsi yerli üretim, sağlıklı. Nereden geldiği belli olmayan ürünleri satmamaya özen gösteriyoruz. Velilere tavsiyem, çocuk bunu yılın 10 ayı kullanacağı için sağlıklı ürün olmasına dikkat etsinler. Bizden almasalar bile aldıklar ürünün çocuklarının sağlığı için çok önemli olduğunu unutmadan alışveriş yapmaları çağrısında bulunmak isterim sizler aracılığıyla.
?Bir gecede battık?
M.B: Bu arada okullarda bir dönem serbest kıyafet çıktı. Yıllarca yöneticilik yapmış bir insan olarak serbest kıyafete karşıyım aslında. Yaşadık gördük. Gençlerin daha disipline olması, öğretmen öğrenci ilişkisindeki saygı durumu, öğrencilerin pir potada bir araya gelmeleri için sosyal, ekonomik, psikolojik, pedagojik onlarca sebep sayabilirim serbest kıyafetin olmamasını gerektirecek. Umarım bu yanlışa bir daha dönmezler. O süreçte ne hissetmiştiniz? Yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
Aysel Ulu Özkan: Bir gecede battık. Rabbim büyüktür dedik mutlaka bir yerden rızkımızı verir dedik. O konuda çok mücadele verdik. 1 sene sürdü o süreç. Federasyon kuruldu, geri döndü. Ama ilerisi için gene aynı sıkıntılar olabilir deniyor. O dönem lise kıyafetlerini işçi kıyafeti olarak satmayı bile düşündük. Ama bir anda tıkandık. 2012 yılıydı. Çok zor bir yıldı bizler için. Çocuklar dersi bıraktı, kıyafet yarışına girdi. İşin ucu kaçmıştı. Her gün başka kıyafet arar oldular. Forma sürümle üretildiği için diğer kıyafetlere göre de daha ucuz. Bu korkuyu her yaz yaşıyoruz aslında. Bir de değişecek dedikleri an okul formaları bittikten sonra bunu söylüyorlar. Elinde mal kalıyor. Bir de şu süreçte ayrı bir sorun da, biz mal yaptırırken piyasadaki döviz 4.5 liraydı. Bugün 6.5 lira. Şu an çok oynak bir piyasa var. Zam yapsak ayrı konu. Bu sene hepimiz elimizi taşın altına koyacağız ve zam yapmadan ürün satacağız. Forma fiyatlarımızı sabitledik yani. Hadi hepsini geçtim bizim ticaret hayatımız bir kenara, çocukların tüm hayatı boyunca disipline edilmeleri açısından bu konu çok önemli. Mesela 3 esnaf bu konuda batabilir, zaman içinde bizler başka bir alternatif geliştirebiliriz ama gelecek kuşakların gelişimi, hayata bakışı anlamında çok daha önemli bir konu bence.
S.D.B: Yeni sezon başladı mı peki?
Aysel Ulu Özkan: Tek tük satıyoruz. Asıl bayramdan sonra başlar. Menemen ve çevresindeki bütün okulların kıyafetleri bizde mevcut.
S.D.B: Bu işi daha ne kadar devam ettirebilirsiniz?
Aysel Ulu Özkan: Sağlığım elverdiği sürece bu işe devam edeceğim. Sağlık durumum aslında pek de elvermiyor. 2 sene daha devam etme düşüncesindeyim. Ondan sonra bırakmayı düşünüyorum.
M.B: Hayata yeni atılacak gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olacak tacir bir kadın olarak?
Aysel Ulu Özkan: Gençler çalışmayı sevmeli. Tek sözüm o. Ama sevmiyorlar. Kolay yoldan para kazanmanın peşindeler. Para kolay kazanılmıyor, hele bundan sonra çok daha zor. Herkes kendini en donanımlı şekilde yetiştirmek zorunda. Her geçen gün esnaflık da ölüyor zaten. Kiralar yüksek, maliyetler yüksek. Gelir-gider dengesini kurmak çok zor. O yüzden bilinçli hareket etmek gerekiyor. Para elinde sabun gibi eriyip gidiyor.
S.D.B: Bu güne kadar toplamda kaç kişiye istihdam sağladınız ve şu anda kaç kişi ile hizmet veriyorsunuz?
Aysel Ulu Özkan: Genellikle 3 kişi çalışıyoruz dükkanda. Dönem dönem insanlar değişiyor. 32 yıllık bir firma olarak, tatillerde çıraklar gider gelir, herhalde 500 tane elemana hocalık yaptık. Bu sektörde işe devam eden olmasa da, her şeye rağmen onları hayata hazırladığıma inanıyorum. İnsan ilişkileri anlamında yaşam tecrübeleri olmuştur diye düşünüyorum.
BİZDE KALANLAR
Ticaret hayatına çok küçük yaşlarda başlamış Aysel Hanım. Aile işlerinde tecrübe edinmiş. Lise ve yüksek öğrenimini yine aynı konularda seçmiş. Hem alaylı hem de mektepli bir kadın girişimci olarak Menemen´in markalaşmış bir ismi olmayı emeği ile hak etmiş bir isim. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum diyerek çıktığı yolda, hayatın çeşitli zorluklarına karşı verdiği mücadelede azmini ve gayretini; eğitimi ve aklıyla harmanlayarak elde etmiş bu haklı başarıyı. Görüşmek için gittiğimiz mekanında dizi dizi renk renk özenle sıralanmış ve her bir grup ait oldukları okulların isimleriyle etiketlenmiş formalar çok değil birkaç hafta sonra sokaklarımızı, okulları renklendirmeye ve en değerli varlıklarımız çocuklarımızı sarıp sarmalamaya hazır bekliyorlar. Samimi sohbetimiz sırasında geçmişten ve yaşadığı zorluklara karşı verdiği mücadelelerden bahsederken gözlerinin dolması, çalışma arkadaşları ve fotoğraf albümündeki karelerden konuşurken sesindeki ve yüzündeki sevgi ifadesi onun aynı zamanda ne kadar duygusal bir insan olduğunu da gösteriyordu. İşini ve hayatı sevmek, keyif alarak çalışmak ve hiçbir zorluktan yılmamak bu olsa gerek diye düşündüren ve birçok gence örnek olabilecek Aysel Hanıma bu güzel ev sahipliği için teşekkür ediyor ve sağlıkla, bereketle nice yılların olsun diyoruz.
Eski Foto1: Karşıyaka Ticaret Lisesi