MENÜ
İzmir 35°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Saygı, Minnet ve Özlemle Anıyoruz
Güncel
10 Kasım 2022 Perşembe 14:22

Saygı, Minnet ve Özlemle Anıyoruz

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlanışının 84. yıl dönümünde düzenlenen 10 Kasım Anma Programı etkinlikleri kapsamında ilk tören Menemen Cumhuriyet Meydan’ında gerçekleştirildi.

Kaymakamlık, Belediye, Garnizon, siyasi parti başkanlıkları, dernek çelenklerinin sunumu ile başlayan anma programına Menemen Kaymakamı Fatih Yılmaz, Garnizon Komutan Vekili Topçu Yarbay Feyyaz Serkan Çangal, Menemen Belediye Başkan Vekili Aydın Pehlivan, kamu kurum ve kuruluşlarının daire amirleri, askerî erkan, gaziler, siyasi partilerin başkan ve yöneticileri, oda başkanları, sivil toplum kuruluşları, gaziler, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Menemen Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Belediye Başkanlığı, baro, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşlarının Atatürk Anıtına çelenklerin sunumunun ardından saatler 09.05’i gösterdiğinde sirenler eşliğinde tüm Menemen’de hayat iki dakikalığına durdu.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Menemen Cumhuriyet Meydan’ında yapılan çelenk sunum töreni son buldu.

10 Kasım Anma Programı etkinlikleri kapsamında ikinci tören ise Menemen Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemini belirtmek için kürsüye gelen Uluğbey Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Reha Ünlüeroğlugil Türk ulusunu bağımsızlığa kavuşturan, onu çağdaş uygarlığın ayrılmaz bir parçası görüp çağdaş uygarlık düzeyine çıkaran, adı ve eserleri sonsuza kadar yaşayacak olan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 84. yılında tazim ve rahmetle anıyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı başarılarla doludur. Trablusgarp’ta, Çanakkale Savaşlarında, Kafkas cephesinde, Yıldırım ordularında gösterdiği üstün askerlik ve komutanlık yeteneğiyle Türk milletinin dikkatini çekmiş, Kurtuluş Savaşında ki liderliği ile de Türk Milleti’nin gönlünde taht kurmuştur.

Uzun süren savaşlar sonunda harap ve bitap düşmüş devlet ve milletini yeniden kalkındırmak, muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için, tüm ömrünü harcamıştır. Ölümüne kadar geçen kısa süre içerisinde, kendi ifadesiyle “Az zamanda çok ve büyük işler” başarmıştır. Türk milletinin önüne set gibi gerilmiş, işlevini kaybetmiş kurum ve kuruluşları kaldırmış, Türk Milleti’ni çağdaşlığa götürecek birçok inkılap yapmıştır.

Tüm dünyada fırtınalar estiren değişik ideoloji ve rejimler uygulanmaya çalışılırken o cumhuriyete, demokrasiye ve demokrasinin ilkelerine olan inancını hiçbir zaman kaybetmeden, yıllarca ilerisini görerek, bu düşüncelerini uygulamaya geçirmiştir.

Yeni kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tutarlı, onurlu iç ve dış politikalarla devletini ve milletini ömrünün sonuna kadar çok iyi idare etmiş, kendisinden sonra da iyi idare edilmesi için, Türk Milleti’ne daima ışık olacak ilkelerini bırakmıştır.

Atatürk’ün bu büyük mücadele ve başarısı, sadece Türk Milleti’ne değil, tüm dünya milletlerine örnek olmuş, M.K. Atatürk ve meydana getirdiği eserleri, düşmanları tarafından bile, hayret ve gıpta ile izlenip, takdire şayan bulunmuştur. Atatürk, sadece Türk tarihine değil, dünya tarihine damgasını vurabilmiş nadir liderler arasında hak ettiği yeri alarak Türk Milleti’ni gururlandırmış ve sonsuza kadar gururlandıracaktır.

O, Tarihte büyük devletler kuran ve yüksek bir medeniyet seviyesine erişen Türk milletinin büyüklüğüne inanmış ve Türklüğü ile hep gurur duymuştur. Kahramanlık, vatan sevgisi, bilim ve fenne bağlılık, sanata değer verme, hoşgörü gibi üstün özelliklere sahip Türk milletinin, çağdaş dünya içinde yer alacağına inandı ve bunun için çabaladı. Kurtuluş Savaşı’nın ardından söylediği “En büyük davamız, en medeni ve müreffeh bir millet olarak varlığımızı yükseltmektir.” sözü bunu kanıtlamaktadır.

Bu doğrultuda; Atamızın en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahip çıkmak, çok daha iyi seviyelere ulaştırmak, Türk Milleti’nin ve bilhassa Türk Gençliğinin vazgeçilmez hedefidir. Türk Milleti yaşlısı ve genciyle, kadını ve erkeğiyle bu hedefe şartlar ne olursa olsun ulaşmak için ant içmiştir.

Bu duygu ve düşüncelerle, aramızdan ayrılışının 84. yılında, Türk Ulusunun yüreğinde ölümsüzleşen, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyor, yüksek hatırası önünde minnetle eğiliyoruz.

Aziz ruhun şad olsun.” şeklinde ifade etti.

“Size ben taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum”
Atatürk’ün askeri kişiliği ile ilgili duygu ve düşüncelerini dile getiren 57. Topçu Tugay Komutanlığı Topçu Teğmen İsmail Halil Dönmez “Dünya devletlerinin çağın en büyük devlet adamı, kudretli bir komutan ve asker olarak kabul ettiği eşsiz lider, asil Türk milletinin yüce atası, ordumuzun ebedi başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılarak ebediyete intikal edişinin 83’inci yıl dönümünde kendisini büyük bir özlem, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.
Bugün, bütün Türkiye, bütün yüce Türk milleti bir sükût içinde o’nu sevgi ve saygıyla anmaktadır. Doğadaki tüm canlılar gibi insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca yaptıkları eserlerle, insanlığa yapmış oldukları hizmetlerle yaşamlarından sonra da varlıklarını sürdürürler. İşte bu insanlardan biride ölüme meydan okuyan, öldükten sonra da yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Dünya tarihi, çağlar boyunca üstün nitelikli askerlerin ve yüksek nitelikli devlet adamlarının hayatlarını dile getirir. Fakat askerlik ve devlet adamlığı nitelik ve yeteneğini, bir bütün olarak kendi kişiliğinde toplamış bulunan, pek az örnek insanın varlığından söz eder.
Atatürk, Millî Mücadele'de; millî birliği temin eden eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevî bir komutan, devlet kuran büyük siyaset adamı, milletin çehresini değiştiren kudretli bir inkılâpçıdır. Bu vasıflarıyla, insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından biri olduğuna şüphe yoktur.
Conkbayırı’nda askerlerine “Size ben taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelecektir.” emrini vermesi ve emrinin tereddütsüz yerine getirilmesi, Atatürk’ün komutanlık ve askerlik vasıflarının bir göstergesidir.
Atatürk, milletin tarihî seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde, memleketi, askerî ve siyasî zaferlerle uçurumun kenarından kurtarmıştır.
Dünya tarihinde, her türlü imkânsızlığa rağmen inandığı fikri tatbik sahasına dökmüş, "Ya İstiklâl, Ya Ölüm!" parolası ile bir millî mücadele kazanmış, arkasından yepyeni hüviyette çağdaş bir millet ve devlet yaratmayı başarmış devlet adamı azdır. İçinde bulunduğu şartları büyük nutkun sonlarında, Türk Gençliğine hitaben çizdiği tablo, aslında, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, memleketin içinde bulunduğu tablodur. Atatürk, en güç şartlar altında bile, her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda dahi, Türk milletine güven hissinin kaybolmaması gerektiği gerçeğini ispatlamış bir millî kahramandır. Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zaferin, milletin eseri olduğunu söylemiştir. Bütün teşebbüslerinde millet sevgisine dayanmış, kudretli kişiliği ve gerçeği sezişe dayanan ikna kuvvetiyle kitleleri sürüklemiş, millî kurtuluşa bayrak olan fikirleri, görüşleri ve ölmez eseriyle, tesirleri memleket sınırlarını aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinde manevî kuvvet olmuştur.
Atatürk’ün insanlık değerlerine içten ve büyük saygısı vardır. O, bütün insanlığın asırlar boyu övdüğü ve övündüğü meziyetleri üstün kişiliğinde toplamıştır. Hayatı boyunca gösterdiği davranışlar bu meziyetleri sergilemektedir. Şöyle ki: Muzaffer başkomutan olarak İzmir’e girdiği gün, önüne serilen düşman bayrağını; "Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir!" diyerek, onu yerden kaldırtan, bir milleti hürriyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük eserinin haşmeti karşısında, memleketin büyük sanatkârları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman "sanatkâr el öpmez; sanatkârın eli öpülür!" cevabını veren, Çanakkale şehitleri töreninde, harpte ölen diğer millet askerleri için: “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz!" diyen büyük Atatürk; gerçekten insan sevgisinin ve insanlık idealinin kolay erişilemeyecek bir örneğidir. Bu davranışlar, belki de insanlık tarihinde eşi olmayan bir şekilde o'nun büyüklüğünü, o'nun engin hoşgörüsünü simgelemektedir. "Yurtta barış, Dünyada barış" ilkesi, Atatürk için dünyamızda yaşayan bütün insanları birbirine daha çok yaklaştırmak, daha çok sevdirmek yolundaki çabaların bir parçasıdır.
1881 Atatürk’ün doğum tarihidir. 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk ettiği; gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarih arasındaki hayatı ise sanki bir destandır. Bir efsanedir. Bir ömür ki, senelerin değil şahikaların silsilesidir.
Değerlendirmede, engelleri ortadan kaldırmada gösterdiği büyük başarı Atatürk’ün ayrı bir özelliğini teşkil etmektedir.
Diyebiliriz ki Atatürk, Türk toplumunda sadece çağdaşlaşma gereğini gördüğü için değil, bu çağdaşlaşmayı en kısa zamanda gerçekleştirecek yolu gösterdiği için ve nihayet çağdaşlaşmaya engel olan etkenleri cesaretle bertaraf ettiği için büyüktür. Esasen "modern Türkiye’nin Kurucusu" sıfatını da işte bu büyüklüğünden almaktadır. İlke ve devrimleri zaman ufkunun ötesine ulaşan, değerli düşünceleri ile her an yolumuzu aydınlatan, tüm zorluklar karşısında bizlere mücadele etme, kendine güvenme, başarma azim ve gücü veren ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri ve bıraktıkları ile daima bizimle birlikte olacağına yürekten inanıyoruz.
Türk silahlı kuvvetleri mensupları olarak, yüreğimizde taşıdığımız vatan ve millet sevgisi, barış ve güvenliğin teminatı caydırıcı gücümüz ve üstün disiplin anlayışımızla görevimizin başında ve asil milletimizin hizmetindeyiz.
Eşsiz kahraman, Büyük Önder Atatürk’e, olan sevgimiz, saygımız ve minnetimiz her geçen gün artarak sonsuza kadar sürecektir. Kurduğu Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacağız. Onun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun.” dedi.

Tören; Bizimlesin Atam adlı sunumun yapılması, Mustafa Kemal Seslense adlı şiir, Atatürk ile ilgili anılar, Özel Eğitim Sınıfının hazırladığı Karanlıktan Aydınlığa adlı oratoryo, 10 Kasım Atatürk’ü Anma adlı video gösterimi, Bir Ömrün Hikayesi adlı oratoryo, Okul korusunun sunumunun yapılmasının ardından son buldu.

Haber Erhan ÖZALP

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi