17 Haziran 1919 tarihinde şehit edilen Kaymakam Kemal Bey adına, şehit edilişinin 101. yılında Menemen Belediyesi ve Menemen Liseliler Derneği işbirliğinde bir anma töreni gerçekleştirildi. Ayrıca Araştırmacı, tarihçi, gazeteci Oktay Özengin´in hazırladığı, o döneme ait eski Menemen fotoğrafları da sergilendi.
bahisnow
Menemen Belediyesi karşısındaki Kaymakam Kemal Bey Anıtı önünde gerçekleşen anma törenine Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, meslek odalarının başkanları, gaziler derneği, sivil toplum temsilcileri, siyasi partilerin yöneticileri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının seslendirilmesi ile başlayan törende Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ve Menemen Liseliler Derneği Yönetimi tarafından anıta çelenk sunuldu.
Menemen Liseliler Derneği (MELDER) Başkanı Özcan Güleç yaptığı açılış konuşmasında, “Bugün buraya kurtuluş savaşımızın müstesna kahramanlarından biri olan Şehit Kaymakam Kemal Bey´i anmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Müstesna kahramanlarımızı yılda bir defa değil, her zaman anmamız gerektiğine ve tarihimize sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum. Katılımlarınız için teşekkür ediyorum” dedi.
“Kaymakam Kemal Bey ve Menemen halkından 929 kişi vahşice katledilmişti”
Araştırmacı, tarihçi, gazeteci Oktay Özengin de, “Menemen katliamı, Menemen’in 6000 yıllık geçmişine baktığımızda karşılaştığı en vahim olaylarından biri olduğunu nitelendirerek sözlerini şöyle sürdürdü. Bu acı günde başta Menemen Kaymakamı Kemal Bey olmak üzere resmi olarak 929 kişi, köylerimizde ve bilinmeyen yerlerde yatan şehitlerimiz de hesaba katıldığında toplamda 2000 kişinin öldürüldüğünü söylemek mümkündür.” dedi.
bahisnowÖzengin o dönemi ve o gün yaşananları da şöyle anlattı, “Menemen katliamının nasıl gerçekleştiğini konusuna geçmeden önce 1918 yılına yani günümüzden 102 sene önceye gitmemiz gerekiyor. 1918 yılında Almanya ile birlikte birinci dünya savaşını bütün fedakarlıklarına karşın kaybeden Osmanlı İmparatorluğu Mondros Mütarekesi sonuçlarına göre batılı devletlerin İngiltere, Fransa, İtalya ve Amarika’nın bir maşa olarak kullandıkları Yunanistan’ı Anadolu’nun bağrına doğru itmeleri sonucu 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilmişti. 15 Mayıs sabahı erken saatlerde İzmir Limanı’nda toplanan Rumlar, ellerindeki bayraklarla karşılarında Yunan ordusu ve gemilerini gördüklerinde bayram ettiler. 12 000 kişilik Yunan askeri rıhtıma çıktığında İzmir Metropoliti Hrisostomos hepsini kutsadı ve artık Ege’nin bir yunan toprağı olduğunu vurguladı.
O andan itibaren İzmir’de yayılmacı bir politika izlemeye başlayan Yunan ordusu ilk olarak Konak Meydan’ına doğru yürüyüşe geçti. Fakat Konak Meydan’ına geldiklerinde hiç ummadıkları bir olay oldu. Milliyetçi Vatansever Gazeteci Hasan Tahsin Bey, cebinden silahını ateşleyerek konvoyun en önünde ilerleyen İzmirli bir Rum olan Teğmen Yani’i göğsünden vurarak öldürdü. Bunu fırsat bilen Yunan ordusu katliama başladı. İzmir’in cadde ve sokaklarına dalarak 2000’e yakın İzmirli Türk’ü şehit ettiler. İlk günlerden itibaren yayılmacı politikasını uygulayan Yunan ordusu yakında bulunan güzel Menemen’imizi de gözüne kestirdi. İzmir’in işgalinden 6 gün sonra 21 Mayıs 1919 sabahında Yarbay Çakaloz komutasındaki bir Yunan Birliği Menemen’i işgal etti. O döneme baktığınızda Menemen’de 6000’e yakın Türk, 4000 Rum, 140 Ermeni ve 400’e yakında Musevi’nin yaşadığını biliyoruz. Yunan ordusunu karşısında gören Menemenli Rumlar adeta bayram ettiler. Onlara bereketin simgesi olan tuz ve ekmek ikram ettiler. Zafer takları ikram ettiler. O günden itibaren Menemen, Yunanlılar için tam bir üs bölgesi haline geldi. Amaç Menemen´den sonra Bergama ve Manisa´yı işgal etmektir. Nitekim 12 Haziran 1919 tarihinde hazırlıklarını tamamlayan Yunan ordusu Bergama’yı işgale karar verdi. 800 asker, 1 mitralyöz, 1 cebel topu ve 80 Rum süvarisiyle Menemen’den ayrılan yunan birliği Bergama’ya doğru yola çıktı. Menemen Kaymakamı Kemal Bey bunun haberini alır ve Bergama´ya telgraf çeker. Fakat gereken hazırlıklar yapılamaz ve 12 Haziran 1919 tarihinde Bergama işgal edilir. Bergama’ya girer girmez talana ve yağmaya başlayan Yunan ordusu, burada fazla dayanamayacaktı. Çünkü yavaş yavaş oluşan Kuvayı Milliye ruhu, çeteci Türkler ve düzenli Türk birlikleriyle buluşarak bir kuvvet oluşturdular. Bergama işgal edildikten iki gün sonra, sabaha karşı yapılan bir baskınla tekrardan kurtarıldı. Kuvayı Milliyecilerin, Türk çetecilerin ve Türk ordusunun Bergama’da başlattığı bu operasyon Yunan kuvvetlerini perişan hale soktu. Yunan ordusunun yarısı yok edildi. Geriye kalan bir kısım dağlara sığınmak zorunda kaldı. Bir kısım Ayvalık yönüne kaçtı, bir kısımda tekrardan Menemen’e dönmek zorunda kaldı. İşte bu geri dönüşlerde Türk çetecileri asla Yunan ordusunun peşini bırakmadılar. Her gördükleri yerde ani baskınlarla kayıpları üst düzeye çıkardılar. 16 Haziran 1919’da Menemen’deki Rum izci çocukları haç işareti çizerek Menemen’deki Türklerin evlerini işaretlediler. Yani Menemen’de nereye bakılırsa bir haç işareti görülürse o evin Türk evi olduğu vurgulanıyordu. Yavaş Yavaş Menemen’e gelmeye başlayan Bergama bozguncuları Menemen içerisine dağılarak Menemen içerisinde ne kadar Türk varsa katletmeye başladılar. O esnada Hükümet Konağında çalışan Kaymakam Bey de silah sesleri ile irkilir ve aşağıya inmeye çalışırken Yunan subayı tarafından katledilir. Olaya müdahale etmek isteyen jandarma da katledilir. O günkü sabah başlayan katliamlar öğleye kadar devam etti. Olayın durdurulma şekli şöyle olmuştur. Saat 2 civarında Yunan ordusunu denetlemeye gelen iki Fransız subayı olaylara bizzat şahit olmuştur ve Yunan işgal komutanını arayarak bu katlama son verilmesini istemiştir. Katliam bu şekilde son bulmuştur. Kaymakam Kemal Bey’in cenazesi alınmak istenmiş fakat acil bir şekilde yok edilerek bilinmeyen bir yere gömülmüştür. Daha sonraki zamanlarda da 20 araçlık bir konvoy halinde bu katledilen Menemenli hemşerilerimizin cenazeleri Menemen Ovası’nın belli yerlerine çukurlar açılmak suretiyle gömülmüşlerdir. Bu acı olayın 101 yıl önce bugün burada yaşanması maalesef insanın duygularını etkilemektedir. Mekanları Cennet Olsun.” dedi.
Konuşma yapan Gaziler Derneği Başkanı İbrahim Koşi’de “ Kurtuluş Savaşımızın şehitlerinden biridir Kaymakam Kemal Bey. Birinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Menemen’de göreve başlar. Menemen’den önce Bergama’da da görev yaptığı söylenmektedir. Hayati ile ilgili fazla bilgi bulunmamakla birlikte Menemen’de görev yaptığı süre içinde çok önemli olaylarla karşılaşmıştır. Birinci dünya savaşı sonlarında Menemen erkek nüfusu olarak oldukça azalmış savaşa gidenlerin geride bıraktıkları eş ve çocuklarına bakmak da Kaymakamlığa düşmüştür. Bu perişan yıllarda açlık, yokluk ve sefalet iç içeydi. Ancak Kaymakam Kemal Bey devletin sınırlı imkanlarını iyi değerlendirerek halkın ana ihtiyaçlarını karşıladı. Zengin ağalardan, tüccarlardan topladığı yardımları adaletli bir şekilde fakir, fukaraya dağıttı.
Kemal Bey’in Kuvayı Milliye Harekatına hazırlandığı sırada Şube Reisi Cemal Bey, Jandarma Komutanı Asim Bey, Evlioğlu Emin, Havalı Rıfat, Kayalı Yusuf ve Raşit beyle birlikte o dönemin müftüsünün de desteğini alarak ilk Kuvayı Milliye Hareketini başlatır. Harekat içinde dönemin belediye başkanı Süleyman Bey’de vardır. Ancak bütün bu gayretlere rağmen işgali engelleyecek bir oluşum sağlayamazlar. 21 Mayıs 1919’da Menemen işgal edilir. Kaymakam Kemal Bey bu tarihten 28 gün sonra Yunan askerlerinin Menemen’e yaptığı katliamla şehir olur. Cumhuriyet’in ilanından sonra Kaymakam Kemal Bey’in adı, Menemen’de açılan bir ilk okula Şehit Kemal ilkokuluna ve bir köye Şehit Kemal Köyüne verilmiştir. Ayrıca Menemen Belediye Düğün salonunun önüne de Kaymakam Kemal Bey’in anıtı dikilmiştir. Kaymakam Kemal Bey ve tüm şehitlerimin ruhu şad olsun.” dedi.
“Biz Bu Vatanı Var Ettik”
Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ise şöyle konuştu, “Trablusgarp savaşı, 1. ve 2. balkan savaşları, akabinde Çanakkale Savası, Birinci Dünya Savaşı ve hemen arkasından Kurtuluş Savaşı kutsal isyan. İşte bunların hepsi 10 yıl içerisinde gerçekleşti. Tamda o günlerde emperyalist büyük devletler Yunanistan’ı bir maşa gibi kullanarak Türkiye’yi, ana vatanımızı işgale kalkıştı. İşgal aslında tamamıyla bugünkü hukuki tabirle söylersek jenosittir. Yani bir etnik kimliği yok etmeye yöneliktir. Türk kimliğini yok etmeye yönelik bir savaştır o savaş. Ve o Türk kimliği de kendisini var etme noktasında savaşını verdi. Ve bizler kazandık. Tam da o dönemde tam 101 yıl önce burada Kaymakamımız şehit edildi. O dönemin iktidarı diyebileceğimiz İstanbul Sarayı sesini çıkarmadı. Hukukta bir tabir var. Sükut ikrardan gelir.
İşte ulusal savaşımız başlamadan önce Menemen’deki tezgahlanan oyuna hiç kimse sesini çıkarmadı. Ta ki Kuvayı Milliyeciler ortaya çıkana kadar. Ta ki Hasan Tahsin’ler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ler, İsmet İnönü’ler, Şehit Kemal’imiz, Kubilay’ımız ortaya çıkana kadar kimse sesini çıkarmadı. Onlar sayesinde biz bu vatanı var ettik. Bizim vatanımız, bu sınırlarımız cetvellerle çizilmedi. Birileri bize altın tepside alın burada yaşayın demedi. Biz bu sınırları kanla çizdik. O yüzden Şehit Kemal’imizi, Kubilay’ımızı, tüm şehitlerimizi anmak onları yad etmek bizim için görevdir. Şehit Kemal burada şehit edilmeden önce çıkıp direnirken neyi düşündüğünü şöyle bir aklımızdan geçirelim. Acaba neyi düşünerek aşağı indi ve o subayların karşısına dikildi. Öldürüleceğini, katledileceğini bilmiyor muydu? Biliyordu. Hasan Tahsin öldürüleceğini bilmiyor muydu ? Biliyordu. İşte bu vatanın evlatları böyle evlatlar. Ben başta Kaymakamımız Şehit Kemal olmak üzere, tüm şehitlerimizi Suriye’den ve Doğudan gelenler dahil tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Şehit Kemal tam bağımsız Türkiye için şehit oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefi tam bağımsız Türkiye’ydi. Hepimizin hedefi de tam bağımsız Türkiye’dir.” dedi.
Konuşmaların ardından vatan uğruna canlarını vermiş tüm şehitlerimizin ruhları için dua edildi. Ardından anma töreni sona erdi.
Haber Gökay ÖZALP