YA MEDYA OLMASAYDI!
Ben 80 darbesine tanıklık eden birisiyim. O döneme tanıklık eden ve maruz kalanlar bilir. Kent merkezlerinden uzak dağ köyleri dışında her yerde darbeyi görür ve hissederdiniz.
Bu darbe girişimi çok garipti. Sadece Ankara ve İstanbul´da yapılmış gibi. Herkes televizyonları başına geçti ve bir film izler gibi izledi.
Uzunca bir zamandır farklı bakışaçılarında olan insanlar her fırsatta bakın cemaat tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaşıyor. Türk Silahlı Kuvetleri ve Emniyette en kritik noktalara kadar yerleştiklerini söylüyorlardı. Bu kaygılar her fırsatta yalanlandı, paranoya olarak değerlendirildi. Bu tür uyarıları yapanlar cezalandırıldı, tehdit edildi, işlerinden oldular. Ama bugün nekadar doğru söyledikleri apaçık ortada. Peki bu gelinen aşamada suç kimin?
TSK´ya pek çok komplo kuruldu, ağır suçlamalara maruz kaldılar. Uzun yıllar cezaevlerinde tutuldular. Bazıları bu suçlamaları onuruna yediremediği için intihar ettiler. Bazıları yakalandıkları amansız hastalıklara yenilip hayatından oldular. Geriye kalan büyük çoğunluğu ise sabırla bu yanlışla mücadele ettiler ve bugün oynanan büyük oyunun mağdurları olarak ?Biz demiştik demeden? vakur bir biçimde memleketlerine sahip çıkmaya devam ediyorlar.
Uzun bir zamandır medya üzerinde maddi ve manevi uygulanan ağır baskılar yüzünden bir çok yayın organı kapandı, ya da kapattırıldı. Pek çok basın emekçisi kürsülerden hedef gösterildi ve linç girişimine maruz bırakıldı. Ağır para cezalarıyla baskılandılar. Mahkemelerde pisikolojik baskılara maruz bırakıldılar. Gazetelerine televizyonlarına baskınlar, saldırılar yapıldı. Ve onlar tüm bu hırpalanmışlığa rağmen doğru ile yanlışı ayırarak pozisyonlarını netleştirdiler. Pek çok icraatleriyle desteklemeselerde darbeye karşı durdular. Cumhurbaşkanı onların varlığına ve seslerine tahammül edemesede onlar Cumhurbaşkanı´nın sesini en kritik anda gazetecilik becerileriyle tüm ülkeye duyurdular. Zaten her şey o andan sonra değişti. Çünkü bir taraftanda Cumhurbaşkanının öldürüldüğü haberleri sosyal medyada geziyordu. Ondan sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Özgür basın ve medya emekçileri olmasaydı bugün yok olan Türkiye´ye uyanmış olacaktık
Evet bu kalkışma ülkemiz açısından çok önemli bir dönüm noktası. Bugün hala pek çok şey belirsiz. Bu belirsizliğin ortadan kalkması, yeniden normalleşmemiz uzun bir zaman alacak. Ülkenin sınırları içerisinde olan ve bu girişime maruz kalmış herkesin ağır bir travma içerisinde olduğu kesin. Ayrıca herkeste ve her kesimde derin bir paronaya hali oluştu. Darbe yapanlarda, karşı çıkanlarda büyük suçlara karışmış görünüyor. Suçluları suçsuzlardan ayırarak hukuk önüne çıkarmak hiç kolay olmayacak. Toplumun önemli bir kesimi sokaklarda gelişi güzel toplanan ve provake edilmeye müsait, kontrolsüz kalabalıkların tehdidi altında. Artık geçmişi konuşurken 15 Temmuz´dan önce ve sonra diye bir tarif yapmamız gerekiyor
Toplum büyük kaygılar arasında umudunu canlı tutmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın bundan sonraki tavrı ve tarzı çok önemli. Herkesin cumhurbaşkanı olmaya karar verirse ülke birlik ve beraberlik konusunda güçlenecek. Aksini tercih eder ve söylemlerini, tavrını dahada sertleştirirse iyi şeyler olmayacak.
Yani bundan böyle ülkemizde iyi birşey olduğunda da, kötü birşey olduğunda da bunun tek sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan olacaktır.
S.Derya BOSUT