Menemen’in Sesi Soluğu olmak....
4/16/2020
Bir 23 Nisan düşünün!..
23 Nisanların daha 100 yıllar boyu yaşanması ve yaşatılması için önce yaşamak gerekir. İnsanlık tarihi boyunca çok az rastlanan bir olayı bugün bizler çocuk, yetişkin, yaşlı demeksizin dünyanın tüm insanları olarak yaşıyoruz.
Geçmişte yaşanmış benzer felaketleri okurken, dinlerken yada bir film senaryosu olarak izlerken bizde bıraktığı iz, his çok zayıftı. Marketten alacaklarınız aklınıza geldiğinde kendinizin yaşamadığı bu olayları hemen unutuveriyorduk. Oysa tüm bu trajedilere maruz kalmış toplumların ve kuşakların bundan ne türlü hasar gördüğünü, bu hasarların kaç kuşak sonra ancak normalleşebildiğini bir türlü kavrayamıyoruz.
Tıpkı çocuklarımızın, yakın tarihimizde yaşanmış olan 12 Eylül Darbe girişimini, 99 Kocaeli depremini kavrayamaması gibi… İnsanlık tarihine bakıldığında böylesine dünyayı sarsmış sayısız felaket var. Felaket her zaman doğal değildir. Bazen de biz insanlar kendi felaketimizin kilometre taşlarını öreriz. Bugün felaket diye tanımladığımız Korona virüs salgını insan eliyle laboratuvarlarda belli bir amaç için üretilmiş bir virüs. Ve bunu üretenlerin asıl gerekçelerini de yakın zamanda hep birlikte öğreneceğiz. Bozulan iklimler, ekolojik dengeler ve dünya nüfusunun bir biçimde azaltılması, Ulus devlet yapılarının sonlandırılması, insanların her anlamda göz altına alınması, itaat ettirilmesi, korkutulması, dijital çağa geçişin gerçekleştirilmesi, insan formunun yaşam biçiminin yeniden dizayn edilmesi, kripto para ve dijital paranın bugün bildiğimiz tüm para tanımının yerini alması, dünyadaki tüm sınırların kaldırılması, dünya devlet düzeninin kurulması gibi pek çok teori havalarda uçuşurken neyin doğru neyin yanlış olduğunu bugünden ön görmek gerçekten çok zor.
Ve bugün 23 Nisan. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Atatürk’ün geleceğimiz olan çocuklara armağan ettiği dünyada eşi benzeri olmayan bir armağan. Ve bu Armağan’ın verilişinin, Egemenliğimizin ilanının 100. yılı. Ve bu bir asırlık armağanın yıl dönümünü muhteşem etkinliklerle, coşkuyla, minnetle, umutla anmayı çok istiyorduk. Ancak yaşadığımız koşullar tüm bunları erteledi.
23 Nisan günü sokaklar bomboş olacak…
Çocuklar bayramlarını bir arada coşkuyla kutlayamayacaklar.
Ancak birlikte yapabileceğimiz bir organizasyonumuz var.
23 Nisan günü saat 21.00’de büyük küçük herkes balkonlarından pencerelerinden hep birlikte, en güçlü sesimizle, coşkumuzla İstiklal Marşını okuyarak Egemenliğimizin ve çocuk bayramımızın yüzüncü yılını kutlayacağız.
Bu işe siyaseti, inançları, şunları bunları karıştırmadan günün ruhuna uygun bir tavırla ülkemizin ve milletimizin birliğini, beraberliğini haykıralım. Çünkü bu 23 Nisan bir başka, Asla unutulmayacak. Tarih bu zamanları çok belirgin biçimde kaydedecek. Ve hepimiz bu olağanüstü zamanların yaşayan tanıkları olarak ömrümüzü tamamlayacağız.
Bir düşünün, tüm olmazların aynı anda olduğu bir kavşakta tek tek ama çok kalabalık olarak durmuş Korona tehdidine inat Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 100. Yılını kutluyoruz. Evlerimizden, balkonlarımızdan, pencerelerimizden de olsa bu büyük bayramın şanına uygun bir orkestra gibi inletelim ortalığı.
Bu uğurda ömrünü vermiş Atamızın, Silah arkadaşlarının ruhları şad olsun.
23 Nisan evlerimize de sığar.
Yeter ki hepimiz kurallara uyalım, dikkatli olalım.
Hayatta kalalım, yaşayalım ki;
Atamızın bizlere armağan ettiği bu ülkeyi ilelebet yaşatabilelim…
Nice 100 yıllara…
Saygılarımla