Akşam güneşi batarken denize yakın bir bankta oturuyor ve etrafı izliyordu yaşlı kadın. Kendisine uzanan mikrofonu fark edince bir an irkildi ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Mikrofonu uzatan el, çocukluğunuzdan bir anı paylaşır mısınız diye söze başladı. Yaşlı kadın uzun bir süre sessiz kaldı. Sözlerinden önce gözleri sohbete girdi. Yaşlar sicim gibi gözlerinden akıyordu. Sesi titreyerek, 8 - 10 yaşlarımdaydım bahçede bebeklerimle oynuyordum, onlara öyle bir düzen kurmuştum ki görseniz, çocuklarım ve evim zannediyordum oyunumu. Bahçe kapısından giren babam sinirliydi bende koşarak ona oyunumu göstermek için seslendim. Bebeklerime doğru yürüdü onları eline alıp çamura fırlattı, ayağıyla çiğneyerek artık büyüdün bunlarla oynamayacaksın dedi ve gerisini getiremedi yaşlı kadın.
Sesi soluğu kesildi, omuzları düştü. Evim yuvam o gün yıkıldı dedi usulca. Ben televizyon ekranına kilitlenmiştim. Nasıl olurda 70 yaşına gelen birinin bu anı tekrar yaşıyormuş gibi hissetmesi. Nasıl etkilenmiş ki yıllarca unutamamış ve unutacak gibi de görünmüyor.
Hayatımızı etkileyen anlar ve anılar. O minicik kalplere yerleşen sevgi yada öfke tohumları kök salıyor ve şekilleniyor.
Çocukluk anılarımızın bizlerde bıraktığı etkiyi öğrenmek için Menemen’de hizmet veren sosyolog ve psikolojik danışman Özlem Akar’ı ziyaret ettim. Hikâyeyi ona okuduğumda buğulu gözlerle bana bakarak beni nerelere götürdünüz diyerek hüzünlendi. Belki o da yaralıydı. Ben konunun hüzün verici, yaralayıcı yönlerine odaklanmışken karşımda gülen gözlerle tüm naifliğiyle yüreğimi sızlatan bir söz söyledi. Başımıza gelen her olay mutlaka bir amaca hizmet ediyor, kırılma noktamız oluyor. Yaşadığımız olay ileride bize yol gösterici nitelik taşıyor.
Nasıl dedim büyük bir hayretle!
Sevgisiz bir annede büyüyen bir çocuğun ileride çocuklarını sevgi ve şefkatle büyütmesi, çok öfkeli bir babaya sahip olan çocuğun, ileriki yıllarda baba olduğunda sabırlı ve şefkatli bir ebeveyn olması daha bir çok örnek…
Bakış açısından ibaretti insan. Çirkinde güzeli görmekti belki de. Özlem hanıma farkındalık yarattığı için çok teşekkür ediyorum.
Ben sözümün sonuna gelmişken Özdemir ASAF girdi sohbete:
İNSANIN BÜYÜDÜKÇE Mİ ARTIYOR DERTLERİ YOKSA İNSAN BÜYÜDÜKÇE Mİ ANLIYOR GERÇEKLERİ?
Hoşçakalın Dostça kalın