Güvenin olmadığı yerde hayat devam edemez. Doğan Cüceloğlu’ndan bu sözü duyduğumda güvenin ne denli önemli olduğunu bir kez daha anladım.
Hocam gerçek bir yaşam hikâyesini anlatıyor…
Selim dede 7 çocuğu olan, okuma yazması olmayan fakir bir çiftçi. Evlerinde eşekleri var ailenin önemli bir parçası. Eşek 12 yıl hizmet etmiş ama gözleri görmemeye başlamış. Oralarda eşek görmemeye başlayınca dağa bırakılır, doğaya teslim edilirmiş. Hayatına son verilmezmiş.
Çocuklardan biri baba eşek kör dağa bırakalım demiş. Selim dede de ses yok ertesi gün eşek yürürken bir oyana bir bu yana çarpıyor. Diğer bir oğlan baba eşek kör dağa bırakalım deyince bu gece düşüneceğim der.
Gece hiç uyumaz sabah olduğunda çocuklarını karşısına alır ve sizlerin kemiğinizin üzerindeki ette bile bu eşeğin hakkı var. Onu bırakamam deyince ama baba eşek kör derler.
Oda çocuklarına dönüp benim gözlerimde kör olursa beni de mi dağa bırakacaksınız der. Eşeği emekli ediyorum bundan sonra ona biz hizmet edeceğiz der ve onunla yakından ilgilenir. 2 yıl sonunda eşek ölür onu bir dere kenarına gömerler.
Çocuklardan biri hukuk okur ve hâkim olur. Hâkim olduktan sonra köye geldiğinde ilk ziyaret ettiği eşeğin mezarlığı olur. Mezarda der ki benim babam adil bir insandı bende adil bir hâkim olacağım.
Doğan hocam gözyaşları içinde sunumunu bitirir. Eğer evde değerler yaşıyorsa çocuklar bunu öğreniyor ve yaşamın merkezine koyuyor.
Hayatın sermayesi güvendir.
Canımızdan değerli olan çocuklarımıza değerlerimizi bırakalım.
DEĞERLERİMİZ EN GÜZEL MİRASIMIZ DEĞİL MİDİR SİZCE.
Hoşçakalın.