Arı Bir Tek Bal Üretmez
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü koordinatörlüğünde 2015 yılı içinde Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı Yetişkin Eğitimi Personel Hareketliliği kapsamında Ulusal Ajans tarafından kabul edilen ve imza altına alınan ?Arıcılıkta Ürün Çeşitliliğinin Arttırılması ve Pazarlama Stratejileri´ isimli proje, 2016 yılı aralık ayı sonu itibariyle sonuç raporu ile tamamlanacak.
Proje Yürütücüsü Erkan Topal´dan edinilen bilgilere göre proje ortakları; İzmir İli Arı Yetiştiricileri Birliği, Kemalpaşa İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Menderes İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Doğa Arıcılık A.Ş.´dir. Katılımcılar İzmir´de aktif olarak arı yetiştiriciliğiyle uğraşan ve arı ürünleri üretiminde bilgi eksiği olan İzmir İli Arı Yetiştiricileri Birliği üyeleri ile alternatif arı ürünleri konusunda kendisini geliştirmek isteyen, çiftçi eğitimi ve yayım faaliyetlerinde görev alan, üreticilerle birebir temas halindeki teknik personeller ve konu uzmanı araştırmacı personellere yöneliktir.
Proje kapsamında arıcılıkta ürün çeşitliliğinde dünyada bir numara olan Romanya´ya geçtiğimiz temmuz ayında inceleme ve eğitim gezisi yapılmıştı. Bunun ardından aynı grup geçtiğimiz cuma günü Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsünü ziyaret etti.
?Arı ürünü denince ülkemizde bal akla geliyor?
Burada yapılan sunumda ?Türkiye olarak yaklaşık 7 milyon kovan varlığı ve 100 bin tondan fazla bal üretimi ile dünya sıralamasında 2. olmamıza rağmen ihracatta sıkıntılar yaşamaktayız. Ülkemizde bal dışında polen ve propolis üretiminin yanı sıra eser miktarlarda da olsa arı sütü ve arı zehri üretimimiz bulunmaktadır. Dünya arıcılığında Propolis, arı sütü, apilarnil, quuen larva, arı ekmeği ve arı zehiri gibi arı ürünleri ve apiterapi uygulamaları geniş yer almaktadır. Ancak ülkemizde üreticilerimizin yetiştiricilik konularındaki teknik bilgi ve tecrübelerindeki yetersizlik ve mevcut potansiyelin kullanılamamasından dolayı, bu ürünlerin bir kısmı bilinmemekte bir kısmı ise üretimi yapılmamaktadır. Ülkemizde yapılan bir araştırmada tüketiciler tarafından arı ürünlerinin bilinirliği ve satın alma sıklığı arasındaki ilişkilerin incelemesine yönelik araştırmada balın bilinirliği %99.4 ile ilk sırada çıkarken polenin bilinirliği %61.6 ikinci sırada çıkmıştır. Arı sütünün bilinirliği %52.8, balmumunun bilinirliği %46.4, arı zehirinin bilinirliği %16.3, propolisin bilinirliği ise %8.9 olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu tarafından balın 2 ya da 6 ayda bir satın alındığı diğer arı ürünlerinin ise hiç satın alınmadığı ifade edilmiştir. Tüketici tercihine göre üretimi şekillendirmek sektörümüz için önemli bir konudur. Romanya´da yapılan teknik gezi ve eğitim ile arı ürünlerinin çeşitliliği, kullanım alanlarının genişliği, özel sektörün faaliyetlerinin yaygınlığı anlamında dünyadaki ürün çeşitliliği ve apiterapi konusunda bizden ileri oldukları görülmüştür ? şeklinde bilgi verildi.
Apiterapi nedir?
Sonrasında arıcılık alanında bilimsel anlamda ülkemizin duayen ismi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu söz aldı. Arı ürünlerinin sağlık amaçlı kullanımını anlatan apiterapi konusunda bilgi verdi. Bunların toplum sağlığını korumak yanında ilaç bağımlılığını da azalttığını sözlerine ekledi. Doğru şekilde, doğru dozda ve doktor kontrolünde uygulanması gerektiğinin altını özenle çizdi. Tıp doktoru Dr. Mirela Strant da, hangi arı ürünün neye iyi geldiğini tek tek izah etti. Arıcılar için yanık ve sokma karşısında yapılacakları ifade etti.
Haber: S. Derya BOSUT