Gerekli Değildir" kararıyla, Menemen ilçesi Alaniçi - Göktepe mevkiinde bulunan toplam 85 bin 990 m2 alanda, KALKER Ocağı İşletme Ruhsatı verilmesi ve en az 100 yaşında çam ağaçlarının kesimine başlanması ilçede kanaat önderlerini harekete geçirdi. Çevre katliamına dur demek için Alaniçi Köy Kahvesinde basın açıklamasında bulunan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, ?Menemen ve çevresinde yaşayan binlerce canlının yaşam kalitesi için bu denli hayati bir durum söz konusu iken ilgili kurumlar hangi sebep veya sebeplerden ötürü ?ÇED Raporu Gerekli Değildir´ kararını verebilmiştir? sorusunu yöneltti ve yargı sürecinin devam etmesi nedeniyle ağaç kesiminin durdurulmasını istedi.
Alaniçi köy kahvesinde gerçekleşen basın açıklamasına; CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, CHP İlçe Başkanı Hürol Taklak, İyi Parti İlçe Başkanı Yılmaz Karslı, sivil toplum temsilcileri, meslek odalarının başkan ve yöneticileri, belediye meclis üyeleri, avukatlar, muhtarlar, Alaniçi ve çevre köylerden vatandaşlar katıldı.
Günde 200 kamyon malzeme taşınacak
Kamuoyunun bilgisine diyerek sözlerine başlayan Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin basın açıklamasına şöyle devam etti , ?Orman ve Su İşleri Bakanlığı´nın 23.08.2017 tarih ve 1098 sayılı olurları ile maden izni verilen, Menemen ilçesi Alaniçi - Göktepe mevkiinde bulunan toplam 85 bin 990 m2 alanda KALKER Ocağı İşletme Ruhsatı alınmıştır, iznin bitiş tarihi 16.03.2026´dır.
Anılan KALKER Ocağı açık işletme yöntemi ile çalıştırılacak olup; yaklaşık 500.000 ton/yıl üretim kapasitesine sahiptir. Bu miktar da aylık olarak yaklaşık 50.000 ton/ay, günlük 2.000 ton/gün kalker üretimi demektir. Yani günde 200 kamyon malzeme ocak dışına nakil edilecektir. Açık işletmede üretim için delme-patlatma yöntemi kullanılacak olup, hem patlatma sırasında, hem de üretilen malzemenin nakliyesi sırasında hatırı sayılır miktarda toz oluşacak, bu da tarım bölgesi olan ve 40 cins sebze, 20 cins meyvenin yetiştiği yöremizde tarım ürünlerini, insan ve hayvan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek, mera ve doğal sit alanlarımızı yok edecektir. Tüm bunların yanı sıra bahsi geçen tesis 1. Derece Deprem Bölgesi olan bölgemiz için bambaşka bir tehdit daha oluşturmaktadır?
?Taş Ocağı için neden ÇED Raporu istenmez??
?Menemen ve çevresinde yaşayan binlerce canlının yaşam kalitesi için bu denli hayati bir durum söz konusu iken, ilgili kurumlar hangi sebep veya sebeplerden ötürü ?ÇED Raporu Gerekli Değildir´ kararını verebilmiştir? sorusunu yönelterek açıklamasını sürdüren Başkan Şahin, ?ÇED Raporu Gerekli Değildir kararı verilirken Menemen Belediye Başkanı´nın, Belediye Meclis Üyelerinin, Mahalle Muhtarlarının, başta Ziraat Odası olmak üzere ilçede bulunan Odaların ve Sivil Toplum Örgütlerinin ve en önemlisi bu topraklarda yaşayan, ekmeğini bu topraklardan kazanan değerli köylü ve çiftçilerimizin fikirleri alınmış, düşünceleri sorulmuş mudur? Tabii ki hayır. Bu fikir almazları da hep birlikte buradan bu mikrofonda sizlerin aracılığıyla bir kez daha protesto ettiğimizi iletmek istiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyemizin bu bölgede hayata geçirmeyi planladığı, bölge için büyük bir öneme sahip olan Sulama Barajı projesi yıllardır ÇED Raporu´na takılırken, ki benim bildiğim 7 yıldır ÇED Raporu almak isteyen Büyükşehir Belediyesi, Değirmendere Barajını yapmak için yola çıkmış ve henüz daha birkaç ay önce ÇED Raporu alınabilmiştir. Su Hayat Demektir, su için bile ÇED Raporu isteniyorsa, Taş Ocağı için neden ÇED Raporu istenmez ben şahsen anlamış değilim. Bölge için getirisi olmamasının yanı sıra yeraltı ve yerüstü doğal kaynaklar için (özellikle su kaynakları) birçok tehdit barındıran Maden Ocağı´nın kurulmasına izin verilmesi manidardır. Birileri burada para kazanacak diye bu ?ÇED Raporu Gerekli Değildir´ kararı verilmesini buradan ben şahsen kınıyorum, sizlerin de kınadığını bildiriyorum? diye ifade etti.
?Çevre Yoksa Hayat Yoktur Demektir?
Başkan Şahin, ?Ülkemizin ve Menemen´in doğal güzellikler bakımından zengin bölgelerinden olan Emiralem bölgemizin bu güzide mevkiinde bu şekilde maden ocakları ile çevreye ve bu havzaya her açıdan zarar verilmesi, yeraltı ve yerüstü doğal kaynakların tahrip edilmesi hiçbir Menemenli tarafından kabul edilemez. Burada bir maden ocağının işletilmesinin ardından diğerlerine örnek teşkil edecek ve çevremizin geleceği tehlike altına girecektir. Atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç aldığımız çevremizi ve dünyamızı bu şekilde tahrip ettirmeyeceğiz. Bizler burada orman ile iç içe yaşayarak kardeş olmuşuz. Ne güzel söylemiş büyük usta Nazım?Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine´ Biz de hep birlikte yaşamak istiyoruz. Bizler burada hiçbir zaman taş ocağı istemedik. Hiçbir zaman da istemeyeceğiz. Yarının ekonomisi temiz bir çevreden geçer. Çevre yoksa hayat yoktur demektir. Şöyle de bir gerçek var ki, bu güzel ülkemizde mücadele etmeden hiçbir hak kazanılmıyor. Yaşasın çevre diyoruz? şeklinde basın açıklamasını noktaladı.
Basın açıklaması esnasında katılımcılar da ?Ağaç hava su sağlar; geçmişi geleceğe bağlar´-?Dokunma Karagöl Gibi Cennete Sonra Gidersin Cehenneme´-?Karagöl İzmir´in Ciğeridir´-?Doğa İnsansız da Yaşar, İnsan Doğasız Yaşayamaz´-?Demiryolu Bahane Para Pul Şahane´-?Ormansız Bir Yurt Vatan Değildir´-?Taş İle Para Yenilmez; Çam Kolay Yetişmez´-?Orman Deniz Bizim Milli Servetimiz´-?Karagöl´e Taş Ocağı İstemiyoruz´-?Ocaklar Oldu Artık Taş, Ağaç Kesen Keser Baş!´-?Emiralem Yeşil Deniz, Korumazsak Çölleşiriz´ yazılı pankartlarla seslerini duyurmaya çalıştı.
?Davaya rağmen ağaç kıyımı başladı?
Hukuki süreci özetlemek amacıyla meslektaşları adına söz alan Diler Bosut Güven de, ?Tam da bu bölgede hukuki davalar açılmış, keşif yapılmış ve bilirkişi raporu beklenirken, davaya rağmen ağaç kıyımı ile başlayan bu faaliyet, tüm Menemen´i çok üzdü. Onun için bugün buradayız. 10 yıl önce Emiralem´de yaşanan yargı sürecinde mahkeme keşif yaptı ve dedi ki burası su toplanma havzası ve köyler iç içe çok yakındır, su toplanma havzasında dinamitler patladığında su kaynakları olumsuz etkilenecektir. O nedenle o yıl biz o davayı kazandık ve maden ocağı burada açılamadı. Üstünden bir 10 yıl geçmişken yine tazelenen bu faaliyet nedeniyle biz hukuki sürece devam ediyoruz. Çünkü biz haklıyız. Bu bölge bir su havzası, köyler iç içe, burada bir yaşam, tarım ve insan hayatı var. O nedenle yine hukuki süreçte bir kez daha kazanımla noktalayacağız bu süreci? şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından ağaçların kesildiği alana gidildi. ?Karagöl´e Dokunma´ yazılı pankartın önünde çağrıda bulunan Başkan Şahin, yargı sürecinin devam etmesi nedeniyle yargı sürecinin çalışmasının beklenmesini ve ağaç kesiminin durdurulmasını istedi.
Haber: S.Derya BOSUT