Marifet; farklılıkları yaşatabilmekte gösterdiğiniz beceridir.
12/4/2015
Her insan kendi vatanında değerlidir.
Vatansız kalan insanların, eğitimi, kimliği, varlığı değersizleşir. Bugün yerini yurdunu terketmek zorunda kalmış insanların yaşadığı trajediyi sıradan bir olay gibi izlemekteyiz. Ege, Akdeniz, Karadeniz hiç bu kadar masum insanın canını almamıştır. Peki neden? Birilerinin bu basit soruya Kabul edilebilir bir cevap vermesi gerekmiyor mu? Ateş artık yanıbaşımızda değil. Memleketimizin her yerinde. Güneydoğumuzda savaş var. Tüm şehirlerimiz uyuyan hücrelerce tehdit altında. Asıl hedefin Türkiye olduğunu anlamak bu kadar mı zor? Adamlar dün Atatürk ve ona inananlar yüzünden başaramadıklarını, bugün büyük bir hevesle yeniden canlandırıyorlar.
Vatanı, inancı, umudu, hayalleri, cesareti en önemlisi de özgürlüğü elinden alınmış bir milleti yeniden ayağa kaldıran, onlarla imkansız sanılan Kurtuluş Savaşı´nı gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk değil miydi? Bu yüzden Atatürk hala tüm tutsak halkların esin kaynağıdır.
Her olayı kendi koşulları içerisinde tartışmak gerekir. Bugün ülkemizde başlatılan tartışmayla Atatürk´ün saygınlığını ortadan kaldırmak hangi güç odaklarının işine geliyor diye bir düşünmek gerekir. Böyle bir sorgulamanın sonunda dün ülkemizde, bugün Ortadoğu´da ki yine o bildiğimiz işgalci devletleri göreceksiniz. Atatürk isminin bugün bile bu kadar güçlü ve değerli olması elbetteki o devletlerin hesapları açısından oldukça sıkıntılı. Bu yüzden Atatürk´ün saygınlığının ve imajının sarsılması bu devletlerin emelleri açısından oldukça önemli. Peki bu tartışmayı kimlerin ağzından yaptırmak daha etkili sonuçlar verir? Tabiki kurucusu olduğu ülkede ve kendi halkı arasında bu girişim daha büyük hasarlar yaratacaktır. Dikkatlice baktığınızda bu tartışmanın senaristlerini rahatlıkla seçilebilirsiniz. Bu onlar açısından dün de bugün de hazmedilebilmiş değildir. Bugün Atatürk yaşamıyor. Ülkenin birlik ve bütünlüğü ciddi bir zaafa uğramış durumda. Uzun lafın kısası dışarıya yine iştah kabartan bir görüntü veriyoruz.
Atatürk bugün yaşamıyor. Kendisini savunamaz. Mahkemelerde bile davalı öldüğünde dava düşer.
Şunu unutmayalım ki bugün Ortadoğu paramparça ve işgal altında. Ortadoğu halkları bin türlü yapay gerekçeyle birbirine kırdırılıyor. Bizim oradaki belirsizliği derinleştirmek yerine, komşularımızın maruz kaldığı acılara merhem olabilecek bir pozisyon almamız komşuluk hukukuna daha uygun olacaktır. Bunu yapamıyorsak bile hiç olmazsa onlar için esin kaynağı olan Mustafa Kemal´i kendi elimiz ve dilimizle imha etmeyelim.
Komşunun huzuru yoksa, senin huzurlu olman hayaldir. Atatürk bu yüzden ?Yurtta sulh, Dünya´da sulh? diye bir anlayışı dış politikamızın omurgası olarak benimsemiştir.