Geçen hafta bahsettiğim gibi diş hekimine başvuru sebebi genellikle ağrıdır. Ama bunun olmaması için yani ağrının olmaması için yapılması gereken düzenli kontrollerdir. Bununla beraber tedavi yapılırken de amaç vücudun geri kalanına ve diğer dişlere zarar vermemek onları korumaktır. Bizlere ilk derste öğretilen latince bir cümle var Primum Non Nocere. Yani önce zarar verme.
Tedaviler yapılırken sonradan olabilecek yan etkiler, olabilecek komplikasyonlar, diğer organlara ya da diğer dişlere olabilecek etkiler göz önünde bulundurulur. Sonradan olabilecek komplikasyonların önceden fark edilip önlemlerinin alınması hasta açısından da rahatlatıcı olacaktır.
Diş hekimleri olarak ilk görevimiz her ne olursa olsun sağlığa zarar verecek ya da ileride sağlık açısından problem yaratacak malzemeleri kullanmaktan kaçınmak olmalıdır. Tecrübeler gösteriyor ki hastalık yok, hasta var. Bu nedenle de hastaya göre yaklaşım tedaviyi daha doğru kılacaktır. Çok sık kullanılan bir materyal kimsede sorun yaratmasa bile bizde bir probleme alerjiye sebep olabilir. Bu durumda da bunun böyle bir etkisi yok demek yerine araştırıp çözüm üretmek etkili olacaktır. Gayet uygun yapılan dolgularda sızlama olabildiği gibi, aynı şekilde de doğru şekilde yapılan kanal tedavilerinde de farklı şikayetler oluşabilmektedir.
Yapılacak tedavi ne olursa olsun vücudunuzu etkilememelidir. Vücuda zararlı olabilecek cıva dolguları kaldırmak için onların avantajlarını içeren kompozit ya da daha farklı içerikli dolgu maddeleri çıkarılarak doku dostu maddelerin bu amaçla kullanılması hedeflenmektedir. Yani diş hekimliği bu amaçta dişleri ve diş etlerini vücut bütünü olarak görmektedir. Yapılan müdahaleler de bu doğrultuda gerçekleştirilir. Amacımız vücudun geri kalanını mümkün olduğunca az etkileyerek hatta hiç etkilemeden çözüme ve tedaviye ulaşmaktır.
Var olan hastalıklar uyumsuz materyal seçimlerinden etkilenebilir ve var olan durum daha da şiddetlenebilir. Mesela biouyumlulukları araştırılmamış kaçak implantlar hem yerleştirildikleri bölgede kemik erimesi veya daha ciddi problemlere sebep olabilir, hem de otoimmun hastalıkların başlamasına veya var olan hastalığın tetiklenmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte ağızda farklı iki metal yerleştirildiğinde bu durum oral galvanizme neden olabilir. Bu da tat almada bozukluktan ağız içi yaralarına, hatta elektrik çarpması hissine kadar giden durumlara sebep olabilir.
Biyolojik diş hekimliğini ilgilendiren bu durumlar aslında eskiden sık kullanılan ve zamanla zararları kanıtlanmış durumlardır. Bazı hekimler tarafından uygulanan bu tedavileri seçme hakkınız olduğunu ve reddetme hakkınız olduğunu unutmayınız.
Sağlıklı ve uyumlu materyaller kullanılarak yapılan tedaviler hem diş ve diş etleri açısından hem de vücudun bütünlüğü açısından sağlıklıdır.
Sağlıklı gülüşler?
Sorularınız için; [email protected]
www.disizmir.net