MENÜ
İzmir 29°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İNCE MESELE…
Levent Sarsıncı
YAZARLAR
9 Eylül 2020 Çarşamba

İNCE MESELE…

Bugünlerde birden bire bir Muharrem İnce gündeminin içinde bulduk kendimizi.

Doğrumudur, yanlışmıdır bu konuda yargı üretmeyeceğim. Ama sonuçta kendi düşüncemi de paylaşacağım.

Muharrem İnce her hangi bir CHP’li değil. Gençliğinde yollarına düşmüş, neredeyse her kademesinde oldukça başarılı işlere imza atmış, siyasette iz bırakmış önemli bir CHP’lidir. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki performansı da bence çok iyiydi. Sadece finali iyi yönetemediği düşüncesindeyim.

Muharrem İnce liderlik vasıfları olan, hitabet gücü yüksek bir siyasetçi.

Hep ön planda olmayı, yönetmeyi arzulayan bir karaktere...

Bunu yapabilir mi? Elbette ki yapar. Ülkemiz de ne basiretsiz, paravan, maşa yöneticiler gördük. Onların yanında Muharrem İnce üst seviye bir yönetici bile sayılabilir.

Ama belli ki de pek çok CHP’linin yaşadığı şeylere geç de olsa kendisi de maruz kaldı.
Yani şunu demek istiyorum. En iyi CHP’li sadece oy veren, sormayan, sorgulamayan, hiçbir şey istemeyen CHP’lidir.

Muharrem İnce, en nihayetin de bir gün ömrünü adadığı partisine genel başkan olmayı hayal etmiş ve hayalini gerçekleştirmek için mücadelesini parti içerisinde sürdürmüştür. Tüm bu mücadeleleri yürütürken sonuç alamamış olsa bile hep; ya milletvekili, ya parti sözcüsü yada parti meclis üyesi olarak egosunu doyurabilecek imkanı olmuştu.

Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girerken öngöremediği bir şey oldu.

Bu aynı zamanda bir genel seçimdi. Cumhurbaşkanı adayı aynı zamanda milletvekili adayı olamıyordu.

Peki ne oldu?

AKP’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kızmış seçmen bir umutla Muharrem İnce’nin mitinglerine akın etti. Kalabalıklar hem Muharrem İnce’yi hem de kalabalıkların kendisini umutlandırıyordu. O yüzden de Muharrem İnce Parti Genel Merkezi’nden kazındığını görmesine rağmen bu konuda çokta önlem almadı. Yeterince üzerinde durmadı. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağına yüzde yüz inanıyordu. Yaratılan etki, miting coşkuları, ortaya konulan performansta bunu doğrular nitelikteydi. Genel Merkez ekibini tasfiye etse bile ekibiyle birlikte çok daha etkin bir makamda çalışabileceğini düşünüyordu.

O arada Genel Merkez’de bir ekip bu tasfiyeyi sessiz sedasız biçimlendiriyordu.

Muharrem İnce’nin çok söylemek istediği ancak CHP’liliğinin hep engel olduğu bazı olayların olduğu muhakkaktı.

Konuşmasının satır aralarında Genel Başkana yakın bir ekibin Cumhurbaşkanlığı seçimin kazanılmasını istemediği, bunun için özel bir gayret gösterdiklerini söylüyordu. Böylece Muharrem İnce sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmekle kalmayacak, siyaseten tırnaklarıyla kazıya kazıya ulaştığı tüm kazanımlarından da olacaktı.

Yine Muharrem İnce’ye göre kendisi, memleketi bu kötü gidişten kurtarmak isterken, birileri de kendisinden ve kadrosundan kurtulmak için çalıştı. Ve her şey tam da onların istediği gibi gelişti. Seçim bitti. Muharrem İnce kazanamadı. Kendisi ve ekibi genel merkezden tasfiye edildi.

Yine Muharrem İnce’nin deyimi ile seçimlerden sonra parti kendisine karşı ilgisiz ve mesafeliydi.

Oysa İnce’nin şikayetleri ve söyleyecek çok şeyi vardı. Ama CHP’nin göreceği zarar yüzünden genel olarak susmayı tercih etti. Çünkü O’na göre CHP, Genel Başkanlar, kadrolar demek değil, Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıllık bir siyasi Çınardı. Zaman zaman fırtınalarda savrulsa da asla yıkılmazdı. Yıkılmamalıydı da...

Ama birde her insanın egosu vardır. Muharrem İnce’nin ki normalden biraz daha büyük ve agresif. Kendisini köşeye sıkıştırılmış hissediyordu. Öfkeliydi. Kızgındı. Konuşamasa da hazmedemediği pek çok şey vardı. Tabii bir de bu düşüncelerini besleyen, körükleyenler var. En son Cumhurbaşkanını ziyaret eden CHP’li diye servis edilmesi, Kılıçdaroğlu’nun da yanıltılarak benzer bir ifadeyi kullanması bardağı taşıran son damla oldu. Yapacak fazla bir şey yoktu. Ya siyasete nokta koyup köşesine çekilip anılarını yazacaktı yada yollara düşecek bir sebep bulacaktı. Muharrem İnce asla emekli olmaz. Tam da Muharrem İnce’nin yapabileceği şeyi yaptı ve 1000 günde Memleket Hareketi adlı projesini başlattı.

Muharrem İnce, egosu doyurulması gereken bir karakter. Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde gördüğü ilgi ve desteği göreceğini düşünüyor. Yada düşündürtülüyor. Bunu kim söylüyor. AKP’liler, MHP’liler. Tepeden tırnağa tümü.

TRT Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde canlı vermediği mitinglerini şimdilerde canlı veriyor. Trol hesaplar Muharrem İnce’yi solun kurtarıcısı olarak tarif ediyorlar. AKP ve MHP yerel yöneticileri, özellikle yereldeki üyeleri CHP’ye kırgın, kızgın ve mesafeli duran toplumsal karşılığı olan isimleri ziyaret ediyorlar. Kendilerinin Muharrem İnce’yle önemli işlere imza atabileceklerini, yerlerinin Muharrem İnce’nin yanı olması gerektiği konusunda tavsiyede bulunuyorlar. Bunu da o kadar acemice yapıyorlar ki genel olarak bu girişimleri ters tepiyor.

1000 gün uzun bir süre. Burası Türkiye. Her an yeni bir gündem diğer tüm gündemleri silip örtüyor. Bu süreçten CHP tabanı fazla etkilenmez. Muhtemelen Muharrem İnce’de bir süre sonra bazı yeni kararlar alabilir. Ancak şu an tüm siyasi yaşamının en ağır ve en riskli yükünü sırtlamış durumda. Maddi ve manevi açıdan da ağır hasarlar görebilir. Çünkü umduğu kalabalığı ve desteği alması mümkün görünmüyor. Kendisini cesaretlendiren, yollara düşürenler de iktidar ve onun yandaşları. Bunu gören Muharrem İnce sempatizanlarının da kafası karışacaktır. Çünkü Muharrem İnce için gidip destek isteyenler zaten Muharrem İnce’ye oy vermeyecekler. Bu çok net. Onlar Muharrem İnce, CHP ve Millet İttifakından ne koparır onun hesabındalar... Bunu test ediyorlar. Yazdıklarım, sizlerle paylaştıklarım sadece süreci gözlemleyen, biraz da siyaseti bilen birinin ön görüleri. Elbette ki yaşayıp göreceğiz.

Ama şunu çok net söyleyebilirim. Cumhuriyet Halk Partisi kendisini var edenlere karşı çok mesafeli, çok sert ve acımasız. Koltuklara oturanlar kalkmamacasına organize oluyor. Potansiyel rakiplerini oyunun dışına itmek için çabalıyor. Enerjisinin çoğunu da buralarda tükettiği için asıl mücadelede hep geride kalıyor. Muharrem İnce gibi; kızgın, kırgın, ihanete uğradığını düşünen sayısız CHP’li tanıyorum. Bu çok ciddi bir problem.

Bu konu için kaşar CHP’lilerin klasik düşünceleri de şöyle.

“Gidebilecekleri başka parti mi var?
AKP’ye gidemezler. MHP’ye oy veremezler.
Kızarlar, yağarlar, gürlerler sonrada tıpış tıpış gelip oy verirler.
O yüzden fazla büyütmeye gerek yok. Kendi hallerine bırakın.
100 Yıl olmuş. Biz malımızı biliriz.”

AK PARTİ ve Cumhur İttifakı’nın mevcut istatistiki verililerine bakıldığında zor durumda olduğu gözlemleniyor. Bu koşullarda iktidarını korumak için tüm olasılıkları ve imkanları sonuna kadar kullanacaklardır. Kullanıyorlar da. Buradaki asıl konu Muharrem İnce yada Cumhur ittifakı değil, CHP ve CHP’nin tarzı, tavrı, yaklaşımıdır…

Sevgi ve Saygılarımla…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi