Yaz aylarının gelmesiyle birlikte çocuklarımız da dışarılara parklara daha fazla çıkmaya başladılar. Bu durum yaralanmalarda artışı da beraberinde getiriyor. Diş ve destek doku yaralanmaları toplumlarda çok yaygın görülen ve okul öncesi dönemde ikinci derece sıklıkla karşılaşılan yaralanma türüdür. Özellikle çocuklarda yaşamın ilk evresinde motor aktivasyonun arttığı yani yeni yürümeye çalıştığı ancak dengelenemediği zamanlarda görülmeye başlar. Diş yaralanmalarının sebepleri arasında;
-bisiklet kazaları
-düşmeler
-kavgalar
-fiziksel şiddet
-spor kazaları sayılabilir.
Üst ön dişler travma sebebiyle en çok zarar gören dişlerdir. Süt dişlerinde yaralanmalar bir yaşından itibaren artar ve dört yaşına kadar sıklıkla görülür. Sonrasında ise görülme sıklığı azalmaya başlamaktadır.
Dental yaralanmalarda her yaralamada olduğu gibi anamnez önemlidir. Hasta hikayesi alınırken sorulan sorular;
-hastanın yaşı, yaralanmanın zamanı ve yaralanmadan sonra geçen süre
-travmanın meydana geldiği yer, travmanın nasıl meydana geldiği, ani mi geliştiği yoksa uzun süreli mi olduğu bizler için önemlidir
-dişlerde kendiliğinden ya da bir etken sonucu başlayan ağrı olup olmadığı
-daha önceden benzer bir travmanın yaşanıp yaşanmadığı ve hastanın genel sağlık durumu sorulmaktadır.
Bu soruların sonunda hastalara klinik ve radyolojik muayeneleri yapılarak travmanın türünü ve yapılması gereken tedaviyi belirliyoruz. Travma olgularında bir an önce diş hekimine giderek danışmak en doğru yaklaşım olacaktır. Diş ve destek doku yaralanmaları kendi içlerinde sınıflandırılmaktadır. Minede meydana gelen kırık ve çatlaklar tedavi etmesi daha kolay olan durumlardır. Ancak destek dokular işin içine girerse veya dişin sinirlerini içine alan bir kırık olan durumlar daha uzun süreli tedaviler gerektirebilmektedir.
Dişler travma sonrasında sadece mineden değil daha derinlerden hatta kökten kırılabilmektedir. Bu durumlarda bizler için dişin kırıldığı yer önemlidir. Çünkü kırıldığında diş ağızda mı kalacak yoksa çekilecek mi bu karar kırık bölgenin lokalizasyonuna göre verilmektedir.
Bir diğer yaralanma ise dişin kemikten tamamen çıktığı yaralanma türüdür. Burada ise geçen süre ve dişin hekime getirilene kadar saklandığı ortam çok önemlidir. Dişin ağız dışında kalan süresi ne kadar kısaysa sonrasında yapılan tedavide başarı oranı o derece artmaktadır. Dişin saklanabileceği ortamlar; tükürük, soğuk süt, fizyolojik salin ya da bunlar yoksa suda saklanabilir. Bunlar dışında bulunması zor olsa da hankin dengeli tuz solüsyonu ya da viaspan gibi hücre kültür ortamları dişlerin dışındaki liflerin canlı kalmaları için çok uygun ortamlardır.
Sağlıklı gülüşler?
Sorularınız için; [email protected]
www.disizmir.net