Bugün gündem dışı gibi görünen ama her an gündemde olan bir konunun altını çizmek istiyorum.
Bizim dışımızda kalan tüm yaşama karşı yaptıklarımız.
Çevrenin canını okuyoruz. Doğanın canını okuyoruz. İnsanlar dışındaki canlıların canını okuyoruz. Havanın, suyun canını okuyoruz. Ve tabi birbirimizin canını okuyoruz. Neredeyse üzerinde yaşadığımız gezegenimizin de canını okuduk. Neden?
Bir düşünün lütfen. Biz kimiz ki Allah’ın yarattığı bu kadar güzel şeye zarar veriyoruz. Allah’ın yarattıklarına zarar vermek günah değil mi? Allah’a karşı gelmek, onun yarattıklarına saldırmak değil mi? Madem çok inanıyorsunuz bunun öbür dünyada hesabı yok mu?
Küçük örneklerle başlayayım. Avcılığı spor zannedenlere sormak lazım. Canını aldığınızda böbürlendiğiniz bir kuşun, bir ördeğin, bir geyiğin, bir kurdun, bir ayının, bir sırtlanın, bir tavşanın ve daha pek çok yaban hayvanını kim yarattı. Onların yaşama hakkı yok mu? Siz kim oluyorsunuz da Allah’ın yarattığı bir canı alma hakkını kendinizde görüyorsunuz? Hiç düşündünüz mü? Eminim ki bir kez bile düşünmemişsinizdir.
Oysa tüm bu canlıların yaşama hakkı var. En az bizim kadar. Bu hayvanlardan hiç birisi bizi avlamıyor. Kendilerine tehdit olduğumuzu düşünmedikçe bize saldırmıyorlar. Bizi yemeye çalışmıyorlar. Onların da aileleri var. Eşleri, yavruları var. Güvende olma ve beslenme ihtiyaçları var. Doğal yaşam alanları var. Biz onlara ait olan her şeye zarar veriyoruz. Ormanları yakıyoruz binalar yapıyoruz. Su kaynaklarını kurutuyoruz. Havayı ve çevreyi kirletiyoruz. Tümünü de kendimiz için yapıyoruz. Sanki Allah’ın tek yarattığı ve her şeyi hak olarak sunduğu varlıklar bizlermişiz gibi. Öyle aç gözlü. Öyle hırslı, öyle vicdansız, öyle kör, öyle merhametsiz, öyle acımasız, öyle vahşiyiz ki, vahşi dediğimiz canlılar bizim yanımızda evcil, uysal kalır.
Siz kendi dışınızda kalan canlıların gözlerinin içine hiç baktınız mı? Yaptıklarınızı bakılırsa belli ki bakmamışsınız. O kadar masum, o kadar içten, o kadar saf ve temizler ki. Ayrıca sizden yardım, ilgi ve yakınlık istiyorlar. Bir dokunuyorsunuz onlar size bin katını sunuyorlar.
Spor olsun diye vurduğunuz, canını aldığınız bir kuş, bir ayı, bir kurt, bir tavşan veya herhangi bir canlı muhtemelen yuvasında kendisini bekleyen yavruları için yiyecek arıyordur. Siz onun canına kıyıp zafer sarhoşluğu yaşarken, böbürlenirken arkasındaki diğer yaşamı da yok ediyorsunuz. Bunu yaptığınızda gerçekten ne hissediyorsunuz. Bence bir kez daha düşünün.
Ya bizimle birlikte yaşamaya çalışan evcil hayvanlara karşı yaptıklarımız!.. Sebep olduğumuz koşulları düşünmeden kedilere, köpeklere, farelere, böceklere, atlara, eşeklere, koyunlara, keçilere, ineklere, öküzlere kafamıza göre bir kader belirliyoruz. Kedileri köpekleri kısırlaştırıyoruz. Pek çok can dostumuza eziyet ediyoruz. İşkence yapıyoruz, zehirliyoruz… İnanın tüm bunları yaparken bir an olsun düşünmüyoruz. Bir canlıyı bir hayatı mahvettiğimizin farkında bile olmuyoruz.
Sanırım insanlar sevmeyi, birlikte yaşamayı bilmiyorlar. Her şeyi sadece kendileri için yaşıyor ve yapıyorlar. Belki Allah o yüzden insan ırkının ömrünü kısa tutmuş. Sadece bu gezegen koşullarında yaşayabilsinler istemiş. Ancak bu koşullarda belki dünya dışına çıkamazlar diye düşünmüş olmalı. Çünkü diğer gezegenlere giderlerse oradaki diğer yaşam formlarına da zarar verebilirler diye. Bilim kurgu filmi çekenler bizleri genel olarak yanıltmışlar. Çoğunlukla bir gün uzaylıların gelip dünyayı istila edebileceği varsayımını işlemişler. Oysa insan ırkının bir gün ömrünün kısıtladığı uzay yolculuğuna çıkıp ulaşacağı gezegenlerde ne tür kötülükler yapabileceğini yeterince işleyememişler.
Kendi yaşadığı gezegene ve yaşama bu kadar kötülük yapan bir tür evrende ulaşabileceği yerlerde kim bilir ne tür kötülükler yapar. Çünkü insan ırkı doyumsuz, istilacı ve yıkıcı. Dünyadaki enerji kaynaklarını paylaşmak yerine sahip olmak için insanlığın canını okuduk. Allah’ın yarattığı ne çok cana kıyıldı. Ne çok kötülük yaptık. Bindiğimiz dalı keserken bile düşünemeyen bir tür gidebileceği gezegenlerde nelere sebep olabileceğini bir düşünün. Allah biz insanları ıslah etsin. Vardır onun da bir bildiği elbet…
Eğer burada altını çizmeye çalıştığım konular dikkatinizi çektiyse sizlere insanın ne kadar kötü olabileceğine dair iki film önereceğim. Birisi “Avatar”, ikincisi “Promateo” ve devamı olan “Yaratık” filmleri.
Saygılarımla.