Pazartesi günü internet üzerinden yapılan canlı yayından pek çok takipçi gibi Menemen Belediye Meclis toplantısını takip ettim.
Belli ki herkesin takip etmesi özellikle istenmiş.
Yayını takip ederken bir an İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki durum gözlerimin önüne geldi!.. Oldukça uzun bir oturum oldu.
Çok gergindi. Bu kadar insan takip ederken çok yakışıksız konuşmalar, ithamlar oldu. Bir ara iş kontrolden çıktı ve oturuma ara verilmek zorunda kalındı.
Tüm bu olup bitenlerin arasında birkaç detay dikkatimi çekti.
Birincisi Belediye Başkan Vekili Aydın Bey’in oldukça sabırlı ve nezaketli buldum.
İkincisi daha önce sakinliği, hitap yeteneği, birikimi ile pek çok kimsenin beğenisini kazanmış olan AKP Grup sözcüsü Yusuf Bey’in konuşma biçimindeki değişim!.. Oldukça kibirli, provokatif ve rahatsız ediciydi...
Üçüncüsü ise bence en önemlisi tüm meclis üyelerinin beden dilleri ve konuşmalarına yansımış olan toptan bir suçluluk duygusuydu.
AKP grubunun, meclisteki konuşmaları hiçbir biçimde yapıcı ve ikna edici değildi. Devamlı Serdar Aksoy ve onun yolsuzlukları üzerinden CHP grubunu suçladılar. Oysa, kendileri de CHP meclis üyeleriyle birlikte aynı mecliste, aynı seviyede sorumluydular. Her konuşmacı esnaf, müteahhit ve birikmiş işçi alacaklarının altını çizdi ve bize destek vermek zorundasınız gibi bir zorlamada bulundular.
Bu ay yine işçi maaşları ödenmemiş. CHP meclis üyesi Deniz Hanım,
konu ile ilgili yaptığı görüşmelerde kasada para olduğu halde ödeme yapılması konusunda talimat verilmediği için maaşların ödenmediğini öğrenmiş. Konuşmasında bu konunun altını özellikle çizdi.
Bu tür yöntemler kredi kullanmak için belediyelerin en sık baş vurdukları yöntemlerden biridir. O zaman anlıyorsunuz ki; kredi kullanımı için çalışanların, esnaf alacaklıların, müttehitlerin meclis üyelerine baskı yapmalarının altyapısı hazırlanmış.
Mecliste görüşülen önemli hiçbir gündemden sonuç alınamadı.
Aslında bu bilinen ve beklenen bir durumdu.
CHP grubu; mahkemenin kararının beklenmesi gerektiği konusunda ısrar ediyor.
Tüm savunmalarını bunun üzerine kurmuş görünüyorlar.
AKP’de yangından mal kaçırırcasına her şey hemen olsun bitsin diye zorluyor.
Yayını izlerken meclisteki durumun bende yarattığı his üç aşağı beş yukarı buydu.
AKP grubu adına konuşan, Belediye Başkan Vekili Aydın Bey dışında herkes CHP’yi yolsuzluklarla, hırsızlıklarla itham etti.
Oysa; tüm meclis üyeleri o mecliste Menemen ve Menemen halkı adına görevli ve sorumluk sahibiydi. Serdar Aksoy zamanında olup biten bir sorun varsa, bu işte hiçbir partinin meclis üyeleri masum değil.
O yüzden bu suçlama ve itham dili ne çözüm ne de hizmet üretmez.
Ayrıca bu dil kötü bir dil. Nihayetinde hepimiz Menemen’de yaşıyoruz, yüz yüze bakıyoruz. Siyasetin ve Belediye’nin dışında da ortak hayatlarımız var. Meclis dışında da dostluklarımız, arkadaşlıklarımız, ilişkilerimiz var. Bu kadar kötü bir dille hem Menemen’e hem de birbirimize onarılması güç zararlar veriyoruz.
Ülkemiz, siyasetin en tepesindeki bu dilden zaten yeterince yoruldu.
Bu üslup birliğimize bütünlüğümüze çok zarar verdi. Bu düşmanlık dilini bir de Menemen’e indirgemeyelim.
AKP grubunun ilk defa yaşadığı bu durumu, İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul seçimini kazandığı günden beridir mecliste aralıksız yaşıyor. AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyeleri, iyimi kötümü, gereklimi, gereksiz mi demeksizin her şeye engel oluyorlar. İstanbul’u kaybetmenin acısını İstanbullu vatandaşlarımıza hizmet yaptırmayarak çıkarıyorlar.
Bence dün yaşadıklarından sonra Menemen Belediyesi AKP Meclis üyeleri,
çıkıp Ekrem İmamoğlu ve İstanbul halkından özür dilemeliler. Çok iyi bir örnek olur.
Belki bu sayede İstanbul’da AKP grubu takoz görevi görmekten vazgeçer ve sizin şu an Menemen’de beklediğinize benzer bir desteği Büyükşehir Belediyesine ve İstanbullulara verir. Böylece şu zor günlerde vatandaşlarımızın beklediği yardım bir an önce ulaştırılır.
Sevgi ve Saygılarımla…