Bugün son dönemlerde ünü giderek artan, mutlaka sosyal medyadan, televizyon programlarından duymuş olduğunuz orijinal adıyla Intermittent Fasting (IF) bizim deyişimizle aralıklı oruç, beslenme, açlık diye adlandırdığımız diyetlerden bahsetmek istiyorum.
Yiyeceğin türü veya içeriği değil de yiyeceklerin tüketildiği zaman diliminin sınırlandığı IF’yi bir diyet programından ziyade beslenme düzeni olarak adlandırmak daha doğru olur.
IF, temel olarak 4 şekilde uygulanabiliyor.
Tüm gün oruç, haftanın ardışık olmayan iki günü 24 saatlik açlık kalan beş gün sağlıklı normal düzende beslenme,
Bazı günler aralıklı oruç, haftanın iki günü günlük enerji ihtiyacının çeyreğini kalan beş gün enerji ihtiyacı kadar beslenme,
Kısıtlı zamanlı oruç, günün sadece belirli saat aralıklarında enerji ihtiyacının tamamını karşılayacak kadar beslenme şeklinde uygulanabilir.
Beslenme saatleri haricinde yani oruç tutulan açlık dönemlerinde şekersiz açık çay, bitki çayları, sade kahve, maden suyu, bol su tüketilebilir. Fakat bunlar dışında katı sıvı düşük kalorili dahi olsa hiçbir besin türü tüketilmemelidir.
Peki bu IF beslenme düzeninin faydası nedir?
Besin alımından 2-3 saat sonra kan glikoz seviyelerinde düşüş yaşanır ve vücut bir süre sonra depo yağlardan enerji sağlamaya başlar. Uygulanacak açlık periyotları insülin ve leptin direncini kırarak daha fazla yağ yakmayı amaçlamaktadır.
Yapılan birçok çalışmada kilo kaybını destekleyici olmasının yanı sıra insülin direnci, kan basıncı ve kan yağları üzerinde de olumlu etkileri olduğu söylenmiştir. IF beslenme modelini hipertansiyon, diyabet hastaları, gebe ve emziren annelerin dışında herkes uygulayabilir.
Bu tarz bir beslenme programını benimsemenin en temel nedeni kilo kaybını hedeflemektir fakat yemek yeme periyodu boyunca enerjisi yüksek besinleri tercih etmenizin bu konuda pek bir faydası olmayacaktır. Yeme düzeniniz, saatiniz ne olursa olsun gün içinde gereksiniminiz kadar besin tüketmeniz her zaman en doğru yol olacaktır.