Kadın çiçektir. Çiçek güzeldir. Öyleyse kadın güzeldir. Klasik düz mantık. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bolca duyacağız bu ve benzer yakıştırmaları. Aman diyeyim çok fazla dikkate alıp gaza gelmeyelim! Elbette zarafetin, güzelliğin simgesi çiçeğe benzetilmek çok hoş. Sözler söylemler önemli tabi ki de; eylemler nasıl? Bize onlar lazım. Erkek egemen toplumlarda kadına yüklenen misyon ve kadın üzerinden yapılan toplumsal değer simsarlığı bitmediği sürece bunların hiç bir anlamı yok. Kadını sadece cinsiyet temelli bakış açısıyla doğurganlığı, anneliği üzerinden değerlendirmek en büyük haksızlık. Evet doğurabiliyoruz. Aslanlar gibi de evlatlarımıza sahip çıkabiliyoruz. Tek meziyetimiz bu değil unutmayalım. Öncelikle insanız. Toplumsal hayatta bir değeriz. Üretebilir, üretimden aldığımız gücümüzle kendimiz, çocuklarımız ve tüm toplum için artı değerler yaratabiliriz. Ne salon çiçeği ne de kuluçka makinası değiliz. Hayatın içerisinde erkek kadın demeden ortak değerler üzerinden birlikte var olup var edebildiğimiz. Adalet temelli bir düzende çok daha anlamlı paylaşımlarla mutlu olabileceğimize olan inancımı hiç yitirmedim. İşte o zaman çocuk gelinlerden, ?sözde? namus cinayetlerinden, tacizlerden, tecavüzlerden arınmış bir dünya verebiliriz çocuklarımıza. Erkeğin adam olduğu; kadının değerini bulduğu bir dünya hepimizin hakkı.