Coronavirüs salgını günlük hayatımızda bizler azalmasını beklerken ne yazık ki artarak devam ediyor. Tehlike bu günlerde çok daha ciddi bir boyutta. Salgınla ne kadar daha mücadele etmemiz gerektiğini bilmediğimiz için kurallara uymaya daha da ciddiyetle ve özenle devam etmek zorundayız. Bu doğrultuda diş tedavilerine devam ederken veya başlarken kuralları göz ardı etmemeliyiz. Sağlığınız elveriyorsa tedavinizi rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Tedaviyi yaptırdığınız kliniğin de kurallara uyup uymadığına dikkat etmek de sizin sorumluluğunuzda. Diş tedavi poliklinikleri bu süreçte temizliğe en fazla özen göstermesi gereken yerlerdendir. Peki bu kliniklerde uyulması gereken kurallar nelerdir?
Hastanın tek başına tedavi ya da muayene olmasına engel bir durumu yok ise kliniğe tek başına gelmelidir. Hasta yakınları klinik dışımda beklemelidirler. Hasta yakınları kliniğe giriyorlarsa tüm izolasyon kurallarına göre korunmalıdırlar. Hastaların muayene veya tedavi ettiği odalar havalandırılabilir olmalıdır. Eğer ki havalandırmak mümkün değil ise ortam havasını temizleyen cihazlar kullanılabilir. Hastalar arası zaman ayrılmalı ve bu boşlukta kliniklerdeki tüm yüzeyler dezenfekte edilmelidir.
Hastaların ağzındaki sıvıyı çekmede kullandığımız tükürük emiciler çok iyi çalışır durumda olmalıdır. Sterilizasyon aletine girebilen her alet steril edilmeli; sterilizasyona giremeyenler ise tek kullanımlık olarak kullanılmalı ve sonrasında atılmalıdır.
Hasta önlüğü, tükürük emici ucu, bardak, tabla örtüsü gibi aletler tek kullanımlık olarak hazırlanmalıdır. Kullanım sonrası tıbbi atık kurallarına göre malzemeler ayrı kutularda biriktirilerek çevresel atıkla karışmasının önüne geçilmelidir. Bu standart kuraldır aslında. Sadece pandemi de değil sürekli bu ayrıma dikkat etmek zorundayız. Çevrenin korunması ve hastalıkların engellenmesinde bu durum çok önemlidir.
Enfeksiyondan hastalarımızı, personelimizi, çalışma ve ekip arkadaşlarımızla birlikte kendimizi korumak adına bir protokol, bir düzen geliştirmek zorundayız. Diş hekimleri bulaşıcı hastalıklara çalışma sahaları gereği daha hakim meslek grubundadır. Eğitim müfredatlarında yer alan bu program ile yayılımın engellenmesinde, kendilerinin korunmasında neler yapılması gerektiği öğretilir. Ancak meslek odalarının ek eğitimleri ile bu süreçte daha fazla alınması gereken önlemler ve uygulanması gereken protokollerle ilgili bir eğitim daha verimli olabilir. Tüm meslek odaları bu çalışmaları kendi meslek dalları adına gerçekleştirirse daha kontrollü bir sosyal hayat salgının yayılımını engelleyebilir.
Peki kliniklerde biz diş hekimleri neler yapıyoruz? Neler yapabiliriz?
Hastalarımızın randevuya saatinde gelmeleri ve randevuların aksayıp yoğunluk oluşmamasını sağlamamız gerekiyor. Hasta aralarında odaların havalandırılması, klinik içine refakatçi alınmaması, ateş ölçümü ve hes kodu kontrolü alınan en basit ve belki de en etkili tedbirlerdir. Hastaların da bu dönemde anlayışlı olup aradan bizi al gibi isteklerde bulunmaması ve bu durumu anlayışla karşılaması hem kendi sağlıkları hem de diğer hastaların sağlığı açısından son derece önemlidir.
Hastaların işleme başlamadan önce gargara ile ağzını çalkalaması ağızdaki bakteri ve virüs yükünü azaltmaktadır. Hem genel bir görgü kuralı olarak, hem de işlemlerden sonra kanama kontrolünü sağlamak açısından hastaların tükürme yapmaması damlacık yoluyla bulaşan bu virüsün yayılmasını engellemede önemli bir yoldur.
Alınması gereken tedbirlere uyulduğunda eski günlere dönüşümüz kısalacak, salgın daha hızlı kontrol altına alınabilecektir. Her yaştan hepimizi etkileyen bir salgınla mücadele ettiğimizi ve dikkat etmezsek hastalanmanın kaçınılmaz olduğunu unutmamalıyız.
Sağlıklı gülüşler...
Sorularınız için; [email protected] - www.disizmir.net