Kuş misali insanoğlu, bugün buradaysa yarın çok uzak diyarlarda. Uçaktan aşağıyıseyrederken, dağınıktı düşüncelerim. Gurbete son veren konuşmaları hayal ediyor, bir yandan da bulutlarla birlikte olmanın özgürlük mü olduğunu düşünüyordum. Bulutlara bakarak içimden fısıldadım. Benimoğlumla gurbetliğim az sonra sona erecek. Ama siz bulutlar ebediyete kadar insanoğluyla özgürlük konusunda anlaşamayacaksınız. Kuşun kanadında mı, bulutlarda mı, yoksa insanoğlunun düşüncelerinde mi? Özgürlük.
Göklerin büyüsünü, yerdeki yeşil ırmağın asaleti karşılıyordu. Yeşilin her tonu dans ediyordu doğayla “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” sözü yankılanıyordu kulaklarımda.
Tahmin ettiğiniz gibi Amasya kucaklıyordu misafirlerini. Asker yemin töreni nedeni ile çok kalabalıktı Amasya. Şehzadeler şehriydi aynı zamanda. Tarihsel ve kültürel zenginliği beni derinden etkiledi bu kadar gösterişli bir yer tarih içinde inanılmaz tevazu barındırıyordu. Çevrenin temizliği, insanların asaletini anlatıyordu bana.
Trafikteki saygı, insanların iletişimdeki nazikliği, tanıştığım insanların güzel kalplerinin sözlerine yansıttığı dualar. Bu güzelliklerin üzerine o canım askerlerin İzmir Marşı ile tören alanına girmesi ve binlerce kişinin yemin etmesi ve kavuşma anı. Sözlerin bittiği gözyaşlarının kavuştuğu o unutulmaz sahne. Askeriyle, toprağıyla, insanıyla değeri biçilmez benim vatanım.
Havaalanı yolunda, taksinin camından Amasya’ya veda ediyorken radyoda çalan
Amasya türküsü:
Bugün benim efkarım var zarım var Değme felek değme telime benim Gül yüzlü cananı elden aldırdım Ecel oku değdi gülüme benim
bizi uğurluyordu.
Emanetimi senden aldım gidiyorum Amasya, bir daha yolum düşer mi bilmiyorum
ama gönlümde ayrı bir yerin olacak. Allah’a emanet ol Amasya.
Hoşçakalın.