“Gel teskere, gel teskere
Bitsin bu gurbet.
Burada baban, bacın, anan
Yüzüne hasret.
Gel teskere, gel teskere
Bitsin bu gurbet.
Yolunu gözleyen yârin
Yüzüne hasret.”
Birçoğumuzun severek dinlediği bu şarkı asker yolu gözleyenler için farklı bir anlam taşır. Türk milleti için nasıl şanlı, şerefli bir görevdir. Askerlik halk dilinde “peygamber ocağı” olarak da adlandırılıyor.
Sayılı gün gelip çatar. Bavulu çoktan hazırlanmıştır askerin. Susmayan telefonlar, sevdiklerinizin sizi sarıp sarmalayan ziyaretleri, edilen dualarla akan gözyaşları… Bir film şeridi gibi doğduğu gün gelir gözünüzün önüne; dün beşikte bebek, bugün vatanı bekleyen asker.
Asker annesi olarak bu duyguları yaşıyorum bugünlerde. İçim buruk ama gururluyum. Askerliğin asaletiyle taçlandırılıyorsun çünkü. Vatan için canını veren şehitlerimize bir kez daha ağlıyorsun. “Emret komutanım !” sözleri yankılanıyor kulağınızda. “Anne” seslenişi bölüyor uykularınızı. Oğlunuza benzeyen insanlar çoğalıyor sanki etrafınızda. Her telefonu heyecanla açıyorsunuz. Sevdiği yemekleri yapamaz oluyorsunuz, geçmeyecek çünkü boğazınızdan. Çetele tutuyorsunuz gün be gün… Sonra dönüp diyorsun ki ne mutlu bana. Vatan için bir evlat yetiştirdim.
Asker ocağındaki tüm askerlerimizi sevgiyle kucaklayıp selamlıyorum. Asker annelerine sımsıkı sarılarak her şey vatan için diyorum.
Selam ve sevgilerle