AŞURE
Buğday kabartıldı, nohut, fasulye, mercimek, pirinç özenle ayrı ayrı pişirildi.
Kuru incir, üzüm, kayısı. Baharatlarımız da hazır karanfili, tarçını.
Şekerimiz belki biraz bal, pekmez. Süslemek de lazım adettendir.
Fındık, fıstık, badem, susam. Narı unutmayalım nar önemli.
Kuru bakla ancak en son karartmasın aşuremizi. Her tabağa konmalı konsun ki alıp kurutup cüzdanlarımıza atalım.
Bereketi gelsin aşurenin hayırlı bol kazançlar getirsin. Uğur olsun.
Aşurenin tatlı heyecanı sardı mutfakları...
Aşure nimettir, Aşure berekettir, Aşure paylaşımdır, Toplumsal bir yiyecektir.
Elden ele, gönülden gönüle ulaşan. Hangi niyetle, hangi amaçla yapıldığı yapan için önemli elbette.
Çok daha önemlisi ise hangi gönülle, hangi sevgiyle yapıldığı.
Birliği, toplumsal dayanışmayı simgeleyen aşure de bu birlik beraberliği temsil etmiyor mu?
Aynı kazanda pişiyor Tuzla tat bulan nohut, fasulye, mercimek de. İçinde şeker bulunan meyve de, Baharatı ve şekeri buluşuyor.
Aynı ateşte teklikten birliğe ulaşıyor. Tat oluyor damaklarda. Nuh´un gemisinden gelen bir gelenek.
Farklı inançlarda, farklı şekillerde hazırlandı, paylaşıldı tüm coğrafyalarda, inançlarda, kültürlerde.
İmam Hüseyin´in şahadetinden sonra ise kerbela şehitleri ve on iki imamların anısına bir yas yemeği olarak pişirildi, dağıtıldı Alevi, Bektaşi inancında.
Muharrem ayının on ikinci günü. Her kurban kesenin dini vecibe olarak aşure yapması gereğine inananı da var.
Sıcacık dumanı üstünde yemeyi seven de var Soğuk dinlenmişini de, benim gibi her zaman ve her durumda yeter ki olsun diyeni de.
İçinde yedi çeşit olmalı diyen de var,12 hatta 40 çeşit... Sevgi, dostluk ve birlik beraberlik, paylaşım var mı inanın en lezzetli en hayırlısını yaptınız aşurenin.
Pişen evlere bereket yiyenlere şifa olsun...
.........
?Gönül sofra ?mızı, aleme açtık.
Kin ile nefret ´ten, öteye kaçtık.
Barış Gül´ümüzü, Cihan´a saçtık.
Bu gün, Aşure Gün´ümüzdür bizim.?
.........
Abbas Paksoy