Sabah hafiften bir serinlik hissettim, dün de yağmur vardı. Okul formaları vitrinleri, kurutulmak için dizi dizi biberler balkonları donatmış. Kavanozlarda domatesler, havada taze tarhana kokusu. Her an yeni bir emare. Eyvah yaz gidiyor! Gördüğüm, kokladığım hissettiğimin ötesinde takvimin bana verdiği yetkiye dayanarak diyorum ki: Hoş geldin yeni mevsim. Ama baştan anlaşalım öyle zınk diye keskin bir giriş yapmak yok. Şöyle alıştıra alıştıra tatlı tatlı gel ki yormayalım birbirimizi. Karıncalar tebrikler çok çalıştınız ambarlar dolu da, kafanızı kaldırıp bir keyif yapmadan yaz bitti geçmiş olsun. Ağustos böcekleri siz de çalgı çengi geçti günler, artık kar altında mide namesine çene ritmi ah ederken anlarsınız hayat hep yaz bahar değilmiş, kışa da hazırlanmak lazımmış. Kıssadan hisseyi alanlar varın siz düşünün şimdi. Yazın güneşin, tatilin tadını çıkarıp bir yandan da bunun kışı var diyerek kenara üç beş bir şeyler atıp hazırlığını yapanlar, sonbahar özel başarı ödülü size gelsin. İlk iki gruba son bir uyarı! Çok geç olmadan kış kapıya dayanmadan çalışanlar dinlenme fırsatını kaçırmayın; yatanlar kalkın telafi için henüz vakit var doldurun biraz kilerleri, dolapları. Ben mi? Yazın solan, yıpranan, sıkıldığım ne varsa elden çıkarıp dolaplarda yer açacağım. Turşu kurup probiyotik olarak sağlık ve afiyetle yemek için raflara dizeceğim. Arya´nın küçük adımlarına eşlik edip, dostlarla keyifli kahveler içeceğim. Annemle balkonunda çay eşliğinde sohbet edip, Sıla´mla projelerimizi yazıp, Şükran´la battaniyelerimizi öreceğim. Sonbaharın hakkını vermek için hazırım. Ne de olsa her mevsim ayrı güzel...