MENÜ
İzmir 35°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dini referanslarla yola çıkan hareketlerin tamamı devrimci olarak başlarlar.
Abdurrahman Tekin
YAZARLAR
15 Ocak 2016 Cuma

Dini referanslarla yola çıkan hareketlerin tamamı devrimci olarak başlarlar.

Dini referanslarla yola çıkan hareketlerin tamamı devrimci olarak başlarlar.

 

Geçenlerde bir yazıda şöyle bir değerlendirme ilgimi çekti. "Müslümanlar cennete gideceğiz diye dünyayı cehenneme çevirdiler"

 

Neden tüm olumsuzluklar hep bizim coğrafyamızda, bizim dinimizle birlikte anılıyor? Sizce de bir tuhaflık yok mu bu işte? Neden İslam Coğrafyası´nda işler Kuran´da emredildiği gibi değilde birilerinin kendine göre yorumlarıyla yaşama taşınıyor? Kur´an sana göre bana göre yorumlanacak kadar basit bir kaynak mıdır? Oysa Kur´an o kadar net ki. Ve onu insanlığa gönderen ilahi güç o kadar net ve tek ki? Neden bizim coğrafyamızda bir türlü demokrasi, insan hakları adalet gibi kavramlar bir türlü maya tutmuyor? Neden dünya üzerindeki en yoksul insanlar hep bu coğrafyada ve kendilerini müslüman olarak tarif eden kimseler? Neden islami söylemlerle iktidar olan kişiler hemen her şeye hükmetmek, tek adam olmak istiyorlar? Biraz düşünmek, sorgulamak yerine neden hemen savunmayı, cezalandırmayı, yok etmeyi tercih ediyoruz? Bu tavır bugün yaşadığımız hangi sorunumuzu hallediyor ki? Oysa herkes işini yapsa hiçbir sorun da çıkmayacak. Görev, yetki, sorumluluklar ve sınırları anayasada gayet açık seçik yazılı, ama bugün bunu takan mı var? İşte güçlü olan sorumluluğunun dışındaki alanlara da müdahale edince çift başlılık oluyor. Bu sistemin mi yoksa kişilerin mi neden olduğu bir sıkıntı? Evet sistem güncellenmeli, geliştirilmeli ama kişilere göre değil, toplumun ihtiyaçlarına göre yapılmalı.

 

Bir İslam aliminin tespiti oldukça ilgimi çekti. Diyordu ki "Dini referanslarla yola çıkan hareketlerin tamamı devrimci olarak başlarlar. İktidara gelip ve sisteme egemen olduklarında ise muhafazakarlaşırlar. AKP´nin ilk çıkışını ve 2007´ye kadar ki söylem ve icraatlarını bir hatırlayın lütfen. Bu tespitin ne kadar doğru olduğunu göreceksiniz. Keşke AKP o tavrını sürdürebilseydi. Ülkemizin ve coğrafyamızın devrimci ve reformist bir harekete gerçekten ihtiyacı vardı. Ama kontrol edilemeyen aşırı güç ve kibir bugün karşımıza bu AKP´yi getirdi. Zaafa uğradığınız andan itibaren hükmettiğinizi sandığınız sistem sizide öğütüp sizden öncekilerle aynı sona ulaştırır. O yüzden herkes için hukuk, herkes için DEMOKRASİ, DEMOKRASİ, DEMOKRASİ. Demokrasininin olması için illede yazılı bir anayasa olmasıda gerekmiyor. Mesela İngiltere´nin yazılı bir anayasası yok. Ama köklü gelenekleri ve toplum tarafından özümsenmiş tıkır tıkır işleyen bir demokrasisi var.

 

Geçen pazar (10 Ocak 2016) Dünya Gazeteciler Çalışan (Malesef ülkemizde çoğu artık işsiz yada cezaevlerinde) Günü´ydü. Ama ne yazık ki memleketimizde gazetecilik yapmak artık neredeyse imkansız. Herkes bu durumun farkında ancak ağzını açanı hemen paralelci, darbeci yada terör örgütü propagandası yapıyorsun diye ekranlarından, gazetelerinden, köşelerinden linç ediyorlar. Yargısız infaz ediyorlar. İşinden ekmeğinden ediyorlar. Ne oldu tahammülünüze? Ne oldu hoşgörünüze? Ne oldu insanlığınıza? Her şeyin bir ömrü var. Ama bu toplumsal hasarın etkileri uzun yıllar devam edecek gibi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2025 Menemen'in Sesi