İktidar konuşulsun istemiyor. Televizyonlar deprem bölgesinden haber versin istenmiyor. Gazeteler haber yapsın istenmiyor. Tartışma programlarına konu olsun istenmiyor diye o bölgeden yayın yapılmıyor diye felaket bitmiş mi oluyor? Tabii ki hayır.
Oysa asıl felaket hayatta kalanlar için şimdi yaşanıyor. Yerleri yurtları yok artık. Birikimleri, güvenceleri yok. Sevdiklerinin çoğu artık hayatta değil. Birçoğunun uzuvlarını kaybettiği için artık engelli. İklim koşulları çok kötü. Doğanın öfkesi bir türlü geçmiyor. Yağmur, fırtına, sel arasında hayatta kalmaya çalışan yaralı, yıkık, çaresiz insanlar.
Tabii ki öfkeliler. Haklılar ama ne yapacaklarını da bilemiyorlar. Çoğu keşke biz de ölseydi de kurtulsaydık noktasındalar.
Yaşadıkları şeyin hala gerçek olup olmadığının farkında bile değiller. Bir kâbusta gibiler. Gerçek anlamda şoktalar. Travmaları yeni yeni ortaya çıkıyor. Derin ekonomik kriz yüzünden vatandaşların sürdürülebilir bir destek sağlamaları da hiç kolay değil. Herkes için tam bir çaresizlik hali.
Devlet kurumları bu konuda daha iyi organize olmalılar. Bu belirsizlik büyüyerek devam ediyor. Çünkü önümüzde seçim var ve hükümet tüm güçlerini buraya seferber ediyor.
Evet çok önemli bir seçimin eşiğindeyiz. İktidarın işi bu defa gerçekten hiç kolay değil. Ama seçimden daha önemli bir sorunumuz var. Yerle bir olmuş kentlerimiz ve o kenti anlamlı kılan çaresiz insanlarımız.
Hayatta kalan deprem mağdurları Türkiye’nin dört bir yanına savruldular. Hiç gitmedikleri kentlere, hiç bilmedikleri kültürlere misafir değil komşu oldular. Hem kendileri hem de gittikleri kenttekilerle ciddi bir kültür şoku yaşayacaklar. Bu konuda hepimizin çok daha özenli olmamız empati yaparak yaklaşmamız gerekiyor. Menemen’in bu duyarlılığı var. Bu hassasiyeti var. Menemen halden anlayan bir kenttir. Üzerimize düşeni yapmak için herkes büyük bir özveriyle elini taşın altına koyuyor. Ancak sorun vatandaşın iyi niyetiyle, imkânlarıyla yol aldırılamayacak kadar büyük ve ciddi. Kamu kurullarımız ile vatandaşlarımızın uyumlu bir iş birliğine ihtiyaç var.
Şu an için hepimizin asla unutmaması gereken en önemli şey bu sorunun derinleşerek devam ettiği gerçeği. El ele, omuz omuza insani bir farkındalıkla yaralarımızı birlikte sarmaya devam edeceğiz. Etmeliyiz.
Saygılarımla