DENTAL İMPLANTOLOJİ 2
İnsan tarih boyunca ortaya koyduğu buluşlar ve bilimsel çalışmalarla teknolojik gelişmelerle hem tabiatı örnek almış, hem onu taklit etmiş, hem de yapmış olduğu gelişmeler sonucu elde ettiği sonuçları tabiata en uygun hale getirmeye çalışmıştır. İnsanın tabiatı bu şekilde taklit etmesi ve örnek almasındaki en büyük etken de ancak tabiatın şartlarının kendisine bu şekilde fayda sağladığını görmüş olmasıdır. Bu yaklaşım bütün bilimler için olduğu gibi sağlık bilimleri ve bu grubun içinde yer alan diş hekimliği için de geçerlidir. Diş hekimliğinde bu doğrultuda bugün iki bilim dalı ön plana çıkmaktadır. Bunlardan birincisi oluşabilecek sorunları engellemeye yönelik koruyucu diş hekimliği, ikincisi ise oluşmuş olan eksik dişleri tamamlamanın yollarını aramaktadır. Eksik dişleri tamamlamada en etkili yöntem implantolojidir. Geçen hafta daha çok sizlerden gelen sorular doğrultusunda yazmış olduğum yazıma bu hafta biraz daha bilimsel yönleriyle değinelim istiyorum
İmplant planlamasında gelen hastanın sistemik durumları, var olan hastalıkları, dental geçmişi, eksik bölgenin durumu, kemik durumu ve çiğneme esnasındaki çene hareketleri tedavi planlamasında hekim tarafından değerlendirilmektedir.
İmplant tedavisi geleneksel yöntemlere göre biraz daha uzun soluklu bir tedavi olduğu için planlamalar tedavi sonucunun iyi olması açısından önemlidir.
İmplantlar kullanımlarına göre mukozal implantlar, subperiostal implantlar, kemikiçi implantlar, endodontik implantlar olmak üzere sınıflandırılır. Yapılacak tedaviye göre uygun implant seçilerek uygulaması yapılır ve restorasyon tamamlanır.
Şimdi de implant endikasyonlarından bahsedelim.
Klasik protez yapılarak yeterli tutuculuk sağlanamayan tam protez hastaları, hareketli protez kullanamayan parsiyel dişsiz hastalar, yapılmış olan protez sonucu iritasyonların önüne geçilemeyen durumlar, bulantı refleksi engellenemeyen durumlar, tedavi edilemeyen dişlerde çekim sonucu implant yerleştirilebilir,tek diş eksiklikleri, tek taraflı serbest sonlanan(diş olmayan) durumlar, doğal dişlerin protez ayağı olarak sayısının veya dayanıklılığının yetersiz olduğu durumlar, 16 yaşından büyük hastalarda ortodontik ankraj olarak implantlar kullanılabilir.
İmplant uygulamalarının ve çeşitlerinin artması ile implant üstü protezlerin de çeşitleri artmıştır. Böylelikle seçeneklerin artması ile neredeyse her hastaya uygun implant seçilebilmekte dişler bu şekilde restore edilebilmektedir. Dişler destek alınarak yapılan protez restorasyonları gibi implant üstü restorasyonlarda sabit, hareketli ve yarı hareketli olarak sınıflandırılabilir.
Sabit protezler hekim tarafından uygun yapıştırıcılar(simanlar) ile yapılmış olan implantlara protezin yapıştırılması şeklinde uygulanan protezlerdi. Yarı hareketli protezler de hekim tarafından takılıp çıkarılabilen protezlerdir ve vidalar yardımıyla monte edilirler. Hareketli protezler implant sayısı sabit olanlara göre daha az olan hasta tarafından takılıp çıkarılmasına rağmen tutuculuğu geleneksel hareketli protezlere göre daha iyi olan protezlerdir.
Protez planlaması yapılırken çiğnemenin uygun olması açısından ve eklem ve çiğneme kaslarına gelebilecek yanlış kuvvetlerin önüne geçmek açısından oklüzyonun tipi önem teşkil etmektedir. Farklı oklüzyon tipleri arasında uygun olanı hekim tarafından seçilerek uygulanır.
Dental implant uygulamalarında başarı sadece seçilen implantın kalitesi ile ilgili değildir. Uygun endikasyon, doğru cerrahi girişim, özenle yapılmış bir protetik planlama ve tedavi ile sağlanmaktadır. Tüm bunlar doğru değerlendirilip uygulandığında ve hasta tarafından protez bakımına ve kontrollerine özen gösterildiğinde implant tedavisi diş eksikliklerinde en ideal seçenek olmaktadır.
Sağlıklı Gülüşler?
Sorularınız için; [email protected]
Diş Hekimi Mehmet ERGÜNEŞ