KARGO…

Bugün gazetemizin köşe yazarlarından Levent Sarsıncı kardeşimden bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu onunla ilgili gelişmeler ve anlattıklarını paylaşmak istiyorum.

Levent kendine has bir karakter. Onu Menemen’de genel çoğunluk tanır ve sever. Biliyorum. Kimseyle ciddi ve aşılamayacak, kronik sorunları yoktur. Uzlaşmacıdır. Eğlencelidir. Ama bir o kadarda titiz ve ciddidir. İşini ve ilişkilerini çok ciddiye alır. Bu konularda asla taviz vermez. İyi bir CHP’li ve iyi bir Fenerbahçe’lidir. Aynı zamanda Fenerbahçe kongre üyesidir. Hiç futbol oynamamıştır ama futbolu oynayanlardan çok sever. En çokta Fenerbahçe’yi tabi. Yine de ne çekiyorsa Fenerbahçe’den çekiyor.

Levent uzun zamandır her hafta hiç aksatmadan gazetemizdeki köşesinden genel gündemi değerlendiriyor. Önemli öngörülerde bulunuyor. Öngörüleri konusunda oldukça da başarılı. Epeyce takipçisi var. Hem sosyal medyada hem de farklı platformlarında. Bir ay önce kendisiyle yaptığımız bir sohbette uzun zamandır yazdıklarını bir kitapta toplamayı düşündüğünü söyledi. Onun adına çok sevindim. Kendi adıma da tabii. Sonuçta bizim yazarımız. Çarşamba günü kitaplarını teslim almış. Mutluluğu görülmeye değerdi. İlk kitabını imzalayıp bana vereceğini söyledi. Bunun için de ayrıca sevindim ve gururlandım. Umarım okuyanı bol olur. Parayla satılan ticari bir kitap değil. Eşe dosta imzalayarak vermeyi planlıyor. O nedenle bu kitabı hiçbir yerde değil, sadece Levent Bey’in kendisinden edinebilirsiniz. Böylece imzalatıp alma şansınız bile olur.

Tabii Levent aynı zamanda evhamlı da bir arkadaşımız. Sadece bu defa haklı olduğu bir olaya maruz kalmış. Anlattı bende size aktarayım. Bu noktada empati yapın ve kendinizi Levent Bey’in yerine koyun. Ne hissedeceğinizi merak ediyorum.

Levent uzun zamandır Menemen’de kendi mali müşavirlik ofisinde işini yapıyor. Çok titiz. Müşterileri onu bu nedenle tercih ediyor. İzmir dışında da bulunan bir çok müşterisi var. Müşterisine bir dosyayı kargo ile gönderiyor. Ancak en son bayram öncesi gönderdiği bir kargo tam anlamıyla yılan hikâyesine dönmüş. İçerisinde yetiştirilmesi gereken önemli dosyaların bulunduğu bir koliyi kargoya teslim etmiş. Kargo kaydı alınıyor, evraklarını düzenliyor ve karşı tarafa Kargo alındı mesajı gidiyor. Makbuzu veriliyor. Ama kargo bir türlü ilgili kişiye ulaştırılamıyor. Levent kargo firması gidiyor. Kargonun  dağıtım merkezinde olduğunu ve dağıtımına çıkacağı söyleniyor. Bayram öncesinde de teslim edileceğinin bilgisi veriliyor. Ancak Bayramdan önce ulaşması gereken kargo bir türlü adrese gitmemiş. Levent üsteleyince önce İstanbul’da dağıtımda deniyor! Sonra biraz daha üsteleyince kargonun hiçbir kayda girmediği anlaşılıyor. Kargo kolisinin içerisinde Levent için yetiştirilmesi gereken dosyalar var. Kaybolsa, bulunamasa tam bir kaos. Bu durum Levent’i ağır strese sokmuş. Kargo firmasını genel merkeze kadar sıkıştırmış. Hukuki süreçle ilgili girişimde bulunacağını söylemiş. Ama kargonun nerede olduğunu bilende yokmuş. Kargo resmen sırra kadem basmış. Yani gitmesi gereken kargo hiçbir biçimde yola bile çıkmamış. Bayram geçmiş. Kargo muamma. Bayramdan sonraki gün kargonun kaydının alındığı, tüm işlemlerinin yapıldığı ancak hiçbir biçimde yola çıkmadığını net olarak öğrenmiş. Ama kargonun nerede olduğunu kimse bilmiyormuş. Kargo firmasındaki görevli personelde yaşananlardan dolayı epeyce stres olmuş. Her ne olmuşsa gitmesi gereken koliyi kargo firması getirip Levent Bey’in işyerinin altındaki eczaneye bırakıp gitmişler. Hem de hiçbir bilgilendirme yapmaksızın. Eczane sahipleri de konunun vahametini bilmedikleri için üzerine fazla düşmemişler. Muhtemelen Levent’indir, bilgisi de vardır mutlaka uğrar alır diye düşünmüşler. Levent kazayla eczanenin önünden geçerken oradakiler Levent bir paket bırakıldı senin olabilir mi diye soruyorlar. Levent şaşırıyor. Bakıyor, gerçekten kendi kargosu. Sevinse mi, üzülse mi bilemiyor. Paketi alıp ofise geçiyor. Karşı tarafı bilgilendirip tekrar kargoya veriyor. Yani Levent bir yandan kitabı çıktığı için mutluyken, bir yandan da bu aksilik yüzünden epeyce huzursuz olmuş. Kargo deyip geçmeyin. İnsanın başına geldiğinde anlıyor. Empati yapıp düşününce insan daha iyi anlıyor.

Bildiğiniz bir fıkrayla konuyu toparlamak istiyorum.

Allah sevdiği kulunu mutlu etmek istediğinde önce eşeğini kaybettirip üzer, sonra aynı eşeği buldurup mutlu edermiş. Levent’in kargo macerası bir anlamda böyle bir şey. Neyse ki sonu iyi olmuş. Pazartesi tüm bunları geride bırakacak ve kitabını imzalayıp dostlarına vermeye başlayacaktır.

Saygılarımla