Alaca karanlıkta girdik şehrin kalbine.
Merakla bakıyorum otobüsün penceresinden,
kulağımda yine o nağmeler, sazlı sözlü ezgiler, kültürel
bir akvaryumdaymışım da bir an önce o kültürün denizine zıplamak
istiyorum duygusu. Şanlı Urfa´ya geldik o kadar da olsun tabi ki.
Öncelikle söylemem lazım yine muhteşem bir ziyafet vardı.
Yöresel tatlarla bir kez daha mest olduk. Mis gibi çaylarımızı içtikten
sonra kültür gezimizi sabaha bırakıp eski konaktaki otelimize yol aldık.
Konağımızın bahçesi biraz sonra başlayacak sıra gecesine hazırlanmış
bizi bekliyor. Taş yapının merdivenlerinden odalarımıza geçerken
düşünmeden edemiyorum, bu merdivenlerden onlarca yıl ne hayatlar
geçmiş, bu koridorlarda ne sesler yankılanmış, kaç can gelmiş, kaçı göçmüş.
Hiç akıllarına gelmiş mi yıllar sonra o konak her gece dünyanın her yerinden
gelen yüzlerce konuğu ağırlayacak?
Müzik başladı, halı kaplı beton zemin, yine halı minderler, ortada küçük bir süs
havuzu.
?Ay gördüm aydım, görmez olaydım, sana bir söz verdim ben o sözden caydım.?
Yok yok ben söz de vermedim, hiç de caymadım bu turdan sonra dilime dolanan
sıra gecesi müziklerinden sadece birinin sözleri, dinleyin çok güzel.
Mutlaka bir sıra gecesi yaşayın, o muhteşem müziğin içinde kaybolun derim.
Ortada sofra bezi, üzerinde çiğ köfte tepsisi, malzemeler, baharatlar,
bir taraftan eşsiz müzik, diğer taraftan çiğ köfte yoğuruluyor.
Allah´ım öldüm de cennette miyim?
Olan oldu, sıra gecesi madundan ege zeybeğine oradan da İzmir Marşına
bağladık yine geceyi.
Ayıptır söylemesi iki arada bir de roman havası
sığdırmadan da edemedik. Gece Urfa İzmir karışımı bir şeye dönüştü
ama tek suçlusu biz değiliz, saz ekibi ve genç solistimizde pek bir gönüllüydü
doğu batı sentezine. Sonuç olarak çok eğlendik.
Mevlid-İ Halil (Dergah) Camii ve Mağarası (Hz. İbrahim´in Doğduğu Makam)
Urfa kalesini, balıklı gölü, bölgedeki tarihi mekanları, tarihi çarşısını gezdik.
Hz. İbrahim´in ve Nemrudun kızı Zeliha´nın hikayelerini dinledik.
Hayran kaldığımız mekanlar ve samimi içten misafirperver Urfa Halkına
Hoşça kalın derken balıklı göl ve çevresinin muhteşem manzarasını ardımızda
bırakıp bir sonraki durağımıza yol aldık.
Yine düşünmeden edemiyorum, ne kadar zengin bir kültürümüz var.