Kuş, konduğu dalın kırılmasından korkmaz;
çünkü güvendiği dal değil, kendi kanatlarıdır.
Trafiği geride bırakıp, ana caddeden mahalle arasına girmiş
annemin sokağına doğru ilerliyordum.
Yolun ortasında bir çift güvercin sabah sohbetindeler.
Zaten oldukça düşüktü hızım. Gözüm takıldı tatlı çifte.
Aracın iyice yaklaşmasını beklediler ve aynı ahenkle kanatlarını çırpıp yükseldiler.
İşte o an bu cümleler geçiverdi zihnimden.
Kuş, konduğu dalın kırılmasından korkmaz;
çünkü güvendiği dal değil, kendi kanatlarıdır.
Ne onlar korktu ben yaklaşırken, ne de ben tedirgin oldum yolumda ilerlerken.
Eğer bir şaşkın tavuk olsaydı yerlerinde, durum tam da tersi olacaktı.
Panik ile sağa sola savrulacağını bildiğimden çok daha temkinli
olmam gerekecekti. İnsanlar da öyle değil midir?
Kendi gücünün farkında, öz güveni yüksek, ne istediğini bilen insanların
yanında huzur buluruz.
Şimdi bir saçmalık yapacak hem kendini hem de beni zor durumda
bırakacak endişesine kapılmayız.
Alternatif yollar çözümler aramadan rahatça ilerleriz hedefimize.
Onlar kanatlarına, biz onlara güveniriz.
Hayatta temel yaşam beceriler kazanmak.
Kendi gücünle var olabilmek ve var edebilmek,
üretmek de bizim kanatlarımızdır.
Ya kanatlarımızı güçlendirip ister bir kartal, ister bir çift güvercin olacağız.
Ya da uçmakta olmayacak gözümüz.
Tabi bir de maymunlar var kanatları olmadan havalanan.
O zaman da sıkıca tutunacak bir dal lazım ve onu bırakmak istediğinde bir diğeri.