Kadın nasıl olmalı? Sahi biz kadınlar nasıl olmalıyız ki muteber kadın olalım. Bir takım mollalar oturmuşlar kadın insan mı değil mi tartışıyor. Orada kadın yok! Bir takım ağır abiler toplanmışlar namuslarına “kadınlarının” üzerinden değer biçiyorlar. Ölürüm öldürürüm rajonu kesiyorlar. Orada kadın yok! Aşirette töre duvarında; ya altında ezilecek ya üzerinden “düşüp ölecek” orada kadın yok! Kiminin masasında meze kiminin meşrebind . Orada kadın yok! Kimi vicdanına, kimi aklına, kimi bedenine hepsi birden ruhuna oynar. Orada kadın yok! Kaç yaşında ne yapmalı, nasıl giyinip nasıl davranmalı kültürel kararlarla prangalı. Orada kadın yok! Emeğinin, yüreğinin bedeninin sömürüldüğü hiç bir yerde yok kadın. Bedenen sağ olmak, “mutlu“ tablolarda renk olmak gerçekten var olmak anlamında mıdır? Ölüme direnen yorgun ruhlara sahip olmak mıdır yaşamak? Peki nerede yaşar kadınlar ve kadın elinin deydiği her şey can bulur? Önce var olduğu için saygı duyulduğu, insan olduğu için değer gördüğü, kıymet bilinip emek verildiği özgür iradesini kullanıp tercih ettiği hayatı yaşadığı yerdir ve kadının olduğu her yerde hayat vardır, aşk vardır. Adil bir dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir anlayışla yaşayacağımız günler için kararlılıkla verilecek emekler, atılacak adımlar toplumsal refah ve barışın en temel gerekliliğidir. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve kıymetli babam olmak üzere kadına hak ettiği değeri veren aklıselim ruhu sağlıklı kalbi güzel tüm erkeklere teşekkür ediyor tüm kadınların kadınlar gününü kutluyorum. Kadın mutluysa hayat güzeldir.