Kalbe dolan o ilk bakış. Unutulmaz, unutulmaz. Sevda ile ilk uyanış. Unutulmaz, unutulmaz. İlkbahar, yaz; mevsim, mevsim. Birkaç mektup, birkaç resim. Yıllar geçse o bir isim. Unutulmaz, unutulmaz. O eski şarkıdaki gibi ilk aşklar; unutulmaz sanılan ilk heyecanlar. Aşkın en masum hali. O olsun mutsuz olmaya da razıyım denilen zamanlar. Onun bir sözüyle dünyanın aydınlandığı, her şeyin mümkün olabileceğine duyulan o saf inançların en yoğun yaşanmışlığı. Safdil sevdalık hali. Şu milyarlık dünyada kaç şanslı kişi ilk masum duygularla sevip kavuşup bir yastıkta bir hayat yaşayabilme şansını yakalamıştır ki. İnanın çok merak ediyorum illaki vardır öyle sevdalar. Kavuşamayınca yüceltilenlerden bahsetmiyorum; kanlı canlı yaşanıp yıpranmadan yıpratmadan sürdürülebilen aşklar mümkün müdür? Arkadaşlık, güven, sevgi, saygı ve tutku ile harmanlanmış bir olma hali. Öyleymiş gibi değil gerçekten. İllaki vardır ancak milli piyangodaki büyük ikramiye gibi nadirdir diye düşünüyorum. Malum 14 Şubat yaklaşıyor sevgililer, sevda ile birbirine bağlı olanlar, aşkı yaşayanların günü. Sevdiğinize bir gül verin; gülünüz yoksa gülüverin. Gözlerde ışıltı, kalpte kıpırtı ile coşkusunu hakkıyla yaşayıp yaşatanlara canı gönülden selam olsun. Sevmek ve sevildiğini bilmek her canlının en temel ihtiyacı değil midir? Milyarlık servetiniz olsa o bir gülüşün hazzına sahip olabilir misiniz? Dünyaları verseniz bir sevdayı satın alabilir misiniz? Hiçbiri sevgilinin saçının bir telini getirmez size. Dünyevi hırslardan arınmış, yalandan riyadan uzak saf temiz sevenlerin günü kutlu olsun.