Neredeyse her hafta birkaç anket açıklanıyor.
- Hangi adaya oy verirsiniz?
- Hangi partiye oy verirsiniz?
Sorularına cevap aranıyor. Bizlerde elbette herkes gibi bu verileri merakla takip ediyoruz. Görünen o ki ittifaklar artık çok keskin biçimde ayrıştı. Buluşma, yakınlaşma ihtimalleri tükendi. Millet ittifakı artık “Demokrasi” etrafında bütünleşmiş görünüyor... Yapılan açıklamalar ve toplumdan gelen taleplerde ittifak isminin Demokrasi İttifakı olması yönünde.
Ekonomik kriz ve pandeminin ağırlaşan sonuçları Cumhur İttifakı’nı iyiden iyiye köşeye sıkıştırmaya başladı. AKP ve MHP’nin kemik seçmen yapısı da yaşanmakta olan derin ekonomik kriz yüzünden artık şikayetçi olmaya başladı. Son dönemde özellikle siyasetçi ve gazetecilere yönelik organize saldırılar, linç girişimleri daha çok iktidar yanlılarını işaret ediyor. Yönetimler tarafından yapılan açıklamalar durumu yatıştırmak yerine ateşi körüklemekten farksız. Cumhur İttifakı paydaşlarının, öfkesi, siyasi üslubu aşan ifadeleri, hiçbir konudaki uzlaşmaz tutumları kendi seçmenini de savunmasız bırakıyor.
AKP mevcut koşullarda seçimin kazanılamayacağını görüyor. Cumhur İttifakı’nı genişletmek istiyor. Bu konuda ilginç sayılabilecek girişimlerde de bulunuyor. Nabız yokluyor. Ama ortağı MHP bundan epeyce rahatsız. AKP nereye yönelse MHP hemen orayı hedef alan sert değerlendirmeler yapıyor. O ihtimali köreltiyor. AKP, MHP’yi de kaybetme korkusuyla hemen hamlesini geri çekiyor. Dolayısıyla yerinde saymaya devam ediyorlar. AKP Cumhur İttifakı’nı büyütebileceği seçenekleri üretemeyince hiç olmazsa Millet ittifakını parçalamak istiyor.
Buna göre hamleler yapıyor. Buradaki stratejisi de İyi partiyi oradan koparıp CHP ve HDP’yi birbirine yapıştırmak. Ama görünen o ki hiçbir hamlesi sonuç vermiyor. En son GARA ve FEZLEKELERDE de umdukları etkiyi yaratamadılar. Özellikle Sayın Meral Akşener’in Doğu Türkistan’da ki Uygur Türkleri ile ilgili meclise getirdiği soykırım araştırma komisyonu kurulması ile ilgili hamlesi Cumhur İttifakı’nın, İyi partiyi fezlekelerle köşeye sıkıştırma planını suya düşürdü. AKP ve MHP’nin meclisteki oylamada bu komisyon kurulması talebine ret oyu vermeleri Meral Akşener ve Millet İttifakı’nın elini iyice güçlendirdi. AKP ve MHP’nin bu oylamadaki tavrı milliyetçi ve muhafazakâr seçmenin kafasını iyiden iyiye karıştırdı.
Ellerinde kala kala seçim yasasını değiştirmek kaldı. O da kendi içerisinde pek çok risk ve tartışma barındırıyor. Düşüncelerinde daraltılmış seçim bölgesi ve barajı düşürme planı var.
Biraz ümitsiz bir çaba gibi. Pek çoğumuz hatırlarız. AKP İzmir metropolden bir türlü Belediye kazanamadığı için yüksek oy aldığı semtleri içine alan Bayraklı ve Karabağlar gibi yeni ilçeler icat etti. Onlara göre buralarda doğudan göçle gelmiş, milliyetçi, muhafazakâr, en önemlisi de yoksul, sosyal yardımlara muhtaç vatandaşlarımız yaşıyordu. Böylece oradaki seçmeni AKP’nin eliyle iktidarın nimetlerinden faydalandırma ümidiyle kolayca seçimi kazanacaklarını hesaplamışlardı. Bayraklı ve Karabağlar ‘da seçimi çantada keklik gibi görüyorlardı.
Böylece CHP’nin kalesi gibi gördüğü İzmir’de 2 gedik açmış olacaklardı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Aksine bu yeni ilçelerde çok büyük farkla seçimleri kaybettiler.
Şimdi de benzer bir girişimi seçim yasası üzerinden yapmak istiyorlar.
Ben; Cumhur İttifakının buradan da büyük bir hayal kırıklığı yaşayacağını düşünüyorum. Seçmen, iradesi üzerinde oyunlar oynanmasından rahatsız oluyor. Sandıkta oyunu bozuyor. Bu durum defalarca denendi ve hep denenenler kaybetti. Çünkü; seçmen ne yaşadığının ne yaşatıldığının, neyi cezalandıracağının farkında. Bu benzer farkındalık tabanda birleşti.
Parti genel merkezleri ya da milletvekilleri yanlış yapsa bile seçmenleri onların peşlerinden gitmeyecekler. Bu defa Millet İttifakı oy almıyor. Seçmen, Millet ittifakına oy veriyor.
Bu biraz partiler üstü bir durum. Seçmen artık AKP iktidarının gitmesini istiyor.
Bu ittifakın kemik seçmenleri AKP ile MHP arasında gidip geliyor. Zaten o yüzden birazda birbirinin tabanlarına mesajlar veriyorlar. Anketler oldukça da yüksek oranlarda kararsız seçmen olduğunu gösteriyor. Bunların da çoğu AKP ve MHP’den vazgeçmenin eşiğindeki seçmen. Bu seçmenin %25’i geri dönecek gibi görünse de %75’i kesinlikle geri dönmeyecek. Çünkü Millet ittifakı içerisinde gidebilecekleri alternatifleri var. Böyle bir tercih yaptıkça kendilerini kötü hissetmiyorlar.
En ilgi çekici konu Cumhurbaşkanlığı adaylığı.
Açıklanan anketlerde; Sayın Mansur Yavaş, Sayın Cumhurbaşkanımız’a %10’dan fazla fark atmış, Sayın Ekrem İmamoğlu ‘da epeyce önde görünüyor. Sayın Meral Akşener,
son çıkışlarıyla hem partisinin oyunu arttırmış hem de Cumhurbaşkanımız karşısındaki şansını… Ciddi ciddi ismi geçen hiç kimse Cumhurbaşkanlığı konusunda ahengi bozabilecek bir çıkış yapmıyor. Hiçbir biçimde gündemlerine almıyorlar. Hatta bu isimlerin konu ile ilgili açıklamaları çok stratejik.
Millet ittifakının Cumhurbaşkanlığı konusunda kendi aralarında bir planı olduğu çok net. Sanırım bu planın ne olduğunu da en iyi Sayın Cumhurbaşkanımız biliyor. Kendisinin karşısına Sayın Mansur Yavaş’ın çıkmasını eminim çok istiyordur. Çünkü seçim satında onu hırpalamak kolay. Benzer tabanlara hitap ediyorlar. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun yükselişi de kendisini epeyce rahatsız ediyor. Çünkü İstanbul seçimlerinde Sayın Ekrem İmamoğlu’na karşı iki defa kaybetti. Ama Cumhurbaşkanımız ; Sayın Mansur Yavaş, Sayın Ekrem İmamoğlu,
Sayın Meral Akşener isimleri çok öne çıksa da Millet İttifakının adayı olmayacaklarını biliyor. O yüzden neredeyse her gün birkaç konuşmasında hiç aksatmadan sadece Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alıyor. Onu itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Zaten Sayın Meral Akşener’in konuşmaları da Cumhurbaşkanımız’ı doğrular nitelikte.
Gelelim KEHANET’e…
Bence; Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak.
Seçimleri hiçbir anket firmasının tam olarak tespit edemediği dip dalga belirleyecek. Zaten aday Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’da olsa başka birisi de olsa sonuçta pek bir şey fark etmeyecek. Yani; bu defa seçmenin tercihi adaya bağlı bir tercih olmayacak. Aday kim olursa olsun Millet İttifakı çok yüksek bir oyla seçimi kazanacak. Seçim kazanıldıktan sonra hızlı bir restorasyon dönemi yaşanacak. Güçlü bir parlamenter sisteme geçmenin yol haritası belirlenecek. Seçilecek Cumhurbaşkanı eski parlamenter sistemdeki gibi tarafsız ombudsman statüsünde olacak. Yürütmenin başı yeniden hükümeti kuracak olan Başbakan olacak.
Ülkeyi de oluşturacağı kabinesi ile birlikte meclisten yönetecek. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafsız Cumhurbaşkanı olacağı için CHP’den istifa edecek. Yerine Sayın Ekrem İmamoğlu gelecek. Yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Canan Kaftancıoğlu olacak. Seçimi kaybedenler ise geçmiş yıllarda seçim kaybedenler nasıl milletin iradesine saygı gösterdilerse onlarda bu kutsal iradeye saygı gösterecekler.Bugün yaşamakta olduğumuz olumsuzlukların ne kadar hızlı değişip düzeldiğine de birlikte tanık olacağız. Değişim her zaman iyi ve gereklidir. Nasıl ki AKP’nin gelişi siyaseten kaçınılmazdıysa, bugünün koşullarında da gidişleri kaçınılmaz…
Tabii benimki sadece gözlem ve öngörü. Buna katılmayabilirsiniz. Farklı fikirleriniz elbette ki olabilir. Ona da saygım var. Önemli olan ülkemizin ve milletimizin huzuru ve refahıdır. Gerisi teferruat.
Sevgi ve Saygılarımla…