Tarih, 19 Ekim 1936’dır. O gün Başvekil (Başbakan) İsmet İnönü İzmir’e gelmiştir. Geliş amacı ise Ege Bölgesindeki çeşitli vilayetleri ve kazaları gezmek, sorunlar hakkında bilgi almak ve buralarda işlerin nasıl gittiğine bizzat şahit olmaktır.
İnönü’nün bu ziyaretini duyan Menemenliler ve özellikle de Menemenli çiftçiler bir heyet oluşturarak bizzat İnönü ile görüşmek istediklerini bildirirler. İnönü bu talebi kabul eder ve valilikte bir randevu verir.
İki taraf öğleden sonra bir araya gelir. Masada müstahsillerin sayısı oldukça fazladır. Yapılan toplantıda Gediz Ovası’nın sulanması halinde pamuk üretiminin birkaç misli artacağı bu maksatla yapılacak masrafa tüm müstahsillerin katkı yapmaya hazır olduğu Başvekil’e bildirilir.
Başvekil İnönü de her müstahsilin en az 40-50 dönüm toprağa sahip olmasını arzu ettiğini belirterek, Gediz’den yararlanılması için her şeyin yapılacağını ifade eder ve müstahsillerin yaşadığı tüm sıkıntıları, ihtiyaçları, dertleri not alarak çözüm üretileceğini söyler.
Toplantı da bir Menemenli müstahsil şöyle konuşur:
-?“Biz tohum isteriz. Pamuk ekiyoruz. Aldığımız mahsul bizi tatmin etmiyor. İyi olan pamuk tohumuna ihtiyacımız vardır. İkinci şikayetimiz kooperatiflerdendir. Kooperatiflerin şekli değiştiğinden beri kredi alamıyoruz. Yeni usuller çıktı. Kredi ihtiyacımız tatmin edilirse canlanırız.”
Bir başka üretici de kredi kooperatiflerinin memlekete yaptığı hizmetlerin büyük olduğunu, ancak kefaletle para verilmesi usulünün borçluyu değil kefili tedirgin ettiğini, borçlunun rahat uyumasına karşın kefilin rahat uyuyamadığını söyler.
Menemen’in Çavuş köyünden bir müstahsil de şunları anlatır :
-“Menemen’in Çavuş köyündenim. 200 dönüm arazim var. Arpa, bostan, buğday ve pamuk işliyorum. Arazinin bir kısmında ortakçı ile iş görüyorum. Nöbetle burçak, susam alıyorum. Arabam, sapanım, iki demir pulluğum ve orak makinam vardır. Traktör çalıştıramıyorum. Petrol çok pahalıdır.”
Başbakan İnönü sorar, aynı müstahsil cevap vermeye devam eder:
- “Tarlada çalışıyor musun?”
- “Çalışıyorum.”
- “Başka kimsen var mı?”
- “Karım, kardeşim, üç yaşında bir oğlum var.”
-?”Hanımın da çalışıyor mu?”
- “Evet.”
- “Kooperatiften para almaz mısın sen?”
- “Hayır, tüccardan alıyorum, Yüz lira alarak 120 lira ödüyorum.”
- “Neden kooperatiften almıyorsun?”- “Bu sene vermediler. Birkaç kişi borcunu ödememiş ondan.”
Burada söze Ziraat Bankası İzmir Şube Direktörü Aşki Eren girer ve şöyle der:
-“Arazisini ipotek ederek para alabilirdi. Yüzde yirmi verilirdi. Kendisi kooperatife girmemiştir. Girer ise veririz.”
Başvekil İnönü müstahsile dönerek:
-“Neden böyle yapıyorsun?”
-“Tapu senedinin intikal muamelesi yapılmamıştır.”
-?”Masrafı çok mu?”
Vali Fazlı Güleç bilgi verir :
- Az bir şeydir Başvekilim. Dededen evlada intikal eden tapu işleri kolaylaştırılamadı.”
Aşki Eren konuşmaya devam eder.:
- Bu iş zordur. Her halde seyyar tapu heyetlerini köylünün ayağına götürmemiz gerekiyor.
Başvekil İsmet İnönü şu sözlerle toplantıya son noktayı koyar :
-”Köylümüz için ne gerekiyorsa yapın.”
Başvekil İsmet İnönü Menemenli Müstahsillerle