MUCİZELER
Hayatımız boyunca ne kadar mucizeye tanıklık etmiş olabiliriz?
Hiç düşündünüz mü?
Her gün irili ufaklı birçok olaylar dizisi yaşıyoruz. Bazen fark ediyoruz bazen de ıskalıyoruz
O küçük mucizeleri.
Mucize dendiğinde ne bekliyoruz?
Alaattin´in sihirli lambası pat diye önümüze düşecek, şöyle üç kere sıvazlayacağız lambayı
O muhteşem cin abi dumanlar içerisinde çıkıp gelecek; soracak üç dileğimizi.
Ya da bir sihirli değnek verecek kanatlı, akça pakça teyze, dokunup dokunup değiştireceğiz
Objeleri, olayları hatta kendimizi.
Daha bunun uçan halısı, kurbağa prensi var.
Var da var ...
Peki öyle bir dünya var mı?
Bence öyle bir dünya olmasa da herkesin küçük mucizeler dünyası var kıymet bilemediği.
Belki de bileni vardır, onlara kocaman bir alkış diyorum Can´ı gönülden...
Her birimiz bir mucize değil miyiz? Milyonlarca seçenekten anne rahmine düşen.
Kan pıhtısından kalp atışına, milim milim annemizin kanından kan, canından can olup vücut bulan.
Her gece sabaha, her sabah güne kavuşan; emek emek ördüğümüz hayatımız.
Hayatın tam da kendisi bir mucize değil mi?
Başarabildiklerimiz,
Başaramadıklarımız,
Tercihlerimizle vazgeçişlerimizle.
Anne kokusunda, evlat sıcaklığında, dost meclisinde,
Bir acıyı dindirirken, bir canlının hayatına dokunarak,
Paylaşarak bilgiyi ve de çoğaltarak,
Farkına vararak bir merhabanın gücünü,
Bir hoşça kalın anlamını.
Hepimiz bir mucizeyiz ve de mucizeler bütününün bir parçası.
Her gün yeniden yarattığımız hayatımız ve her şeye rağmen var ettiğimiz dünyamızla.
Sonuçta öyle büyük büyük, gümbür gümbür gelmez mucizeler.
Küçük küçük adımlarla, ilmek ilmek emeklerle, düşler, umutlar ve gayretli çabalarla
İnanarak açılır mucizelerin kapısı.
Uçan halı beklemeden yola koyulmak,
Sihirli değnek beklemeden işe girişmek,
Yaşamak diyorum yaşamak...
Üretmek, çoğaltmak, paylaşmak.
Umut etmek, emek vermek.
İrade koyabilmek, gerektiğinde hayır diyebilmek.
Evet hayattayız, ayaktayız ve biliyoruz ki
Nasıl o kan pıhtısından can bulduysak,
Her solukta o mucizenin bir parçasıyız ve de gelecek mucizelerin mimarı.