Siyah çantam dikdörtgen, ince deri, zarf gibi kapağı.
Siyah önlüğüm belden büzgülü, diz hizasında.
Beyaz dantel kurdelem, takımı yakam, ikisi de kolalı.
Yüreğim ağzımda, çok heyecanlıyım.
Rugan pabuçlarım var pırıl pırıl, onlar da siyah.
Dizime kadar bembeyaz çoraplarım,
birazdan kesin arkasında nokta nokta çamur olacak.
Hiç beceremem dikkatli yürümeyi.
Laf aramızda! Şimdi de durum pek değişmedi.
Annem, babam kimsecikler engel olamadı.
Bu gün benim zafer günüm.
Yok efendim yaşım küçükmüş.
Çanta kadarmış boyum.
Bir sene daha bekleyecekmişim.
Neyse ki müdür amca izin verdi bu gün okulluyum.
O azimle ve de heyecanla başladı okul maceram.
Önce gayrı resmi.
Sonra da inadımın ödülü resmen okullu oldum artık ben.
Sınıfımı, okul günlerimi hiç unutmadım.
Atatürk İlk Okulu´nda başladı maceram.
Üçüncü sene Kubilay´a geçtim öğretmenimin peşinden.
Sadıktım öğretmenime, okul değiştirdim,
öğretmen değiştirmedim.
Öğrencilik günleri, ardından 28 sene öğretmenlik.
Okullar yaşam alanımdı yıllarca.
Değişmeyen birçok şey oldu hayatımda okullara dair.
Her yıl aynı o ilkokul günü heyecanıyla başladım
yeni öğretim yıllarına.
Emeklilik kararı verdiğim o yıl dahil.
Okullar açılacak. Yeni eğitim öğretim yılı başlıyor.
Organik bağımın koptuğu o hayata, gönül bağı ile bakıyorum şimdi.
Başka bir hayatta yaşanmış gibi.
Yüz yıl önceymiş gibi.
Yine içimde bir heyecan, boğazımda bir düğüm.
Bütün çocuklarımıza ve meslektaşlarıma:
güzel günler için; güzel yarınlar için.
Başöğretmen Atatürk için.
SAĞOL SAĞOL SAĞOL diyorum.