Değerli okuyucularım, bu yazımda nelerden söz etmeliyim, kararsız kaldım. İnanın öyle çok şey var ki. Güler misin, ağlar mısın durumunda birçok olay var.
Boğazda yüzen domuzlar, Küba’ya cami yapılma fikri, tarihte bildiğimizden farklı Amerika’nın keşfi v.b.
Bizi çok üzen olaylar da var. 12 yılda 13 bin işçinin (sigortalı bilinen) yaşamını kaybettiği bir ülkede yaşıyoruz. Tek bir günümüz, bir kadının cinayete kurban gittiğini duymadan geçmiyor. Kesilen zeytin ağaçları, rant uğruna yok edilen ormanlar.
Toplumu kanser gibi saran şiddetten, özellikle kadına şiddetten söz edeyim en iyisi.
Bu konu beni çok yaralıyor. Erkeğin kadına uyguladığı şiddetin boyutları oldukça çeşitli. Duygusal şiddet, sözlü şiddet, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet gibi ve kadının yaşam hakkını yok eden cinayete varan sapkınlık.
Bu erkekler eğitimli yada eğitimsizdir. Duygusal baskı ve sorumluluktan kurtulmak, hayal kırıklıkları için çıkış yolu bulmak, isteklerini gerçekleştirmek için şiddete yönelirler.
Bu erkeklerde empati yeteneği yoktur. Aile içi şiddetin olduğu bir ailede büyümüşlerdir. Bu nedenler çoğaltılabilir.
Ayrıca göz ardı edemeyeceğimiz bir başka neden de; “Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin.” “Kızını dövmeyen dizini döver" gibi anlayışların kuşaktan kuşağa aktarılması ve toplum tarafından paylaşılan bir değer yargısı olarak kabul edilmesi bir sosyal neden olarak karşımıza çıkar.
Bu geleneksel ön kabuller, toplumun duyarsızlığı, devletin ilgisizliği kadına şiddeti büyütmektedir.
Şiddet gören kadın içine kapanmakta, sosyal yaşamdan kopmakta, psikolojik rahatsızlıklar yaşamaktadır. Düşünsenize; ülkemizde birçok kadının, kız çocuğunun eğitim alma hakkını babası elinden almakta, bu yolla kadını eve mahkum etmekte, bu şiddet değil midir?
Töre diyerek, namus diyerek koca ve baba dayağı yiyen yüzlerce kadınımızın sessiz çığlıklarını duymalıyız. Erkekler olarak, kadınlarımızın yanında olmalıyız, arkasında olmalıyız. Eşlerimiz, kızlarımız, kardeşlerimiz, komşumuz için mücadele etmeliyiz.
25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslar Arası Dayanışma Günü, işte bize fırsat, o gün onların yanında olduğumuzu gösterelim. Etkinliklerine, yürüyüşlerine katılalım. Kahvede, evde, dost sohbetlerinde desteğimizi anlatalım.
Duyarsızlık toplumu yok eder. İnsanın insana, insanın hayvana, ağaca uyguladığı her türlü şiddet son bulmadıkça hiç birimize huzur yok dostlar bu böyle biline.
Saygı ve sevgi ile hoşçakalın