Bugüne kadar Sinan Oğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hiç yokmuş gibi davrandığım için bir özür dilemem gerekiyor. Bunu duruşuyla, tavrıyla, söylemleriyle fazlasıyla hak etti.
Ben CHP’liyim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu seçimi alacağına hem de açık ara alacağına inanıyorum. Bunu da defalarca nedenleriyle birlikte yazdım. Kitabımın ismini de 17.03.2021’de yazdığım bir köşe yazımda anlattığım konudan esinlenilerek verdim.
Sayın Muharrem İnce’den defalarca ve detaylıca bahsettim. Zaman zaman kızdım, zaman zaman da herkes kızarken köşemden kendisine hak verdim. Hakkını teslim ettiğimi düşünüyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan bahsetmeden 21 yılı anlatmak zaten mümkün olamayacağı için doğrudan ya da dolaylı olarak neredeyse her hafta kendisinden bahsetmek durumunda kaldım. Yani onun da hakkını fazlasıyla teslim ettiğimi düşünüyorum.
14 Mayıs Genel Seçimlerinde 4 Cumhurbaşkanı adayı yarışıyor. Bir sebeple üçünden bahsedip birini görmezden gelmek doğru olmayacağı için bu haftaki yazımda Sinan Oğan’dan biraz bahsetmek istiyorum.
Sinan Oğan; Milliyetçi dünya görüşüne sahip, temelden yetişmiş, donanımlı, genç, farklı bakış açılarına sahip, kucaklayıcı, biraz mesafeli ama sıcak, samimi, içten bir insan. Her şeyden önce insan!.. Saygılı, efendi, nezaketli, oturmayı, kalkmayı, haddini biliyor. Kavgacı değil, şiddetten uzak, ülkesini, insanını, dünyayı ve insanlığı biliyor. Bilgili, birikimli, entellektüel, olabildiğince yerli ve milli bir aday. Aynı zamanda dünyalı. Çünkü; onlarla konuşabiliyor. Onları dinleyebiliyor, onlarla tartışabiliyor, onları anlayabiliyor, onlarla uzlaşabiliyor… Dünya’nın en önemli Coğrafyasında, en stratejik noktasında bir ülkeye Cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız, o ülkeyi etkili temsil etmek istiyorsanız en azından İngilizce konuşabiliyor olmanızda fayda var. Sayın Sinan Oğan bildiğim kadarıyla iyi seviyede birkaç dil konuşuyor. Akademisyen. İnsan yetiştiriyor. İnsanların hayatına dokunuyor. Onlara rehberlik yapıyor. Onların hayat yolculuğunda izi var. Boş konuşmuyor. Bağırıp çağırmıyor. Kimseyi suçlamıyor, iftiralar, ithamlarda bulunmuyor. Bildiğini konuşma konusunda cesaretli, bilmediği konularda haddini biliyor ve dinliyor. Ego, kibir normal insanlar kadar. Zor sorulara, zor konulara verdiği cevaplar çok etkileyici ve ikna edici. Babala TV programı tarihi nitelikteydi.
Bir partisi yok, bir partinin adayı değil. Yani partili bir Cumhurbaşkanı olması gerekmiyor. Şansı ne derseniz? Başlarken 4. olacak derdim. Şu anda görebildiğim 3. sıraya çıktı. Nereye kadar çıkabilir bilmiyorum. Şansı ne kadar derseniz fazla görünmüyor ama şunu biliyor ve kolaylıkla söyleyebilirim. Sayın Erdoğan’ında, Sayın İnce’nin de, Sayın Kılıçdaroğlu’nun da kendisinden sonraki kafalarındaki isim Sayın Sinan Oğan. Bu üç liderin destekçilerinin de böyle düşündüğünden eminim.
Hepimiz insanız. Sağlık her şeyden önemli. Ben seçimin ikinci tura kalacağını düşünmüyorum. Ama yine de olasılık. Var sayalım ki kaldı ve kalanlardan birisi seçime devam edemeyecek düzeyde bir sağlık sorunu yaşadı. Sizce o adayı destekleyen seçmen kime oy verir. Ya da kimin olmasını ister? Ben yazayım burada kalsın. Sayın Sinan Oğan.
15 Mayıs sabahı konuşacak çok şeyimiz olacaktır. Ama bugünden bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Sayın Sinan Oğan; 15 Mayıs sabahı Cumhurbaşkanı seçilse bu ülkede hiç kimse kaybetmiş duygusu yaşamaz. Buna diğer üç aday ve onların destekçileri de dahil. Ama bu ihtimal ilk olasılık değil. Seçim bittiğinde siyasi hayatımızda uzun yıllar göreceğimiz, başarıyla ülkemize hizmet edecek önemli bir siyasetçi kazanmış olacak. Yani bu seçimin tek kaybetmeyeni bence Sayın Sinan Oğan olacak.
Sevgi ve Saygılarımla