“Her sözün canı vardır.”
Bu sözü Prof. Dr. Saadettin ÖKTEN hocamızdan duyduğumda inanılmaz etkilendim. Diyor ki; Nedir o
can? Seni gönlünden vurur. Bazen bir kelime, bazen bir sükût, bazen bir tebessüm, bazen hiçbir şey
söylememek. Nasılda anlatıyor biz insanoğlunun zor anlarındaki duygularını. Hepimiz yaşamışızdır,
deriz ya bazen hiçbir şey söyleyemedim, donakaldım cevap bile veremedim.
Sesinizi duyar gibiyi sizlerden, bana öyle bir baktı ki gözleri konuştu. Gönlümüz incinir susarız.
Karşımızdaki düşünür savaşı kazandım diye ama bilmez ki söylenecek söz boşunadır.
Gönül sancılar içerisinde kıvranır durur. Tevazu insanın süsüdür diyor büyüklerimiz. Sözlerdeki
o can nasıl sirayet eder cümlelerimize.
Çok duygulandığımızda ağlarız yağmur gibi dökülür göz yaşlarımız, konuşmaz dudaklarımız.
Kalbimizin fısıltısı duyulur.
Bir bakış seni seviyorum diyebilir insana, ya da konuşmadan sıkıca sarılmak hissettirir tüm bu
duyguyu. Kalpler birbirinden uzak olunca sesler yükselirmiş, birbirine yakın kalpler fısıltıyla
konuşurmuş. Sözün canı bize emanet o canı öyle bir temsil edelim ki hayat bulsun davranışlarımızda.
Fesleğen bile dokunmadıkça kokusunu yaymıyorsa…
Biz dokunalım sevdiklerimize, sevgiye ihtiyacı olan herkese sözle, tebessümle sarılarak bazen
de susarak.
Var mısınız benimle bu yolculuğa?
Hoşçakalın.