Tatlandırıcılar
Günlük olarak tükettiğimiz yiyeceklerin kimyasal içeriğinde bulunan şeker, diş çürüğü oluşumunda çok önemli bir yere sahiptir. Fakat insan doğumdan itibaren tatlıya karşı eğilimlidir ve şekerin diyetten tamamen çıkarılması mümkün değildir. Ancak doğada tatlı tadını veren yegane ürün fermente olabilen karbonhidratlar değildir. Bazı sentetik ve doğal tatlandırıcılar tatlı tadını verdikleri halde çürük oluşturmazlar. Bunlara tatlandırıcı denir.
Sadece diş çürüğü olarak değil, şekerin insan vücudundaki etkilerinden korunmak ama bununla beraber tat alma zevkinden mahrum kalmamak tatlandırıcıların yoğun olarak kullanımını beraberinde getirmiştir. Bu hafta sizlere tatlandırıcılardan bahsedeceğim.
Tatlandırıcılar tükürük akışını artırırlar. Diyette kullanılması ile tüketilen karbonhidrat miktarının azalmasını sağlarlar. Ayrıca tatlandırıcılar fermente edilmedikleri ya da az edildikleri için çürük oluşması için gerekli basamaklardan biri olan plak pH sinin asidik düzeye ilerlemesine engel olurlar. Tek tek baktığımızda bu özellikler avantajdır ancak tüm bunları bir arada barındıran tatlandırıcı bulmak mümkün değildir. Bu nedenle birkaç tanesi bir arada kullanılarak sinerjik etki yaratılmaya çalışılmaktadır.
Tatlandırıcılar aslında birçok alanda kullanılmaktadırlar. Bunlar; sakızlar, şekerlemeler, ilaçlar, yiyecekler ve hatta diş macunu ve gargaralarda bulunmaktadır.
Tatlandırıcılar kendi içlerinde çeşitli başlıklarda gruplanırlar. Yoğun tatlandırıcılar grubundaki sentetik yoğun tatlandırıcılar kalorisiz tatlandırıcılar olarak da adlandırılırlar. Düşük kalorili yiyecek ürünlerinde ve diabetiklere ait yiyecek ve içeceklerde kullanılırlar.
Sakkarin asit oluşumunu azaltarak ve çürük oluşturan bakterilerin büyümesini azaltarak çürük oluşumunu azaltmaktadır. Asetülfam-K toksisite reaksiyonu ve yan etki bildirilmediği için etkili bir bir tatlandırıcıdır. Ancak pahalıdır. Gargaralarda, diş macunlarında, ilaçlarda, içeceklerde, sakızlarda ve şekerlemelerde kullanılırlar.
Aspartam ve siklamat çok kullanılmayan formlardır.
Diğer bir grup olan hipoasidojenik şekerler oral bakteriler tarafından yavaş fermente edilirler. Bunlar arabinoz, sorboz, xyloz, palatinoz gibi şekerlerdir. Toksikolojik etkileri ve ekonomik sebeplerden dolayı kullanım alanları yoktur.
Hipo veya nonasidojenik oligosakkaritler 2-10 karbonlu karbonhidratlardır. Özellikle Japonya´ da oligosakkaritlerden oluşan bir karışım yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu karışım Monosakkarit, glikozilsükroz ve maltozilsükrozdan oluşur ve coupling sugar olarak adlandırılır.
Şeker alkolleri olarak isimlendirilen son grup karbonhidrat yapısındaki tatlandırıcılardır. Bu maddelerin tatlandırıcılıkları nadiren sükrozdan düşük, bazen eşdeğer veya daha yüksektir.
Sorbitol sükrozun yarısı kadar tatlıdır. Bakteriler tarafından çok yavaş fermente edilir.
Xylitol(ksilitol) 5 karbon atomlu bir şeker alkolüdür. Doğada muz, mantar gibi birçok gıda maddesinde bulunur. Çürük profilaksisi açısından sükroz yerine kullanılabilecek bir ajandır ve ümit vaad etmektedir.
Çürük oluşumunun azalmasında bakterilerin bunu fermente edememesi , bakterilerin büyümesini engellemesi, plak miktarının azalması, salyayı arttırması örnek olarak gösterilebilir.
Sağlıklı gülüşler?
Sorularınız için; www.disizmir.net
[email protected]
Diş Hekimi Mehmet ERGÜNEŞ