MENÜ
İzmir 35°
Menemen'in Sesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
BESLENME VE ÇÜRÜK ARASINDAKİ İLİŞKİLER
Mehmet Ergüneş
YAZARLAR
19 Mayıs 2016 Perşembe

BESLENME VE ÇÜRÜK ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Bu hafta sizlere küçük büyük hepimizi ilgilendiren bir konu olan beslenme ve çürük ilişkisinden bahsedeceğim.

BESLENME VE ÇÜRÜK ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Yiyeceklerin çürük yapma etkisi ve potansiyeli diş hekimliğinde karyojenite olarak adlandırılır. Bu etki ağız ortamında alınan yiyeceğin asite dönüşebilme gücüdür. Yani çürük oluşması için asit oluşması gerekmektedir ve bakteriler de asit üreterek dişlere zarar vermektedir. Yapılan çeşitli çalışmalarla alınan gıdaların çürük yapma etkisi yani asit üretme ağza alınmadan önce ve ağza alındıktan sonra bu değerler ölçülerek hesaplanır. Ağza alındıktan sonra plak pH´ ını belirli değerin altına düşürmeyen gıdalar dişler için zararsız kabul edilir. Diş dostu logosu taşıyan ürünler de bu teste göre belirlenmektedir.

Çürüğün oluşması için belirli faktörler vardır ve bunlar oluşursa çürük oluşur. Karyojenik yiyecekler, uygun bir diş dokusu ve dişe zarar verecek bir diyet çürüğün oluşmasında etkilidir. Bunların yanında besinlerin fiziksel yapısı, kimyasal yapısı, hazırlanışı, yenme şekli ve yenme sırasında çürük yapma etkinliklerinde önemli faktörlerdir.

Örnek verecek olursak yapışkan yapıda ve ağızda daha uzun süre kalabilecek olan besin maddeleri kısa süre kalanlara oranla daha çok çürük yapma etkisine sahiptir. Çiğneme gerektiren sert gıdalar da tükürük etkisini artırdığı için asit etkinliğini azaltır ve daha az çürük yapma etkisine sahiptir.

Elma, havuç, yer fıstığı gibi yiyecekler mekanik temizliğe yardımcı oldukları ve tat ve kokuları sebebiyle tükrük akışını artırdıkları için çürüğe karşı koruyucu etkinliğe sahiptirler. Genel olarak fibrilli ve sert yiyecekler mekanik temizliğe yardımcı olarak çürük etkinliğini azalmada etkili olurlar.

İçlerinde zaten asit barındıran asitli içecekler ise dişler üzerinde madde kaybına sebep oldukları için çürük oluşma riskini artırmaktadır.

Aynı türdeki besin maddelerinin birlikte yendikleri gıdalar ve yenme sıraları asit oluşturma etkinliklerini değiştirir. Örneğin tost ve portakal suyu fıstık ezmesiyle birlikte yenilirse asit etkinliğini azaltırken; reçelle birlikte alınırsa asit etkinliğini artırmaktadır.

Bazı maddelerin çürük önleyici etkisinden dolayı karyostatik olarak kabul edilir. Proteinler( peynir, süt vb..), rafine edilmemiş hububatlar, fosfatlar, kakao ve çay, mineraller( florid, kalsiyum, fosfat) vitaminler, probiyotik ve prebiyotikler bu tür gıdalara örnek olarak sayılabilir.

Şimdi de yukarıda bahsettiğim besin maddelerinin bu etkilerini biraz daha ayrıntılı olarak anlatalım.

Örnek olarak peynir yapısındaki Ca, fosfat gibi elementler ve bazı maddeler diş yüzeyinden madde kaldırılmasını önlerler. Böylelikle çürüğün oluşması için gerekli olan adımlardan biri engellenerek çürük oluşması da engellenmiş olur. Ayrıca peynirin tükürük artırıcı etkisi de bulunmaktadır. Yapısında bulunan bazı maddeler ise çürük oluşması için gerekli olan bakterilerin metabolizmasını engeller.

Sütün yapısında bulunan Ca fosfat gibi iyonlar ve vitaminler kompleks bir yapı oluşturarak çürüğün oluşmasını engellemektedir. Ancak sütün içine tatlandırıcı amaçla konulan şeker, bal, pekmez gibi besin maddeleri sütü karyojenik hale getirmektedir. Özellikle çocuklarda süt içilmesini teşvik etmek amacıyla içine konulan bu tatlandırıcılar faydanın yanında dişlerin çürümesine sebep olarak zarara yol açmaktadır. Bu nedenle özellikle gece yatmadan önce çocuklara verilen süte tatlandırıcı ilave edilmemesi diş sağlığı açısından önemlidir.

Fosfatlar diş yüzeyine plak tutunmasını azaltarak çürük oluşumunu engellemede etkilidirler. Bununla beraber çay ve kakaonun yapısındaki bazı maddelerinde çürük oluşumunu engellemede etkili olduğu gösterilmiştir.

Ana öğünlerimizin dışında aldığımız ara öğünlerdeki besin maddelerinde bulunan bazı özellikler çürük oluşumunu azaltmada yardımcı olabilir. Bunları sıralayacak olursak;

-Fiziksel yapısı itibariyle çiğneme gerektirmeli ve tükürük akışını uyarmalıdır.

- Yapısı kalsiyum ve fosfat yönünden zengin olmalıdır.

- Yapışkan formda olmamalıdır.

- Kimyasal olarak proteinden zengin olmalıdır.  

Biraz da prebiyotik ve probiyotik özellikteki besinlerden bahsedelim. Yapılan araştırmalarda fermente olabilen süt ürünlerinden birçok patojen olmayan bakteri izole edilmiş ve bunlar probiyotik olarak tanımlanmıştır.   Başta anne sütü olmak üzere kefir, ayran,yoğurt peynir gibi fermente süt ürünleri probiyotik açısından önemli kaynaklardır.  Prebiyotik ise; yararlı bakterilerin(probiyotiklerin) zararlı olanların aleyhine çoğalmasına yardım eder. Bunların gelişmesini sağlayan aktivitelerini artıran karbonhidrat bileşenleridir. Anne sütü, yoğurt ve lifli gıdalar(enginar, kereviz, muz, pırasa vb) prebiyotiklere örnek olarak sayılabilir.

Probiyotik mikroorganizmalar patojen olmamalı, insan kaynaklı olmalı, mide asidinden etkilenmemeli ve bulunduğu konakçıya yararlı olabilmelidir.

Probiyotiklerin çoğu yüksek kalsiyum içeriği olan süt ürünlerinde bulundukları için diş çürüğünü engellemede de dolaylı yoldan faydalı olurlar.

Sağlıklı gülüşler?

19 MAYIS ATATÜRK´Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Sorularınız için; www.disizmir.net                                                              Diş Hekimi Mehmet ERGÜNEŞ

                             [email protected]

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Menemen'in Sesi